11. Hukuk Dairesi 2018/2739 E. , 2019/4215 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 29/12/2016 tarih ve 2015/135 E. - 2016/560 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 01/03/2018 tarih ve 2017/1398- 2018/236 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "MİGROS", "UNIGROSS", "MULTIGROSS" esas unsurlu tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin ise bu markalarla iltibasa yol açacak derecede benzer olan "SÜPER GROSS" ibaresi için marka tescil başvurusunda bulunduğunu, müvekkilince davalı şirket başvurusuna yapılan itirazın ise TPMK YİDK tarafından nihai olarak reddedildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira başvuru konusu ibare ile müvekkili markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğu gibi başvurunun tescili halinde müvekkili markalarının tanınmışlığından haksız olarak yararlanılacağını, dava konusu başvurunun tüketici nezdinde müvekkilinin seri markası olduğu izlenimi bırakacağını, başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, TPMK YİDK"in 2014-M-16417 sayılı kararının iptali ile tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kurum vekili, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, başvuru konusu ibare ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin başvurusuna konu ibare ile davacının itirazına mesnet markalar arasında benzerlik bulunmadığını, "GROSS" sözcüğünün büyük, kocaman, toptan anlamlarına geldiğini ve toptan satış yapan işletmeler için yaygın olarak kullanıldığını, müvekkilinin başvurusunun yeterince ayırt edici olduğunu, kötüniyet iddiasının yerinde olmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu başvuru markası ile davacının itirazına mesnet markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunmadığı, işaretler arasında benzerlik bulunmadığından aynı KHK’nın 8/4. maddesinde öngörülen koşulların da oluşmadığı, dava konusu marka başvurusunun kötüniyetli yapıldığı iddiasının da ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20.Hukuk Dairesince tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, "Süper Gross+Şekil" ibareli dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, işaretler arasında benzerlik olmadığından dava konusu başvurunun davacının seri markası olarak algılanmayacağı, başvurunun kötüniyetli olduğunun da ispat edilemediği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 10/06/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.