Hukuk Genel Kurulu 2014/1474 E. , 2015/1105 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir 11. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 27/05/2014
NUMARASI : 2014/238-2014/384
Taraflar arasındaki “boşanma ve nafakanın kaldırılması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 11. Aile Mahkemesince davanın reddine dair verilen 15.04.2013 gün ve 2012/632 E., 2013/285 K. sayılı kararın incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 24.12.2013 gün ve 2013/12846 E., 2013/30720 K.sayılı ilamı ile;
(...Dava terk hukuki sebebine dayalı boşanma davasıdır (TMK md 164). Türk Medeni Kanunun 164. maddesi gereğince boşanma davası açma hakkı, terk edilen eşe aittir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. ( TMK 164/1. fıkra son cümle).Toplanan delillerden davalı kadının eşini eve almadığı ve eşini ortak konutu terk etmeye zorladığı anlaşılmaktadır. Bu durumda terk edenin davalı, terk edilenin de davacı olduğunda tereddüt bulunmamaktadır Daha önce taraflar arasında görülen davalı koca tarafından açılan boşanma davasının reddine kadının açtığı bağımsız tedbir nafakası davasının kabulüne karar verildiği kararın 14.01.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacı ortak konuta dönmek için 18.05.2012 tarihinde ihtar çekmiş, ihtar 24.05.2012 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş, terke dayalı dava ise 22.08.2012 tarihinde açılmıştır. Dinlenen tanık beyanlarından da davacının, eşine terk ihtarının tebliğinden itibaren iki aylık süre içinde 24.07.2013 tarihinde ortak konuta gittiği ancak davalı kadının eşini eve almadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının haklı bir sebep olmaksızın davacının ortak konuta dönmesini engellediği sabittir. Türk Medeni Kanunun 164. maddesi koşulları gerçekleşmiştir. Davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi doğru görülmemiştir....)
gerekçesiyle oyçokluğuyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, terk sebebiyle boşanma ve nafakanın kaldırılması istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin geçmişi geride bırakarak müşterek haneye dönmek istediğini ve İzmir 29. Noterliği’nin 18/05/2012 tarihli 3540 yevmiye numaralı ihtarnamesiyle müşterek konuta kabul edilmesi için davalıya ihtarda bulunduğunu, bu ihtarnamenin 24/05/2012 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, müvekkilinin 24/07/2012 günü hasta olması nedeniyle kendisine yardımcı olması için yanına iki arkadaşını da alarak müşterek konuta dönme girişiminde bulunduğunu ancak davalının müvekkilinin yüzünü görür görmez kapıyı suratlarına kapattığını, 27/07/2012 tarihinde mahalle muhtarını da yanına alarak davalıyla görüşmeye gittiklerini ancak müşterek konuta kabul etmediğini ileri sürerek tarafların boşanmalarına, İzmir 3. Aile Mahkemesi’nin 2011/209 E. sayılı dosyası ile davalı yararına bağlanan 250,00 TL tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının terk nedeniyle boşanma davası açabilmesi için yasal şartların oluşmadığını, davacı tarafından daha önce açılan boşanma davasının reddedildiğini, bu davada müvekkili yararına tedbir nafakasına hükmedildiğini, tedbir nafakasının koşulları ortadan kalkmadığından terk sebebiyle ihtar talebinde bulunulamayacağını, davacının evlilik birliği boyunca çocuklarına ve eşine kötü davrandığını, bu nedenle özürlü olan müşterek çocuklarının da olumsuz etkilendiğini, davacının boşanmaya tanık bulma çabası ile müşterek haneye iki arkadaşını ve mahalle muhtarını da alarak geldiğini ancak davacının davranışlarında hiçbir değişme olmadığını, davalı müvekkilinin nafaka haricinde hiçbir gelirinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının evi terk ettikten sonra eve dönmek için ihtar çektiği, eve dönme konusunda samimi olmadığı, üstelik evlilik birliğinin yürütülmesinde kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar; Özel Dairece yukarıda belirtilen gerekçeler ile bozulmuş; mahkemece, terk tarihinden dört ay sonra usul ve yasaya uygun olarak yapılacak bir ihtara rağmen davalının davacıyı müşterek haneye almaması durumunda terk nedeniyle boşanma davası açılabileceği gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararını davacı vekili temyiz etmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının hangi tarihte terkedilmiş sayılacağı, eve dön ihtarında samimi olup olmadığı, ihtarın süresinde gönderilip gönderilmediği, başka bir ifade ile terk nedenine dayalı boşanma koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
Hukuk Genel Kurulunca işin esasının görüşülmesine geçilmeden önce mahkemece verilen direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı hususu önsorun olarak tartışılmıştır.
Mahkemece, ilk kararın gerekçesinde yer verilmediği halde bozmadan sonra oluşturulan direnme kararının gerekçesinde, önceki karar gerekçelerinin yanında terk tarihinden dört ay sonra usul ve yasaya uygun olarak yapılacak bir ihtara rağmen davalının davacıyı müşterek haneye almaması durumunda terk nedeniyle boşanma davası açılabileceği, usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay ilamında belirtilen karşıoy yazısına dayanıldığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiş; önceki kararda hiç bahsedilmediği halde ihtarın süresinde yapılmadığına ilişkin yeni bir gerekçe ile direnme kararı verilmiştir.
Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir. (HUMK.429 mad.)
Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanarak ve gerekçesini değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
Somut olayda ise; mahkemece, ilk kararda dayanmadığı ve hiç irdelemediği Özel Daire tarafından da değerlendirilmeyen yeni bir gerekçe eklenmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; bozmadan sonra Özel Dairece incelenmeyen yeni bir gerekçe eklenmek suretiyle verilen yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir. Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç: Yukarıda gösterilen nedenlerle davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 27.03.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.