Esas No: 1994/9
Karar No: 1994/10
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 1994/9 Esas 1994/10 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 1994/9 E. , 1994/10 K.- ÖZET: İHRACATI TEŞVIK KARARLARININ UYGULANMASI SIRASINDA, IHRACATÇI FIRMA ALEYHINE MEYDANA GELDIĞI ILERI SÜRÜLEN ZARARIN ÖDENMESI ISTEMIYLE T.C. MERKEZ BANKASINA KARŞI AÇILAN DAVANIN IDARI YARGI YERINDE ÇÖZÜMLENMESI¬NIN GEREKTIĞI HK.
- UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 10
- TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI KANUNU (1211) Madde 41
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacı : P.B.E. A.Ş. Davalı : T.C. Merkez Bankası A.Ş. OLAY: Öğütülmüş barit cevheri ihraç eden P.B.E. A.Ş., 1983 yılında İş Bankası aracılığı ile “belgesiz ihracat kredisi” kullanmış ihracat gerçekleştirilerek taahhüt hesabı kapatılmıştır. 1986 yılında Merkez Bankası, Teftiş raporuna dayanarak bu ihracattan dolayı aracı İş Bankasını borçlandırmak suretiyle 24.781.688.48. TL. yaptırım uygulamış ve aracı İş Bankası buna bağlı olarak davacı A.Ş. den 5.545.940 TL. faiz ve gider vergisi tahsil etmiştir. Daha sonra davalı bankanın, aracı bankayı borçlandırmak suretiyle uyguladığı yaptırımın yasal olmadığı sonucuna varması üzerine davalı banka söz konusu yaptırımı iptal etmiştir. Davacı, önce uygulanan ve sonradan kaldırılan yaptırım nedeniyle uğradıkları 5.545.940 TL. faiz ve gider vergisinden dolayı uğradıkları zararın faiziyle birlikte tazmin edilmesi istemiyle Merkez Bankasına karşı 14.8.1987 tarihinde adlî yargı yerinde dava açmıştır. Davalı banka ise görev itirazında bulunmuştur. Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi; 8.2.1988 gün ve E.87/462, K.88/53 sayıyla: İhracatı teşvik uygulamasından kaynaklanan davada, Merkez Bankası, 1211 sayılı Yasa"nın 41. maddesinde açıklandığı üzere, idarenin mali ajanlık görevini ifa ettiği, bu nedenle yapılan işlemin idari nitelik taşıdığı, dolayısıyla davanın çözümünün idare mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; temyiz edilen karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 1.5.1989 gün ve 88/4798, 89/2702 sayılı kararıyla ve: uyuşmazlığın davacının taahhüt yoluyla iştirak ettiği İş Bankasıyla Merkez Bankası arasındaki sözleşmeden kaynaklandığı belirtilerek davanın adliye mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle bozulmuş, karar düzeltme istemi de reddedilmiştir. Mahkemece 25.12.1989 tarihli duruşmada bozma kararına uyulmasına karar verilmesi üzerine, davalı idare 2247 sayılı Yasa"nın 10. maddesine göre olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasını istemiştir. Mahkeme işin esasına girerek 25.1.1991 gün ve E.89/85/, K.91/8 sayıyla, davanın kısmen kabulüne kısmen de reddine karar vermiştir. Karar, Merkez Bankasınca temyiz edilmiş olup, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 15.10.1992 gün ve E.91/2560, K.92/9962 sayılı kararıyla, 2247 sayılı Yasa"nın 10/3. maddesi uyarınca davalının olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemine ilişkin başvurusu mahkemece nazara alınmadan davanın esas yönünden karara bağlanmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle bozulmuş; karar düzeltme istemi de reddedilmiştir. Mahkeme 27.1.1994 tarihli oturumunda bozma kararına uyulmasına, Uyuşmazlık Mahkemesi"nden karar çıkıncaya kadar davanın durdurulmasına karar vermiştir. Danıştay Başsavcılığı 8.4.1994 gün ve 5-4 sayıyla; olumlu görev uyuşmazlığı çıkarmış; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının davanın çözümünün idare mahkemesinin görevine girdiği yolundaki 8.6.1994 gün ve 49299 sayılı düşünce yazıları da alınarak dosyaya konulmuştur. İnceleme ve Gerekçe: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü Selçuk Tüzün"ün Başkanlığında, Şükrü Kaya Erol, Dr. Ekrem Serim, Nursel Aymakoğlu, Zafer Kantarcıoğlu, İrfan Erdinç ve Osman Şimşek"in katılmaları ile yaptığı 7.7.1994 günlü toplantıda Raportör-Hâkim Ayten Anıl"ın raporu ile Yargıtay ve Danıştay Başsavcılarının anlaşmazlığın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği yönünde düşünce yazıları ve dosyadaki belgeler okunduktan; toplantıya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yerine katılan Savcı İsmet Gökalp ile Danıştay Başsavcısı yerine katılan Savcı M. İlhan Dinç"in yazılı düşünceler doğrultusundaki sözlü açıklamaları da alındıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. Davanın konusu, davacı şirketin kullandığı belgesiz ihracat kredisinin “serbest döviz” mevzuatı kapsamında kullanılmadığı gerekçesiyle, T.C. Merkez Bankası tarafından yanlışlıkla uygulandığı anlaşılan yaptırımın geri alınmasından sonra davacının, aracı bankaya (İş Bankası) ödediği faiz ve gider vergisi karşılığının Merkez Bankasından tazminat olarak istenilmesine ilişkindir. Davada sözü edilen ihracat, 