Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/559
Karar No: 2020/2449
Karar Tarihi: 05.03.2020

Taksirle Öldürme - Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/559 Esas 2020/2449 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2020/559 E.  ,  2020/2449 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Taksirle Öldürme, Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma
    Hüküm : 1-Sanık ... hakkında taksirle öldürme ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından Düzeltilerek İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi,
    2-Sanıklar ... ve ... hakkında İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi

    Taksirle öldürme ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından sanık ..."in mahkumiyetine ilişkin hükümlere yönelik, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 30.01.2019 tarihli, 2018/3660-2019/282 sayılı "düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine" ilişkin; taksirle öldürme suçundan sanıklar ... ve ..."in beraatine ilişkin hükümlere yönelik İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 05.07.2019 tarihli, 2018/3660-2019/282 sayılı; ""istinaf başvurusunun esastan reddine"" ilişkin karar sanık ... müdafii ile katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanık ... müdafii ile katılanlar vekilinin duruşmalı inceleme isteminin, sanık ... hakkında tayin olunan hapis cezasının on yıl hapis cezası olması, sanıklar ... ve ... hakkında beraat hükmü verilmiş olması sebebiyle, 5271 sayılı CMK"nın 299. maddesi gereğince uygun görülmemesi sebebiyle reddine karar verilerek yapılan incelemede;
    1-Sanık ... hakkındaki trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan kurulan hükme yönelik katılan vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
    İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.06.2018 tarih ve 2018/234 esas 2018/394 karar sayılı kararı ile sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik istinaf istemi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi tarafından, anılan suçtan kurulan hüküm bölümü çıkarılarak, sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmek suretiyle hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği; hüküm kurulmasına yer olmadığına (karar verilmesine yer olmadığına) ilişkin kararın CMK"nın 223/1. maddesinde belirtilen hüküm türleri arasında yer almaması sebebiyle temyiz kabiliyetinin bulunmadığının anlaşılması karşısında; dosyanın bu suç yönünden incelenmeksizin mahkemesine iadesinin temini için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE;
    2-Sanık ... hakkında taksirle öldürme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    Sanık ..."in, sanıklardan ... adına kayıtlı ticari minibüs ile olay gecesi aydınlatmanın bulunduğu, 7 metre genişliğindeki ve iki yönlü E-5 yan yol üzerinde seyri sırasında, direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yolun sağında bulunan kaldırım üstüne çıkarak, kaldırımda yürüyen yayalara çarpması akabinde, önünde ve yolun sağında seyreden otobüse arkadan çarparak durduğu olay sonucu, 32-33 haftalık hamile olan yaya ..."ın öldüğü, kaldırımda yaya olarak bulunan bir kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde, bir kişinin de hayat fonksiyonlarına ağır ve 5. derece etkili birden fazla kemik kırığı meydana gelecek şekilde yaralandığı; olayın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğu kabul ve tespit edilen sanığın, aynı zamanda yetersiz ehliyetinin bulunması, sevk ve idaresindeki minibüsün teknik donanımları bakımından yetersiz olması, Adli Tıp Kurumu Kimya İhtisas Dairesinin 28.07.2017 tarihli raporuna göre, olay anında uyuşturucu madde etkisi altında olduğunun anlaşılması, tüm bu kural ihlallerinin trafik kazasına sebebiyet vermiş olması gözetilerek hakkında bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmasına karar verildiği anlaşılmakla;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin; kusura, eksik incelemeye, ceza miktarına ve bilinçli taksir