22. Hukuk Dairesi 2019/6422 E. , 2019/17639 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesini fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi nedeni ile haklı sebeple feshettiğini belirterek fazla mesai ücreti, kıdem tazminatı ve bes vesting kurum ödemesi personel alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı yana keşide edilen ihtarnamelerde de açıkça arz edildiği üzere davacının fazla mesaiye ilişkin alacağının bulunmamakta olup, fazla mesai yapılan hallerde de bu ödemelerin tesis edildiğini, davacının fazla mesai alacağının bulunmadığını, belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda bes vesting kurum ödemesi personel alacağına yönelik alacağın atiye bırakılması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına diğer taleplerin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraf vekillerinin temyizi üzerine karar Dairemizin 2017/12280-E 2018/8712-K sayılı ve 16/04/2018 tarihli ilamı ile “…Dosya içeriğine göre, fazla çalışma ücreti alacağı bilirkişice banka açılış ve kapanış kayıtlarına göre, banka açılış kapanış saatlerinin bulunmadığı dönemler yönünden tanık anlatımlarına göre hesaplanarak hüküm altına alınmış ve çalışma dönemleri açısından tanıklık edebilecekleri dönem olarak sadece 01.07.2010 – 26.08.2010 tarihleri arası tanık beyanlarına göre hesaplanmış kayıt olmayan diğer dönemler için ise hesaplama yapılmamıştır. Davacı taraf dava dilekçesinde 2005 - 2008 yılları arasında ... Şube"de, 2008 - 2010 yılları arasında ... Çarşı Şube"de, 2010 - 2013 yılları arasında ... Şube"de, 2013 yılı Eylül ayı - 2014 yılı Ocak ayı arası ise ... Şubesi"nde çalıştığını iddia etmiş ve tanık listesinde 5 adet tanık göstererek hangi tanıkla hangi şubede birlikte çalıştığını ayrı ayrı belirtmiştir. Mahkemece davacının 2 adet tanığı dinlenmiş olup davacının diğer tanıklarının dinlenilmesi talebi ise dinlenen tanık anlatımlarına nazaran uyuşmazlığın yeteri kadar aydınlanması sebebi ile reddedilerek davacının savunma hakkı kısıtlanmıştır. Öncelikle banka açılış kapanış saatleri davacının iş yerine giriş çıkış saatlerini gösteren kayıtlar değildir. Bu nedenle bilirkişice bu kayıtlara göre fazla mesai hesabı yapılması hatalı olmuştur. Mahkemece yapılacak iş davacının tanık listesinde bildirdiği ve dinlenilmesini istediği tüm tanıklar dinlenerek davacı ile birlikte aynı şubede ortak çalışma dönemleri ile sınırlı olarak belirlenen tarih aralıkları için hesaplama yapılarak ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek davacının fazla çalışma ücreti alacağı bulunup bulunmadığı denetime açık şekilde belirlenmelidir. Yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçeleri ile bozulmuş ve mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verilmiş olmasına göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin fazla çalışmaya esas çalışma saatleri hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Dosya içeriğine göre, bozma sonrası yapılan yargılamada bozma ilamı doğrultusunda davacının dinlenmeyen diğer tanıklarının dinlendiği görülmüştür. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda yıl içerisinde bulunan 52 hafta yerine 48 haftanın dikkate alındığı, dini ve milli bayramlar ile 48 adet Pazar günü ve 24 cumartesi gününün yıllık gün sayısından çıkartıldığı, yıllık izin süresinin dikkate alındığı, yıl içerisinde 26 cumartesi günü saat 09.00-14.00 arası mesai yapıldığı ayrıca her akşam 19.00 ve daha ziyade bu saatlerden sonra iş yerinden ayrıldıklarının tanık ifadeleri ile sabit olduğu belirtilerek fazla mesai alacağı hesaplanmış ise de bu şekliyle bilirkişi raporu denetime elverişli değildir. Davacı davalı bankanın farklı şubelerinde çalıştığını iddia etmiş ve tanık listesinde 5 adet tanık göstererek hangi tanıkla hangi şubede birlikte çalıştığını ayrı ayrı belirtmiştir. Mahkemece yapılacak iş davacının hangi şubede hangi saatler arasında çalışarak, haftada ne kadar fazla mesai yaptığının ayrı ayrı tespiti ile tanıkların davacı ile birlikte aynı şubede ortak çalışma dönemleri ile sınırlı olarak belirlenen tarih aralıkları için hesaplama yapılmalı ve ayrıca banka açılış kapanış saatlerinin bulunduğu dönemler yönünden davacının bankanın kapanma saatinden sonra bankada çalışmasının mümkün olamayacağı da gözetilerek ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek davacının fazla çalışma ücreti alacağı bulunup bulunmadığı denetime açık şekilde belirlenmelidir. Yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Dairemiz uygulamasına göre fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinden indirim yapılması durumunda, reddine karar verilen miktar bakımından kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmemesi gerekir.
Dosya kapsamından, davacının dava dilekçesinde 3.000,00 TL fazla mesai talep ettiği ve talebini ıslah etmediği, bozma öncesi yapılan ilk yargılamadan sonra ise 02.06.2015 tarihinde fazla mesai yönünden 20.000 TL değerinde ek dava açtığı ve davanın bu dosyayla birleştirildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece birleşen dava ve bozma ilamı doğrultusunda rapor aldırılmıştır.
Bozma sonrası yapılan yargılamada hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 24.678,39 TL fazla mesai ücretinin tespit edildiği ve mahkemece 1/3 oranında indirim uygulanarak toplamda 16.452,26 TL fazla mesainin kabul edildiği ve taleple bağlı kalınarak 3.000,00 TL sinin asıl davada kalan 13.452,26 TL’sinin ise birleşen davada hüküm altına alındığı görülmüştür. Bu itibarla her ne kadar Mahkemece birleşen dava yönünden davalı lehine vekalet ücreti verilmiş ise de fazla mesai yönünden toplam davacı talebinin 23.000 TL olduğu ve hüküm altına alınan miktarın 1/3 indirim yapılmadan önceki halinin 24.678,39 TL olduğu görülmekle davacının yapılan indirim dışında birleşen dava yönünden reddedilen alacağı bulunmadığından davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olup ayrıca bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 30/09/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.