17. Hukuk Dairesi 2016/10565 E. , 2019/4504 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, davalı ..."in kullandığı kamyonetiyle davacı ..."ın idaresindeki motorlu bisikletiyle çarpması sonucu davacı ..."ın yaralandığını, davacı ..."ın kullandığı araç her ne kadar davacı ..."ın kardeşi adına kayıtlı olsa da davacılar tarafından kullanıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacıların tedavi süresince çalışamamaları nedeniyle yoksun kaldıkları gelir, tedavi masrafları ve buna bağlı ek giderler, motorlu bisikletin hurdaya çıkması nedeniyle uğramış oldukları zararlar ile davacı ..."ın meslek sahibi olamaması nedeniyle muhtemel desteğinden yoksun kalmalarına karşılık olmak üzere davacı ... ve...için 1.000,00"er TL maddi ve 5.000,00"er TL manevi, varsayımsal kazanç kaybı, güç kaybı ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplara karşılık olmak üzere davacı ... için 3.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline (sigorta şirketi maddi tazminattan sorumlu olmak üzere) karar verilmesini talep ve dava etmiş, 21.03.2016 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporlarına itirazlarını tekrarla maddi tazminat talebini fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı ... için 85.766,76 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili, davacıların hiç birisinin zarar gören aracın maliki olmaması nedeniyle araç hasarı nedeniyle talepte bulunamayacaklarını, tarafların kusur oranlarının tespit edilmesini, 6111 sayılı kanun değişikliği nedeniyle tedavi-ulaşım ve geçici işgöremezlik giderleri yönünden müvekkili şirketin sorumluluğunun olmadığını, davacılar ..."un davacı ..."ın anne ve babası olması nedeniyle bakıcı gideri talep edemeyeceğini, davacının kask takmaması nedeniyle mütefarik kusurlu kabul edilip tazminattan indirim yapılmasının gerektiğini, manevi tazminat talepleriyle ilgili sorumluluklarının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 85.766,76 TL maddi tazminatın davalılar ..."ten haksız fiil tarihi olan 17/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı ... Sigorta A.Ş. yönünden (... Sigorta Şirketinin poliçe teminatı miktarında sorumlu tutularak) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen ve müştereken tahsili ile davacı ..."a velayeten davacılar ..."e ödenmesine, davacılar ...."ün kendisi lehine talep ettikleri maddi tazminat taleplerinin yasal şartları oluşmadığından reddine, davacı ... için 10.000,00 TL, davacı ... için 2.000,00 TL, davacı ... için 2.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 17/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ..."ten müteselsilen ve müştereken tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya dair istemin reddine dair karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada yaralanan müvekkili için iş göremezlik zararı, tedavi ve ulaşım gideri ile bakıcı giderinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davacıda oluşan yaralanma sebebi ile %7,2 maluliyet oranı ve 9 aylık geçici iş göremezlik halinin bulunduğu değerlendirilerek bu yönde tazminat hesaplaması yapılmış, yalnızca geçici ve sürekli işgöremezlik nedeniyle tazminata hükmedilmiştir.
Davacılar vekilinin, dava dilekçesindeki diğer talepleri olan bakıcı gideri, ulaşım giderleri ve tedavi giderleri ile davacı anne ..."ın kazanç kaybı talebi hakkında mahkemece olumlu olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir.
Davacı taraf, aynı döneme ilişkin davacı anne ..."ün davacı oğlu ..."ın bakımı ile ilgilendiği ve 3 aylık süre boyunca kazanç kaybı olduğu gerekçesiyle hem bakıcı gideri hem kazanç kaybı talebinde bulunmuşsa da her ikisinin aynı anda talep edilmesi mümkün olmadığından, mahkemece, öncelikle davacı tarafa bakıcı gideri mi yoksa kazanç kaybı mı istediği hususunda talebini açıklaması için uygun süre verilmesi, davacının talebinin kazanç kaybına yönelik olması halinde delilleri toplanıp önceki bilirkişiden talep edilen tazminat kalemine göre hesap yapılmak üzere ek rapor alınması, talebin bakıcı giderine yönelik olması halinde, davacının 9 aylık iyileşme süresinde %100 malul sayılıp sayılmayacağının tespiti ile, geçici ve sürekli işgöremezlik döneminde davacının bakıcıya ihtiyacı olup olmayacağı, bakıcıya ihtiyaç olması halinde bakıcı ihtiyacının süresi(tam zamanlı/yarı zamanlı/süreli) konusunda Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan rapor alındıktan ve yaralanmaya yönelik gerekli evraklar dosya arasına alındıktan sonra konusunda uzman doktor bilirkişiden davacıda oluşan yaralanma sebebi ile yapılması muhtemel tedavi giderleri, ulaşım giderleri ile bakıcı gideri konusunda rapor alınarak sonucuna göre karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar verilmiştir.
3-Davacı taraf, kaza nedeniyle davacı ..."ın idaresindeki ... plakalı motorlu bisiklette kaza nedeniyle oluşan hasar bedelinin de davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Tazminat davasında davacı olma ehliyeti, kural olarak mal varlığında doğrudan doğruya zarar oluşan kişiye aittir. Ancak, bir şeyi sözleşmeyle (kira, ariyet vs) elinde bulunduran kişiler ve zilyet, onu aldığı gibi malikine aynen iade etmek zorundadır. Somut olayda; .... plakalı aracın kaza sırasındaki sürücüsünün davacı ... olduğu ve davacının olay sırasında aracın zilyedi durumunda bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Buna göre, davacı zilyedin dava açmakta hukuki yararının, dolayısıyla aktif dava ehliyetinin
bulunduğu düşünülerek, konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiden motorlu bisiklette oluşan hasar bedelinin tespiti yönünden ayrıntılı, denetime elverişli bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davacının bu talebi hakkında olumlu olumsuz karar verilmemesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
4-Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar lehine takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2),(3) ve (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 10/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.