11. Ceza Dairesi 2016/11659 E. , 2019/7547 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Defter ve belgeleri gizleme, sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
I.Sanık hakkında defter ve belgeleri gizleme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık ve müdafiinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamada toplanan deliller karar yerinde incelenip yüklenen suçun sübutu kabul, kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz nedenlerinin reddiyle, hükmün ONANMASINA,
II.Sanık hakkında 2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte fatura kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık ve müdafiinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
1-5271 sayılı CMK"nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı; 213 sayılı VUK"nin 367. maddesi uyarınca dava şartı olan mütalaaya uygun olarak, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 03.03.2014 tarihli, 2014/5431 esas sayılı iddianame ile sanık hakkında, "2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme" suçundan kamu davası açıldığı, sahte fatura kullanma suçundan açılmış bir dava bulunmadığı gibi birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olan "sahte fatura düzenleme" ve "sahte fatura kullanma" suçlarının birbirine dönüşmeyeceği gözetilmeden, iddianame dışına çıkılarak, sanığın sahte fatura kullanma suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,
2- Kabule göre de;
a)Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura düzenleme veya kullanma eyleminin zincirleme suç oluşturduğunun ve sanık hakkında TCK"nin 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b)Hüküm fıkrasında uygulama maddesinin, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 4369 sayılı Kanun ile değişik 359/b-1. maddesi yerine, 213 sayılı VUK"nin 359/b-2. maddesi olarak hatalı gösterilmesi,
c)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından aynı Kanun"un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 05.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.