13. Hukuk Dairesi 2018/3895 E. , 2018/9329 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, davalının banka ile akdedilen bireysel kredi sözleşmesi ile kullandırılan kredi borcunu ödemediğini, bunun tahsili için ... 5. İcra Müdürlüğü"nün 2014/5957 sayılı takip dosyasında başlatılan icra takibinin ise davalının itirazı üzerine durdurduğunu, takibe yapılan itirazın haklı olmadığını beyan ederek; ... 5. İcra Müdürlüğü"nün 2014/5957 sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın iptaline ve davalı kötü niyetle itiraz ettiğinden %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davalının ... 5. İcra Müdürlüğünün 2014/5957 sayılı takip dosyasında borca yaptığı itirazın kaldırılmasına, takibin devamına, itirazın alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla yapıldığı ve haksız olduğu kanaatine varıldığından %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dava, davacı banka tarafından davalı aleyhine ... 5.İcra Müdürlüğü"nün 2014/5957 Esas sayılı dosyasında 11.06.2014 tarihinde başlatılan 4.858,78 TL asıl alacak, 97,53 TL kat öncesi işlemiş faizi, 4,88 TL...., 182,87 TL işelemiş temerrüt faizi(29.04.2014-11.06.2014) 9,14 TL..... olmak üzere toplam 5.153,20 TL başlatılan icra takibine, davalı borçlunun süresinde, özetle adı geçen krediyi düzenli olarak ödemekte iken usulsüz olarak hesabın kesildiğini, hesap kat ihtarnamesinin gönderilmediğini açıklayarak itiraz etmesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, borcun hesaplanması için bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişi raporunda davacı bankanın 29.04.2014 tarihi itibariyle hesabı kat ederek, davalıya borcunu ödemesi için ihtarname keşide edilmiş olduğunun ve hesap özeti gönderildiğinin 11.06.2014 tarihli ödeme emrinde belirtilmekle birlikte dosya içeriğinde bu ihtarnamenin görülmediği belirlenmiş olmasına rağmen hesap kat ihtarnamesi gönderilmiş ve tebliğ edilmiş gibi hesaplama yapılmış ve mahkemece de söz konusu bilirkişi raporu davalının itirazlarına rağmen hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalının temyizi üzerine dosya dairemize gelmiş ve davacı bankanın davalı tarafa göndermiş olduğu ve ödeme emrinde bildirilen hesap kat ihtarnamesinin tebliğ şerhleriyle birlikte gönderilmesi için dosyanın geri çevrilmesine karar verilmiştir. Dosyanın geri çevrilmesi üzerine, davacı banka tarafından ödeme emrinde bildirilen 29.04.2014 tarihli hesap kat ihtarnamesi yerine dava tarihinden sonraki bir tarih olan 30.10.2014 tarihli ihtarname gönderilmiş, böylece ödeme emrinde bahsedilen 29.04.2014 tarihli hesap kat ihtarnamesinin mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Kanunun 10/3. maddesinde “… Kredi veren, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak; ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Ancak kredi verenin bu hakkını kullanabilmesi için en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir.” hükmü yer almaktadır. Buna göre, davacı banka tarafından davalıya yapılmış usulüne uygun bir muacceliyet ihtarı bulunmadığına göre bu ihtar varmışçasına hesaplama yapılarak takip başlatılamaz ve ihtarname varmışçasına hesaplama yapan bilirkişinin raporu hükme esas alınamaz. Davacı banka ancak davalı borçlunun takip tarihinde halen ödemediği ya da eksik ve geç ödediği taksitler nedeniyle gecikme faizi ve diğer ferileriyle birlikte takip yapma hakkına sahiptir. O halde, mahkemece, davalı borçlunun takip tarihine kadar ödemediği taksitlerle, geç ödeme nedeniyle gecikme faizi ve ferilerinin miktarı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak belirlenecek miktar üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.