Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/17937
Karar No: 2014/24431

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/17937 Esas 2014/24431 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/17937 E.  ,  2014/24431 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Adana 4. İş Mahkemesi
    Tarihi : 15.05.2014
    No : 2012/617-2014/341

    Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-Davalılardan B.. D.. ile ilgili hükme yönelik temyiz itirazlarının incelemesi sonucu; Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin taktirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; 5510 sayılı Yasanın 56. maddesinde, “Ölen sigortalının hak sahiplerinden;
    a) Kendisinden aylık bağlanacak sigortalıyı veya gelir ya da aylık bağlanmış olan sigortalıyı kasten öldürdüğü veya öldürmeye teşebbüs ettiği veya bu Kanun gereğince sürekli iş göremez hale veya malûl duruma getirdiği,
    b) Kendisinden aylık bağlanacak sigortalıya veya gelir ya da aylık bağlanmamış olan sigortalıya veya hak sahibine karşı ağır bir suç işlediği veya bunlara karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemesi nedeniyle ölüme bağlı bir tasarrufla mirasçılıktan çıkarıldıkları, hususunda kesinleşmiş yargı kararı bulunan kişilere gelir veya aylık ödenmez. Ödenmiş bulunan gelir ve aylıklar, 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır.
    Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır.”hükmü yer almakta olup, davalılardan hak sahibi A.. C..’nin boşandığı eşi B.. D..’un ölen sigortalının hak sahipliği sıfatı bulunmayıp, hakkındaki davanın husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle reddi yerine; işin esasına girilerek reddedilmiş olması, sonuca etkili bulunmadığından, davalılardan B.. D.. hakkında verilen hükmün neticesi itibariyle doğru olduğu açıktır.
    2-Davalılardan A.. C.. ile ilgili hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    Hakkında verilen boşanma kararı 24.01.2003 tarihinde kesinleşen davalıya, 18.09.2001 tarihinde yaşamını yitiren babası üzerinden 506 sayılı Kanun hükümlerine göre hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davacı Kurumca 2010 yılında gerçekleştirilen işlemle 25.10.2008 tarihi itibarıyla kesilerek, 25.10.2008 – 25.08.2010 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, özellikle Anayasa"nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanununun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, talep konusu dönemde, davalı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak tarafların Turkcell şirketine telefon aboneliği sırasında beyan ettikleri C.. Mah.. No:25 Y../Adana adresinde birlikte yaşayıp yaşamadıkları araştırılmalı, ilgili Nüfus Müdürlüğünden elde edilen yerleşim yeri bilgilerine göre davalının boşandığı eşi B.. D..’un Kurum denetiminden sonra 26.11.2010 tarihinde mernis adresini değiştirerek Cumhuriyet Mah. 650. Sok No:141 İç Kapı No:1 Yüreğir/Adana adresini beyan ettiği hususu gözetilerek bu tarihten önce hangi adreste kiminle yaşadığı araştırılmalı, davacı Kurum tarafından yapılan icra takibi sırasında borçlu-davalılar adına C..Mah... Sok No:15 İç Kapı No:1 Y../Adana adresine gönderilen tebligatın her iki davalı adına, adreste bulunan ve müşterek kızları olan . tarafından 7201 Sayılı Kanunun 16. ve 20. maddelerine göre tebellüğ edildiği hususu göz önünde tutularak bu kişi, çekinme hakkı hatırlatılmak suretiyle tanık sıfatıyla dinlenmeli ve tarafların aynı çatı altında yaşayıp yaşamadıkları hususu açığa çıkarılmalı, Kurum Kontrol Memurları tarafından yapılan soruşturma sırasında Köprübaşı Polis Merkez Amirliği ekiplerince tutulan 30.08.2010 tarihli tutanak ile yargılama sırasında aynı Polis Merkez Amirliği tarafından tutulan 08.02.2013 tarihli tutanakların birbiriyle çelişkili olduğu gözetilerek bu çelişkinin giderilmesi için yeniden araştırma yapılmalı, tutanak tanıkları dinlenerek çelişkinin sebebi sorulmalı, varsa davalıların çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, medula sisteminde kayıtlarda görülen adresler ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, böylelikle davalıların fiilen birlikte yaşama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi