13. Hukuk Dairesi 2016/2594 E. , 2018/9324 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, 28/06/2011 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile ... ili, .... Mahallesi 367 ada 1 parselde bulunan.....4 A Blok 7. Katta bulunan 28 nolu bağımsız bölüm daireyi davalıdan satın aldığını ancak davaya konu dairenin sözleşme, proje ve örnek daire ile ve yine gazetede belirtilen nitelikten farklı yapıldığını veya bu niteliklerin hiç yapılmadığını, başlama ve bitim tarihlerine uyulmadığını, ayrıca yapımında kullanılacak malzeme ve işçilik açık ve net olarak belirtilmesine rağmen buna uyulmadığını, davalı şirkete daire bedeli olarak 168.000,00 TL ödeme yaptığını, sözleşmeye göre dairenin 30.01.2013 tarihinde teslim edilmesi gerekirken halen teslim edilmediğini, bu nedenle ne yapı kullanma izin belgesi ne de su aboneliğinin alınamadığını, ... 1.Noterliği"nin 09/01/2014 tarihinde 00729 yevmiye nolu ihtarı ile daireye ilişkin eksiklik ve ayıpların dökümünün yapılarak dava hakkını kullanması saklı kalmak üzere daireye yerleşeceğini ihtar ettiğini, davalı şirketin gerek şifahi gerekse de ihtarla yapılan uyarılarına rağmen söz konusu eksiklikleri gidermediğini, yine söz konusu ihtarnameyi keşide ederek kira bedelinin eksik ödendiğini de ihtar ettiklerini, davalı şirketin ekte yer alan ödeme belgelerinden de anlaşılacağı üzere aylık 450,00 TL"den Haziran - Temmuz - Ağustos - Eylül - Ekim aylarında 2.250,00 TL kira ödemesi yaptığını ancak dosyaya emsal olarak sunulan ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin2013/283 D.İş. Dosyasında alınan bilirkişi raporunda kira bedelinin 600,00 TL olarak belirlendiğini, sözleşmeye göre dairenin eksiksiz teslim edilmesi gereken tarih olan 30.01.2013 tarihinden bu güne kadar 12 ay için yapılan ödemeler mahsup edildikten sonra 4.950,00 TL kira parası alacağı olduğunu, bunun dışında daireyi henüz teslim almamasına rağmen 2013 yılı Kasım ve Aralık aylarında yakıt bedeli ile site aidatı olarak 520,00 TL ödeme yaptığını, davalı şirket tarafından yapılmayan banyo kapısı için 400,00 TL, mutfak kapısı pervazı için 180,00 TL ve ampuller için 471,00 TL ödeme yaptığını beyan ederek bağımsız bölüm ve ana taşınmaz, çevre düzenindeki eksik ve ayıplı işler, sözleşmeye, örnek daireye ve manas gazetesi ile diğer yayınlarına uygun tamamlanmaması, belirtilip de yapılmayan eksik imalatlar, açık ayıplı imalatlar ve bu imalatların söküm ve sözleşmeye,örnek daireye ve manas gazetesi ile diğer yayınlara uygun hale getirilmesi için gereken masraflar,kötü işçilik kaynaklı zararlar nedeni ile fazlaya ve faize ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL kira bedeli olarak 4.950,00 TL ve ödenen site aidatı nedeni ile 520,00 TL ile kendileri tarafından yapılan işler için 1.051,00 TL olmak üzere toplam 16.521,00 TL"nin yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmiş, 16.03.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile de 10.000,00 TL olarak talep ettiği bağımsız bölüm ve ana taşınmaz çevre düzenlemesi miktarını 15.920,30 TL"ye yükselttiğini, böylece diğer taleplerle birlikte toplam 22.441,30 TL"yi faiziyle birlikte talep ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine, 18.590,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Yasada açıklandığı üzere Tüketici “bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan, veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişidir. Somut uyuşmazlıkta davacı alıcının tüketici ve davalı satıcı şirketin yüklenici olduğu anlaşılmaktadır. Öyle olunca taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığı ve eldeki davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemenin görevi hususu kamu düzenine ilişkin olup, bunun mahkemece resen nazara alınması gerekir. O halde mahkemece, müstakil Tüketici Mahkemesi var ise davaya bakmakla Tüketici Mahkemeleri görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesi, müstakil Tüketici Mahkemesi yok ise ara kararı ile uyuşmazlığa Tüketici Mahkemesi sıfatı ile bakılmasına karar verilmek suretiyle uyuşmazlığın çözülmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın Asliye Hukuk Mahkemesince görülmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre kararı temyiz eden davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle kararı temyiz eden davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmediğine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.