Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13973
Karar No: 2019/5876
Karar Tarihi: 18.11.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/13973 Esas 2019/5876 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, bir taşınmazı inançlı işlem kapsamında dava dışı kişiye satış göstererek devretmişlerdir. Dava dışı kişi de taşınmazı teminat olarak göstererek bankadan kredi almıştır. Daha sonra aynı amaçla taşınmaz dava dışı başka bir kişiye devredilmiştir. Davalı da bankadan kredi çekip taşınmazın yeni sahibi olmuştur. Ancak davalı borcunu ödeyememiştir ve taşınmazın kaydının iptal edilmesi ve adının tescil edilmesi istemiyle dava açılmıştır. Mahkeme, davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir. Ancak bu karar, usuli işlemlerin doğru yapılmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. Dosyanın incelenmesi sonucunda, eksik harç miktarının ara kararda açıkça belirtilmemesi ve eksik harcın tamamlanmaması halinde \"dosyanın işlemden kaldırılması\" yerine, doğrudan \"davanın açılmamış sayılmasına\" karar verilmesinin isabetsiz olduğu sonucuna varılmıştır. Harçlar Kanunu'nun 30. maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 150/4. ve 5. maddeleri bu süreci düzenlemektedir.
1. Hukuk Dairesi         2016/13973 E.  ,  2019/5876 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Davacı, bankadan kredi kullanamaması sebebiyle dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazını inançlı işlem kapsamında dava dışı ..."e satış göstermek suretiyle devrettiğini, adı geçenin de taşınmazı teminat olarak gösterip kredi aldığını ve para ihtiyacını bu şekilde karşıladığını, daha sonra aynı amaçla taşınmazın dava dışı ... tarafından davalı ...’ye devredildiğini, davalının bankadan 60 ay vadeli olmak üzere 100.000.-TL kredi çektiğini, kredi taksitlerinin 21 adedinin tarafından ödediğini, ancak sonraki taksitleri ödeyemediğini, yine davalıdan almış olduğu 20 ton gübrenin de parasını ödeyemediğini, borç miktarı konusunda aralarında anlaşmazlık çıktığını, davalının kendi hesaplamalarına göre ödeme yapması halinde taşınmazı iade edeceğini bildirdiğini, dava konusu dükkanların kira bedellerini de davalının almaya başladığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiş, davacının yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davayı sürdürmüşlerdir.
    Davalı, taşınmazı bankadan konut kredisi kullanarak bedeli karşılığında satın aldığını, kredi borcunu ödediğini, davacının iddiasını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, husumet yönünden davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, "...Bilindiği üzere, tapu iptali tescil davalarında husumet kayıt maliki ya da maliklerine yöneltilir.Somut olayda da, davaya konu taşınmaz davalı adına kayıtlı olup, husumetinde ona tevcih edilerek eldeki davanın açıldığı sabittir. Hâl böyle olunca, işin esasının incelenmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir..." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, verilen kesin süre içerisinde eksik harcın tamamlanmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava dilekçesinde dava değerinin 30.000,00-TL olarak gösterildiği ve bu değer üzerinden harç yatırıldığı, 24.03.2016 tarihinde yapılan keşif sonrası mahkemece 27.04.2016 tarihli 5. celsede eksik harcı tamamlaması için davacı vekiline bir sonraki celseye kadar süre verildiği, verilen süre içerisinde eksik harç ikmal edilmediğinden 01.06.2016 tarihli 6. celsede davacı vekiline bu sefer eksik harcı yatırmak üzere iki haftalık kesin süre verildiği, 22.06.2016 tarihli 7. celsede de kesin süre içerisinde eksik harcın ikmal edilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 30. maddesinde; “Muhakeme sırasında tesbit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409 uncu maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” düzenlemesine, 6100 sayılı HMK’nun 150/4. fıkrasında ( HUMK’nun 409. maddesi ); “ Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir...” ve 5. fıkrasında ise; “ İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
    Hâl böyle olunca, öncelikle eksik harcın tespit edilerek ve ara kararda tamamlanması gereken harç miktarı açıkça belirtilerek Harçlar Kanunu 30 ve Hukuk Mukameleri Kanununun 150. maddeleri uyarınca, davacı tarafa kanunda öngörüldüğü şekilde sonraki celseye kadar süre verilmesi ve yatırılmaması halinde sonucunun ne olacağının usulünce ihtar edilmesi, harcın tamamlanmaması durumunda 492 s. Harçlar Yasasının 30. maddesi yollaması ile 6100 s. HMK"nın 150. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılması ve şartlar oluştuğu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, bu usuli işlemler göz ardı edilerek eksik harcın tamamlanmaması halinde "dosyanın işlemden kaldırılması" yerine doğrudan "davanın açılmamış sayılmasına" karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, tamamlanması gereken harç miktarının ara kararında açıkça belirtilmemesi de isabetsizdir.
    Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 18/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi