11. Hukuk Dairesi 2019/2917 E. , 2020/1149 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 21/02/2019 tarih ve 2011/139-2019/50 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi...’in vefatından önce vesayet atına alındığını, dava dışı vasinin davalı bankadaki murise ait hesaptan para çekme yetkisi bulunmadığı halde usulsüz olarak para çekmesine izin veren davalı bankanı da oluşan zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı olarak şimdilik 25.000,00 TL ve 12.629,41 USD’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, vasinin temsil yetkisi bulunduğu için ayrıca vesayet mahkemesinden para çekme izni verilmesinin gerekmediğini, müvekkili ödemelerinin yasal olduğunu, sorumluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; 30/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda, davacıların davalı bankadan dava tarihi 26/07/2007 itibariyle toplam 3.534,59 TL ve 12.629,41 USD talep edebileceğinin belirtildiği, bilirkişi raporu içeriği bu yönü ile yeterli, dosya içeriğine uygun ve denetime elverişli bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 3.534,59 TL"nın dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasa"nın 2/2 mad. uyarınca yıllık %29 ve değişen oranlarda faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 12.629,41 USD"ye dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasa"nın 4/a mad. uyarınca devlet bankalarına USD para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına fiilen ödediği en yüksek faiz oranı yıllık %5,51 ve değişen oranlarda faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı, dava dilekçesinde ""12.629,41 USD"nin ödeme tarihlerinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini"" talep etmiş, mahkemece ""12.629,41 USD"ye dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarına USD para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına fiilen ödediği en yüksek faiz oranı yıllık %5,51 ve değişen oranlarda faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,"" karar verilmiştir. Ancak, davalı banka da kamu bankası olmakla, dava tarihi itibarıyle USD cinsinden 1 yıllık mevduat hesaplarına %4 faiz oranı uyguladığı anlaşılmış olup, davacı lehine hükmedilecek tazminata uygulanacak faiz oranının ""%4 ve değişen oranlarda"" olması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmamış ise de, anılan yanlışlık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK"nın 370/2 maddesi uyarınca hükmün aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
3- Mahkemece, 3.534,59 TL ve 112.629,41 USD"lik asıl alacak miktarları üzerinden davanın kısmen kabulüne ve davacı vekil ile temsil edildiği için AAÜT 12. maddesi uyarınca 2.725,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına hükmedilmiştir. Ancak, aynı tarifenin 13. maddesinde; Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenmesi gerektiğini düzenlemektedir. Bu durumda, davanın kısmen kabulü nedeniyle kabul edilen alacak miktarı üzerinden davacı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik vekalet ücretine karar verilmesi isabetli olmamış ise de, anılan yanlışlık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK"nın 370/2 maddesi uyarınca hükmün aşağıdaki şekilde düzeltilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile, hükmün 1. bendinin 3. parağrafındaki ""%5,51"" ibaresinin kaldırılarak yerine ""%4"" ibaresinin yazılmak sureti ile kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerde, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile, hükmün 3. bendindeki ""(2.725,00)"" ibaresinin kaldırılarak yerine ""8.145,65 TL"" ibaresinin yazılmak suretiyle hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine,10/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.