12. Ceza Dairesi 2020/138 E. , 2020/2448 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle Yaralama
Hüküm : CMK"nın 223/2-c maddesi gereğince Beraat
Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili ile mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekili ile mahalli Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16.05.2019 tarihli ve 2018/16-60-2019/431 sayılı ilamında belirtildiği üzere; ""Ceza Genel Kurulunun 27.05.2014 tarihli ve 54-280, 24.04.2012 tarihli ve 391-173 ile 17.04.2007 tarihli ve 325-100 sayılı kararları başta olmak üzere pek çok kararında; uyma kararının dönülebilecek nitelikte bir ara kararı niteliğinde olmayıp davanın esasına etkili olan kararlardan olduğu, bozmaya uymakla, yerel mahkemenin bozma kararında gösterilen esaslara göre işlem yapıp karar verme ödevi doğduğu, sonradan bu kararın bir kısmından veya tamamından açıkça ya da örtülü olarak geri dönülerek ilk hükmün aynen veya yeniden kurulmasının, uyma kararının hüküm ve sonuçlarını ortadan kaldırmayacağı, bu nedenle bozmaya uyan yerel mahkemenin dönülemez nitelikteki bu karardan sonradan dönerek, önceki hükmünde direnmesinin isabetsiz olduğu açıklanmıştır. Böylece, öğretide; "Özel Dairelerce bir eksiklik nedeniyle yapılan bozma kararlarına uyma kararı verilmesi halinde bozma doğrultusunda hareket etme zorunluluğu" olarak ifade edilen istisna, uyma kararı verildikten sonra bozma nedeni ile sınırlı olacak şekilde uyma doğrultusunda işlem yapma zorunluluğu biçiminde kabul edilegelmiş ve istikrarlı olarak uygulanmıştır. Buna göre, hükmün temyiz incelemesini yapan Özel Dairece açıkça onanmaması hâlinde kararın kesinleştiği ileri sürülemeyecek, bozulmakla bir karar tamamen ortadan kalkacağı için, bozmaya uyma kararı verilmesi durumunda, sanığın hukuki durumu yeniden serbestçe değerlendirilerek yeni bir karar verilecektir.
Bununla birlikte uymadan sonraki serbestlik ilkesinin,
1-Özel Dairelerin bozma ilamlarına yerel mahkemece uyma kararı verilmesi halinde, bozma kararında belirtilen hukuka aykırılıkla yani bozma nedeni ile sınırlı olacak şekilde bozma doğrultusunda hareket etme zorunluluğu,
2-1412 sayılı CMUK"un 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326/son maddesinde düzenlenen "cezayı aleyhe değiştirememe" veya "aleyhte düzeltme yasağı" şeklinde iki istisnası bulunmaktadır.""
Tüm bu değerlendirmeler kapsamında yapılan incelemede;
Dairemizin 11.01.2017 tarihli ve 2015/14916-2017/196 sayılı ilamı ile; ""Katılan ..."nin, paranoid düşünce ve tutum, içe kapanma, işlevsellik kaybı gibi dışa vuran davranışları nedeniyle sanığın başhekimi olduğu Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları E-1 kapalı servisine 16.12.2010 tarihinde yatışının yapıldığı, 24.12.2010 tarihinde katılanın yapılan muayenesinde kısmi düzelme tespiti ile anılan servisin üst kat açık servisine alınmasına karar verildiği, olay tarihinde katılanın, servisin 2. katındaki gözlem odası penceresinden aşağı atlayarak vücudunda 3. derece kırık oluşacak şekilde yaralandığı olayda; olay yeri tespit tutanağında, katılanın atladığı pencerede korkuluk bulunmadığının, olaydan sonra pencereye korkuluk taktırıldığının, zemin kattaki tüm pencerelerde korkuluk olduğunun, gözlem odası penceresinin açma kolunun olmadığının ve pencerenin zorlandığına dair bir emarenin bulunmadığının tespit edildiği, hastane müdür yardımcısı ve başhekim sanık tarafından imzalı 10.12.2010 tarihli Kalite Komisyon Toplantı Tutanağının 4. maddesinde tespit edilen uygunsuzluklar arasında "üst kat hasta odalarında ve personel odalarında camlarda tel olmaması"" ibaresinin yer aldığı ancak aynı tutanağın ""yapılması kararlaştırılanlar ""bölümünde ise üst katta bulunan hasta ve personel odalarına tel yapılmaması kararı alındığının, E-1 servis klinik şefi Prof. Dr. ... tarafından Başhekimliğe hitaben 20.12.2010 tarihinde yazılan servis eksikliklerini belirtilen dilekçede, üst katta bulunan odaların hepsinde parmaklık bulunmadığı belirtildiği, aşamalardaki beyanlarında, hastanenin üst katındaki pencerelerde daha önce tel örgünün mevcut olduğunun, bu haliyle hastanenin cezaevini andırdığını, bu yüzden de tel örgüyü kaldırdıklarını, Profesör Dr. ... tarafından yazılı olarak bildirilen eksiklikler arasında pencerelere korkuluk takılmasının gerekli olduğunun da bildirildiği ancak yapılan toplantılarda bu hususun gerekli olmadığına karar verildiğini beyan eden sanığın, alması gerekli tedbir ve önlemleri almayarak katılanın yaralanmasına neden olmasından dolayı hakkında mahkumiyet hükmü kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi,"" sebebiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş olup, bozma üzerine yapılan yargılamada 20.02.2018 tarihli celsede bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen, bozma ilamını etkisiz kılacak şekilde, Sağlık Bakanlığına Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanelerindeki işleyişin bildirilmesi istemli yazılan müzekkere cevapları gerekçe gösterilmek suretiyle, bozma ilamına yerel Mahkemece uyma kararı verilmesi halinde bozma nedeni ile sınırlı olacak şekilde bozma doğrultusunda hareket etme zorunluluğuna aykırı olacak biçimde sanığın yeniden beraatine karar verilmesi;
Kanuna aykırı olup, katılan vekili ile mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA; 05.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.