koşullarının oluşmadığına; katılanlar vekilinin; suç vasfına, ceza miktarına ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve Kanuna uygun bulunan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin 30.01.2019 tarih, 2018/3660 Esas, 2019/282 Karar sayılı istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine ilişkin karara karşı yapılan temyiz isteminin isteme uygun olarak 5271 sayılı CMK"nın 302/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE; 5271 sayılı CMK"nın 7165 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 304/1. maddesi uyarınca, dosyanın gereği için İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesine; kararın bir örneğinin de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi"ne iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE;
    3-Sanıklar ... ve ... hakkındaki hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
    Olaya konu aracın sahibi olan ... ile sanık ... arasında imzalanan 01.06.2017 tarihli ve sanık işveren ..."e ait olan Gebze-Harem hattında bulunan ticari minibüste haftanın belirli günlerinde ve saatlerinde çalışacak olan personelin çalışma koşullarının belirlenmesi amaçlı olarak 1 yıl süreliğine düzenlenen sözleşmede; personel sıfatı ile minibüste çalışacak olan sanık ..."ın araca ilişkin olarak her türlü bakımı ve onarımı yaptıracağının, aracın periyodik bakımlarını takip edip bunları yaptırıp akabinde de bedellerini fatura karşılığında araç sahibinden talep edebileceğinin, aracın her türlü bakımına ilişkin tüm sorumluluğun personele ait olduğunun, bakımın eksik, hatalı yapılması ya da herhangi bir şekilde yapılmaması durumunda, araçta ve üçüncü kişilerde meydana gelebilecek her türlü zarardan personelin sorumlu olacağının, aracı şahsi olarak kullanmak zorunda olan personelin herhangi bir şekilde çalışma belgesinde belirtilen kişiler haricinde aracın kullanıma müsaade etmeyeceğinin ve üçüncü kişilere teslim etmeyeceğinin; işverenin ise, ticari olarak kullanıma uygun olacak şekilde araca ilişkin gerekli tüm yasal izinleri almakla ve aracı uygun şekilde persolene teslim etmekle yükümlü olduğunun belirtildiği;
    Araç sahibi sanık ... tarafından bu şekilde araçta çalışması uygun görülen sanık ..."ın, beyanına göre olay günü işinin çıkması sebebiyle aracı sanık ..."e verdiği, olay günü minibüste şoför olarak çalışan sanık ..."in minibüs ile sefere çıktığı sırada kazaya sebebiyet verdiği; olay sonrası Tüv-Türk tarafından düzenlenen 13.11.2017 tarihli müzekkere cevabına göre; aracın 17.03.2016 tarihinde Tuzla Araç Muayene İstasyonunda periyodik muayeneye girdiğinin ve muayene sonrası araçta ağır kusur bulunması sebebiyle muayene tekrarına kaldığının, araç sahibinin bir ay içinde kullanması gereken muayene tekrarı hakkını kullanmadığının, 20.04.2016 tarihinde Gebze Araç Muayene İstasyonu"nda aracın tekrar periyodik muayeneye girdiğinin ve yine ağır kusurlu bulunması sebebiyle muayeneden geçemediğinin, aynı gün Gebze İstasyonu"nda muayene tekrarına girdiğinin ve muayeneden geçtiğinin; sonraki dönemin bilgisayar kayıtları incelendiğinde Tüv-Türk Araç Muayene İstasyonları"nın herhangi birinde araca ait muayene kaydına rastlanılmadığının belirtildiği; aracın 17.04.2016, 20.04.2016 tarihli muayene evrakları incelendiğinde, aracın yakıt depolarında sızdırma bulunduğunun, fren limütörünün çalışmadığının, fren lambaları ile yan işaret lambalarının yanmadığının, motor ve şanzımanda yağ kaçakları ile kısa ve uzun hüzmeli farlarda hata bulunduğunun tespit edildiği; kaza tespit tutanağında aracın muayenesinin 20.04.2017 tarihinde bittiğinin belirtildiği, yine araç muayene evraklarında araç sahibi ..."in isminin yer aldığı;
