
Esas No: 2016/1184
Karar No: 2017/446
Karar Tarihi: 16.02.2017
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/1184 Esas 2017/446 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki nama ifa davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılardan ... ve vekilleri Av. ... gelmiş, davalılar tarafından gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı yükleniciler vekili, müvekkili ...’in yetkilisi olduğu .... A.Ş. ile davalı arsa sahipleri arasında ilk olarak 28.08.1989 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, ancak yasal şartlar oluşmadığından bu sözleşmeye konu işin ifa edilemediğini, daha sonra taraflar arasında imzalanan 22.10.1991 tarihli kira sözleşmesi ile bu arsanın, 15 yıllık süre ile bina yapma ve ticari amaçla kullanmak üzere ..."e kiralandığını, söz konusu arsaya ... ve ... tarafından inşa edilecek ... Plaza binasında ... bayiliği yapmak üzere 19.08.1992 tarihinde ... A.Ş.’nin kurulduğunu ve bu şirkete davalı arsa sahiplerinden ...’ın da ortak yapıldığını, inşaatın büyük oranda tamamlandığını ve 16.11.1993 tarihinde, davalı arsa sahiplerinin sözleşmeye konu parselin ½ hissesini ..., ..., S. ... ve ...’a devrettiklerini, 29.05.1997 tarihinde imzalanan ikinci bir kira sözleşmesiyle de taşınmazın davalılarda kalan ½ hissesinin kiralandığını ve kira bedellerinin düzenli olarak arsa sahiplerine ödendiğini, ancak davalıların kira bedelinin uyarlanması talebiyle açtıkları dava reddedilince, bu kez, imara uygun hale gelen binanın iskân ruhsatı almaması için çaba gösterdiklerini, gerekli başvuruları yapmadıklarını, iskân ruhsatının alınabilmesi tüm hissedarların muvafakat etmesi gerektiğini ileri sürerek, davalıların bu konuda izin vermiş sayılmalarını talep ve dava etmiştir.
Davalı arsa sahipleri vekili, müvekkillerinin 28.08.2009 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ve tapu iptali için açtıkları dava ile davacılar üzerindeki tapu paylarının iptal edildiğini, karar henüz kesinleşmese de dava açma ehliyetlerinin bulunmadığını, esas bakımından ise 1989 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin ifa edilmemesi, yerine kaçak inşaat yapılmasından sonra davacılarla aralarında hukuki ihtilaflar başladığını, davalar devam ederken en azından davacılardan kira almak için kira sözleşmesi imzalamalarının aleyhlerine değerlendirilmeyeceğini, tapunun ½ payının ifa edilmeyen sözleşme sebebiyle bedelsiz devredilerek zarara uğradıklarını, bu arada davacıların kendileriyle birlikte hareket eden Sedat Necmettin Akbayrak tarafından alınan vekaletnameyi kullanarak imar plan değişikliği yaptırmaya çalıştıklarını, kaldı ki vekaletnamede imar plan değişikliği başvuru yetkisinin dahi bulunmadığını, davacıların kötüniyetle hareket ettiklerini savunarak, davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalılar vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 21.09.2012 tarih ve 2556 E., 5346 K. sayılı ilamıyla, arsa sahiplerince yükleniciler aleyhine tapu iptali-tescil ve fesih davası açıldığı, o dosyada verilecek kararın temyiz incelemesine konu bu davayı tüm hukuki sonuçları itibariyle doğrudan etkileyeceği nazara alınarak, o davanın sonucu beklenip sonucuna göre bir hüküm tesis edilmesi gerektiği belirtilerek, diğer temyiz itirazları incelenmeksizin davalılar yararına bozulmuştur.
Dairemiz bozma ilamı sonrası, mahkemenin 04.03.2014 tarihli direnme kararı, davalılar vekilinin temyiz istemi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29.04.2015 tarih 2014/865 E., 2015/1288 K. sayılı ilamıyla, kısa kararın HMK’nın 294 ve 297. maddeleri hükümlerine uygun oluşturulmadığı gibi, iskân ruhsatı alınmasına ilişkin olarak verilecek yetki kapsamında bulunmayan, bir diğer deyişle ayrıca yetki verilmesi gereken “kat irtifakı ve kat mülkiyeti tesisi” konusunda da kısa kararda bulunmayan yetki, gerekçeli karar ile verilmek suretiyle iki karar arasında çelişki oluşturulduğu gerekçesiyle, sair temyiz itirazları incelenmeksizin, usul yönünden bozulmuştur.
Mahkemece, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan 28.08.1989 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde villa yapılması kararlaştırılmış ise de, bu sözleşmenin ifa edilememesi üzerine, daha sonra yapılan kira sözleşmeleri ile iş merkezi yapılmasının kararlaştırıldığı, inşaatın tüm harcamalarının davacılar tarafından karşılandığı, davalı arsa sahiplerinin ise arsanın 1/2 hissesini davacılara devrettikleri, sonradan yapılan imar planları ile taşınmazın bulunduğu bölgenin konut alanından ticari alana dönüştürüldüğü, imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılan davanın reddedildiği, imar planı değişikliği nedeniyle davacı yükleniciler tarafından iskân ruhsatı alınmak üzere ilgili belediyeye başvurulduğu, ancak tüm hissedarların başvuruda bulunmaması sebebiyle iskân ruhsatının alınamadığı, ortada tarafların mutabakatı ile inşa edilip tamamlanmış ve imar planına uygun bir yapı bulunduğu, davalıların iskân ruhsatı alınabilmesi için gerekli izin ve yetkileri vermemelerinin MK’nın 2. maddesine aykırı olduğu, öte yandan, davalı arsa sahiplerince yükleniciler aleyhine, 28.08.1989 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ile tapu iptali ve tescil istemiyle açtıkları davanın da reddedildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, böylece Dairemizin 21.09.2012 tarihli ilamıyla bozma sebebi yaptığı hususun da ortadan kalktığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacılara yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi alabilmeleri için davalılar nam ve hesabına gerekli işlemleri yapmak üzere izin ve yetki verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve mahkemece Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun bozma kararı doğrultusunda hüküm verilmiş olmasına göre, davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, 16.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.