30.5.1980 gün ve 17002 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulunun, ihracatı teşvik kararına ek 8./887 sayılı kararı ile, 13.12.1982 gün ve 17897 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan DPT Teşvik ve Uygulama Başkanlığının 83/2 sayılı ihracatı teşvik tebliğinin 8. maddesiyle düzenlenmiş bulunan “serbest döviz” uygulaması çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Bu karar ve tebliğin kapsamından 8/887 sayılı kararın uygulama ve yürütülmesinde Devlet planlama Teşkilatı Başkanlığı Teşvik ve Uygulama Dairesinin (TUD) yetkili olduğu; 83/2 sayılı tebliğin yürütme ve organizesinde yetkinin DPT Başkanlığı Teşvik ve Uygulama Başkanlığına ait bulunduğu anlaşılmaktadır. DPT ve ona bağlı birimler olan TUD ve TUB Başbakanlığa bağlı kamu kurumlarıdır. 8/887 sayılı kararın 19. maddesinde; “T.C. Merkez Bankasının ihracatçı firmanın adı, unvanı, ihracat taahhüt miktarı, kredi miktarı ve vadesi (tarihi)ni ihtiva eden bilgi cetvellerini aylık olarak TUD"a göndereceği; 20. maddesinde ise: “Bu kararın uygulanmasında ortaya çıkacak tereddütlerin giderilmesi için TUD’dan görüş alınacağı, farklı ve yanlış uygulamaların giderilmesinin TUD’un yayınlayacağı tebliğlerle sağlanacağı; 21. maddesinde de: İhracat taahhüdünün esaslarının Merkez Bankasınca tespit edileceği belirtilmiştir. Bu hükümlerden Merkez Bankası"nın, karar ve tebliğ doğrultusunda gerçekleştirilen belgesiz ihracat işlemlerinde DPT, TUD ve TUB dan sonra bazı yürütme görevlerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan Merkez Bankası, 14.1.1970 gün ve 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Yasası ile Türkiye"de banknot ihracı imtiyazına münhasıra sahip ve bu yasada yazılı görev ve yetkileri haiz olmak üzere kurulmuş, kendine özgü bir kamu tüzel kişisidir. Yasa"nın 4.maddesinde bankanın temel görev ve yetkileri tek tek sayılmış ve bankanın bu hükümlere göre: Hükümetin mali ve ekonomik müşavirlik, mali ajanlık ve haznedarlık görevlerini ifa edeceği belirtilmiş; Bankanın Hükümetle Olan Münasebet ve Görevleri Başlıklı 41. maddenin son bendinde de: “... dış ticaret rejimi ve tatbikatını veya benzeri işleri yapmakla görevlendirilebileceği...” hükmü yer almıştır. Nitekim Merkez Bankası da ihracat rejimine ve bu bağlamda döviz kazandırıcı işlemlerin teşvikine ilişkin olup kaynağını, 1615, 933, 474, 261 sayılı yasalardan alan Bakanlar Kurulu Kararları ve bu kararlara dayanılarak çıkarılan bir kısım ihracat ve teşvik tebliğleri gibi objektif düzenleyici tasarruflarla bu yasalarda görevli kılınmış ve çeşitli yetkilerle donatılmış bir kamu kurumudur. T.C. Merkez Bankası, DPT, TUD ve TUB gibi kamu kurumlarıyla birlikte ihracat ve ihracatı teşvik tedbirlerinin uygulanmasını sağlamaktadır. Bu alandaki düzenlemeler ve Merkez Bankasınca yapılan işlemler idari niteliktedir. Davada sözü edilen aracı bankaya dolayısıyla davacıya uygulanan faiz ve gider vergisi normal bankacılık işlemlerinden kaynaklanmayıp, kamu hizmetinin görülmesi sırasında, idari eylem ve işlemlerin uygulanmasından doğmuş bulunmaktadır. Bu itibarla özel hukuku değil, kamu hukukunu dolayısıyla idari yargıyı ilgilendirmektedir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası"nın 2. maddesinde idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları ihlal edilenler tarafından açılacak davaların idare mahkemelerinin görevine girdiği belirtilmektedir. Kamu hizmeti yürütmekle görevli kılınmış bir kamu kurumunun, kendisinin görevli kılan kamu yasalarında gösterilen hizmetlerden birinin yürütülmesi sırasında kişilere verdiği zararın tazminin isteğine ilişkin davada kamu hizmetinin yöntemine uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, kamu yasasına göre işletilip işletilmediğinin ve hizmet kusuru ile zarara sebep olup olmadığının saptanması idare mahkemesinin görevine girmektedir. Bu itibarla Danıştay Başsavcılığı"nın olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ilişkin başvurunun kabulüyle, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin görevlilik kararı niteliğinde bulunan 25.12.1989 gün ve 89/850 esas sayılı kararı ile Yargıtay tarafından usulden bozulan karar üzerine verilen 27.1.1994 gün ve 93/595 sayılı görev itirazının reddine ilişkin kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Anlaşmazlığın, niteliğine göre davanın çözümü idari yargının görev alanına girdiğinden Danıştay Başsavcılığı"nın başvurursunun kabulüyle Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 25.12.1989 gün ve E. 89/850 görevlilik kararı ve bu karardan sonra esastan verilen ve tekrar Yargıtay tarafından usulden bozulan karar üzerine bozmaya uyulmak suretiyle verilen 27.1.1994 gün ve 93/595 görev itirazının reddine ilişkin kararın kaldırılmasına, 7.7.1994 gününde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.