    Aracın muayene evrakları ile araç üzerinde ve araca ait evraklar üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 14.11.2017 tarihli bilirkişi raporunda; aracın 20.04.2016-20.04.2017 tarihleri arasında geçerli fenni muayenesi olduğunun, ancak olay tarihi itibariyle aracın geçerli fenni muayenesinin bulunmadığının, aracın 17.03.2016 tarihinde Tuzla Tüv-Türk Muayene İstasyonu"nda yapılan periyodik muayenesinde ağır kusurlu bulunması sebebiyle muayeneden kaldığının, fakat bir ay içinde araç sahibi tarafından muayenenin yaptırılmadığının, aracın 20.04.2016 tarihinde Gebze Tüv-Türk Muayene İstasyonu"nda tekrar periyodik muayeneye girdiğinin, ancak yine ağır kusurlu bulunması sebebiyle muayeneden kaldığının, her nasılsa aynı gün aynı yerde muayene tekrarına girdiğinde muayeneden geçtiğinin, aracın olay sonrası 04.08.2017 tarihli Muayene İstasyonu"nda yapılan kontrolünde 21 adet değişik ağır kusurla ""Araç trafiğe açık karayollarında kullanılamaz."" ibaresi ile ön fren disklerinde ovallik(eğrilik) olduğunun, fren limitörü çalışmadığının, periyodik bakımının yapılmaması neticesinde aracın ani durdurma frenlemelerde 40-50 km hızla bile frene bastığında sağa sola savrulma ile sürücünün kontrolü dışına çıkacağının, bu nedenlerle aracı işleten ve aracın bağlı olduğu teşebbüs sahibinin neticeden sorumlu olduğunun belirtildiği;
    Sanık ..."in beyanlarından; sanığın aracın frenlerindeki ve farlarındaki arızalardan olay öncesi haberdar olduğunun, ancak tehlike arz etmediğini düşünerek aracı kullandığının anlaşıldığı; sanık ..."ın beyanlarında; araç sahibi sanık ..."in minibüsü çalıştırma işine karışmadığını, bakım ve arızların bilgisini sanık ..."e verdikten sonra bu arızaları kendisinin yaptırdığını, minibüsü başka şoförlere verip vermeme konusuna da sanık ..."in kendisine karışmadığını, bazı günler hastalık veya başka işlerinin olması sebebiyle minibüsü günlük şoförlere ücreti mukabil verip çalıştırdığını, kime verip vermeyeceğine sanık ..."in karışmadığını, minibüsün muayene durumunun araç sahibi olan sanık ..."e bildirdiğini, araç sahibinin kendisinden aracın değişeceğini ve idare etmesini isteyerek ayrıca aracın trafikten çekilmesi halinde haftalık ödemesini kendisinden alacağını söylediğini beyan ettiği;
    Tüm dosya içeriğinden, aracın bakımlarını kilometresi geldiğinde yaptırdığını söyleyen araç sahibi sanık ..."in, aracın mekanik donanımında mevcut olan kusur ve eksikliklerden ve aynı zamanda, aracın kullanımını devrettiği sanık ... tarafından zaman zaman aracın kullanımının üçüncü kişilere devredildiğinden haberdar olduğu kanaatine varılmış olup; bu suretle, sahibi olduğu aracı, fenni muayenesi bulunmadığı ve teknik donanımları bakımından yetersizliği bulunduğu halde ticari minibüs olarak yolcu taşımasında kullandıran sanık ... ile, aracın günlük olarak kullanımını devralan ve teknik donanımları yetersiz ve muayenesi bulunmayan aracı yetersiz ehliyetli ve olay anında uyuşturucu madde etkisi altında bulunduğu tespit edilen sanık ..."e kullandıran sanık ..."ın, bu eylemleri ile, meydana gelen kaza olayı arasında nedensellik ilişkisi kurulacak boyutta dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandıklarının anlaşılması karşısında, sanık ..."in atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğinin; sanık ..."ın ise, olayın meydana gelmesinde kusurlu olmakla birlikte, aracın teknik donanımları bakımından yetersiz ve muayenesiz olduğunu, aynı zamanda bu şekilde trafikte kullanılmasının yasak olduğunu ve sanık ..."in yetersiz ehliyetli olduğunu bildiği halde, aracın kullanımını sanık ..."e bırakması sebebiyle sanık ... hakkında koşulları bulunan bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi ve delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi;
    Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 05.07.2019 tarihli, 2018/3660-2019/282 sayılı "düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine" dair hükmünün 5271 sayılı CMK"nın 302/2. madde ve fıkrası uyarınca BOZULMASINA; bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere 5271 sayılı CMK"nın 7165 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 304/2. maddesi uyarınca, dosyanın gereği için İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesine; kararın bir örneğinin de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE; 05.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi