Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/9069
Karar No: 2014/24469

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/9069 Esas 2014/24469 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/9069 E.  ,  2014/24469 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Mardin 2. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    Tarihi : 23.01.2014
    No : 2013/201-2014/28

    Dava, vergi borçlanmasının geçerli olduğunun tespiti, 4527 gün hizmetin sigortalılık süresine eklenmesi gerektiğinin tespiti ve Bağ-Kur sigortalılık başlangıcının 07.03.1988 tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik .. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacı tarafından 31.12.2002 tarihinde Kuruma intikal ettirilen giriş bildirgesine göre davalı Kurumca sigortalılık, 04.10.2000 tarihi itibariyle tescil edilmiş ve davacı 31.12.2002 tarihinde davacı Kuruma başvurarak 619 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamenin Geçici 1. maddesi hükmünden yararlanmak ve 20.04.1982-04.10.2000 tarihleri arasındaki hizmetlerini borçlanmak istediğini bildirmiş, Kurum tarafından 07.03.1988-04.10.2000 tarihleri arasında 4527 gün borçlandırılmıştır. Davacı, Kurumca hesaplanan ve bildirilen 6.106.000.000 TL’nin tamamını ödediğini, davalı Kurum ise 5.501.000.000 TL’sini ödediğini savunmaktadır.
    1479 sayılı Kanun, zorunlu sigortalılık için “esnaf ve sanatkarlar ve diğer bağımsız çalışanlara” Kanunda yazılı sosyal güvenlik hükümlerini uygulama amacı taşımakta olup 26. madde ile sigortalı olma hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağını, bu Kanuna göre sigortalı sayılanların üç ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescil yaptırmalarının zorunlu olduğunu, aksi durumda Kurum tarafından re’sen tescil işleminin yapılacağını hükme bağlamıştır.
    01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Kanunun 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicil kaydı veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanun ile 1479 sayılı Kanunun 24. maddesi değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanun ile 1479 sayılı Kanunun 24. maddesi değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanun ile de 1479 sayılı Kanunun 24. maddesi tekrar değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalığı için vergi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının birlikte bulunması yeterli görülmüştür.
    619 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamenin geçici 1.maddesi hükmüne göre “Bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu Kanun Hükmündeki Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetlerin bu Kanun Hükmündeki Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlar. Ancak , 1479 sayılı Kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olmak kaydıyla 20.04.1982 tarihinden itibaren bu Kanun Hükmündeki Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar vergi dairelerine kayıtlı olarak kendi nam ve hesabına bağımsız çalıştıklarını belgeleyen
    sigortalıların, vergiye kayıtlı bulunduğu süreler, bu süreye ilişkin primleri, ödeme tarihinde bulundukları gelir basamağı prim tutarı üzerinden ödemek kaydıyla sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.” denilmekte olup, 04.10.2000 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de Anayasa Mahkemesi’nin 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe giren 26.10.2000 günlü kararı uyarınca 619 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname tüm hükümleri ile iptal edilmiştir. Bu iptal kararından sonra kanun koyucu 4956 sayılı Kanun ile benzer bir düzenleme yapmış ve yürürlülük tarihi olarak 02.08.2003 tarihini öngörmüştür.
    Davaya konu somut olay açısından, davacının başvuru tarihi itibariyle 619 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamenin geçici 1. maddesi Anayasa Mahkemesi’nin 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe giren kararı ile iptal edilmiş, benzer düzenlemeyi öngören 4956 sayılı Kanun ile değişik 1479 sayılı Kanunun Geçici 18. madde hükmü ise 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, davacının borçlanma talep tarihi itibariyle her iki hükmün de uygulama olanağı yoktur. Bu durumda o dönem için yürürlükte bulunan kanun hükümlerine göre sigortalılık şartları değerlendirilmelidir.
    22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanun ile 1479 sayılı Kanunda yapılan değişiklikte; “gerçek ve götürü usulde gelir vergisi mükellefi olanlar, Esnaf ve Sanatkarlar Siciline kayıtlı bulunanlar veya kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun kayıtlı bulunanlardan” gelir vergisi mükellefi olanlar, mükellefiyetin başlangıç tarihinden, gelir vergisinden muaf olanlar ile vergi kaydı bulunmayanlar da Esnaf ve Sanatkarlar Siciline veya kanunla kurulu meslek kuruluşuna kayıt oldukları tarihten itibaren kendiliğinden sigortalı sayılmışlardır. Bu halde davacının zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı kendi nam ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun gerçekleşmiş olması ön koşulu dikkate alınarak vergi mükellefiyetinin oluşturulduğu tarihten başlatılmalıdır.
    Yine, dava konusu somut olayda; davacının, Bağ-Kur"a giriş bildirgesinin Kuruma 31.12.2002 tarihinde intikal ettiği, nakliye işinden vergi kaydının 07.03.1988 tarihinden itibaren başlayıp devam ettiği görülmektedir. Davacının borçlandığı ve giriş bildirgesinin Kuruma intikal ettiği tarihte 619 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname iptal edilmiş, 4956 sayılı Kanun ile değişik 1479 sayılı Kanunun Geçici 18. madde hükmü ise henüz yürürlüğe girmemiştir. Davacının sigortalılığının 3165 sayılı Yasa ile değişik 1479 sayılı Yasanın 24. Maddesine göre değerlendirilmeli, sigortalılığın tespiti için geçerli bir borçlanmasının şart olmadığı ve ödenmeyen tutarların gecikme zammı ile Kurumca her zaman tahsilinin mümkün olduğunu göz önünde tutulmalı ve sonucuna göre dava konusu istem hakkında karar verilmelidir.
    Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O NUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 20.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi