Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/2530
Karar No: 2018/58
Karar Tarihi: 17.01.2018

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2530 Esas 2018/58 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/2530 E.  ,  2018/58 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Taraflar arasındaki “maddi ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İstanbul 5. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 20.12.2012 gün ve 2009/587 E.-2012/987 K. sayılı kararın temyizen incelenmesinin davacı vekili ve davalı ...Ş. vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 07.10.2013 gün ve 2013/14787 E., 2013/18032 K. sayılı kararı ile;
    (...1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebeplere göre davacı ve davalı ... Elk. Dağ. A. Ş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava; 02.05.2009 tarihindeki iş kazası nedeniyle davacı sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, 44.572,54TL maddi,10.000,00TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
    Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; 02.05.2009 tarihli zararlandırıcı olayın iş kazası olduğu, iş kazası nedeniyle davacı sigortalının %13,1 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kaldığı, kazanın oluşumunda davacının %10 oranında mütefarik kusurunun bulunduğu, davacı vekilinin 10.12.2012 tarihli ıslah ile maddi tazminat istemine dair talebini miktar itibariyle artırırken aynı ıslah dilekçesi ile talep olunan maddi ve manevi tazminatların yalnızca davalı ... Elk. Dağ .A.Ş"den tahsilini istediği anlaşılmıştır.
    20.12.2012 tarihli kararda sair yönlerden bir yanlışlık bulunmamakla birlikte aşağıda belirtilen nedenden ötürü yazılı şekilde verilen karar hatalı bulunmuştur.
    Şöyle ki; 6100 Sayılı HMK"nın 26.maddesi kapsamında mahkemeler taleple bağlılık kuralına göre tarafların talep sonuçları ile bağlı olup ondan daha fazlasına karar veremezler. Bu açıklamadan olarak yukarıda da belirtildiği üzere davacı vekilinin 10.12.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talep ettiği maddi ve manevi tazminatların yalnızca davalı ... Elk. Dağ.A.Ş den tahsili istemesine göre hüküm altına alınan tazminatlardan diğer davalı ... İnş. Taah. Müş.Hiz.San.ve Tic.Ltd.Şti"nin de sorumlu tutulması H.M.K"nın 26. maddesinde ifadesini bulan talebin aşılmasıdır.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.




    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki bilgi ve belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili müvekkilinin davalı ... İnş. Taah. Ltd. Şti.’nin Türk Elektrik Kurumu Şantiyesinde işçi olarak çalışmakta iken 02.05.2009 tarihinde elektrik çarpması sonucu yaralandığını, bu nedenle fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL maddi ve 30.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan müştereken ve müteselsilsen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ...Ş. vekili davacıyla aralarında hizmet akdi bulunmadığını, müvekkilinin ihale ettiği işi alan Aram İnş. El. Üre. Ltd. Şti’nin elemanı olduğunu, davacının Sefaköy İşletme Müdürlüğü hizmet alanında ihale alan müteahhit firmanın elektrik dağıtım ve şebekeleri hatlarında arıza, onarım ve bakım işinde çalıştığını, maaşını bu firmadan aldığını ve sigortasının bu firma tarafından yatırıldığını, üst işveren sıfatını taşımadığını ve davanın husumetten reddi gerektiğini, ayrıca diğer davalı ... İnş. T. M. S. Tic. Ltd. Şti’nin müvekkil kurumla hiçbir ilgisi olmadığını, eğer işin esasına girilecekse de istenilen maddi ve manevi tazminatın fahiş olduğunu iddia ederek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ... İnş. T....Tic. Ltd. Şti. cevap dilekçesi sunmamıştır.
    Mahkemece, davacının davalılara ait işyerinde çalışırken iş kazası geçirerek %13.1 oranında malul kaldığı olayda tüm deliller toplandıktan sonra dosyanın kusur incelemesi yönünden kusur bilirkişisine verildiği, bilirkişi tarafından verilen 26/03/2012 tarihli raporda davalıların toplam %90 oranında kusurlu olduğu, davacının %10 kusurlu olduğunun belirtildiği, hesap bilirkişisi tarafından verilen 28/11/2012 tarihli raporun nazara alındığı, 44.572,54 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 02/05/2009 tarihinden itibaren yasal faizi oranı ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat yönünden 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 02/05/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
    Davacı vekili ve davalı ...Ş. vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece, 20.12.2012 tarihli kararın davalı ... İnş.Taah. Müş. Hiz. San.ve Tic. Ltd. Şti" nin yokluğunda verildiği, ayrıca davalı ... İnş. Taah. Müş. Hiz. San.ve Tic. Ltd. Şti.nce kararın temyiz edilmediği ve bu kararın kesinleşmiş olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararı davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, davacı vekilinin 10.12.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talep ettiği tazminatların sadece davalı ...den tahsilini istemesine rağmen, hüküm altına alınan tazminatlardan diğer davalı ... İnş. T. ...Tic. Ltd. Şti.’nin de sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasında toplanmaktadır.
    Uyuşmazlığın çözümü yönünden hükmün kesinleşmesi ve taleple bağlılık ilkesi yönünden inceleme yapılmasında yarar bulunmaktadır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesine göre; “(1) Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
    a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
    b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
    c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
    ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
    d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
    e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
    (2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
    şeklinde düzenlenmiştir.
    “Hükmün Yazılması” başlıklı 298. maddesi ise:
    “(1) Hüküm, hükmü veren hâkim, toplu mahkemelerde başkan veya hükme katılmış olan hâkimlerden başkanın seçeceği bir üye tarafından yazılır.
    (2) Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.
    (3) Hükümde gerekçesi ile birlikte karşı oya da yer verilir.
    (4) Hüküm, hükmü veren hâkim veya hâkimler ile zabıt kâtibi tarafından imzalanır.” düzenlemesini içermektedir.
    Hükmün ne olduğunun açıklığa kavuşturulmasından sonra hükmün kesinleşmesi hususuna da yer verilmesinde fayda bulunmaktadır. Belirtmek gerekir ki, bir davanın tarafları aleyhlerine olan bir hükmün tamamını temyiz edebilecekleri gibi yalnızca bir bölümü temyiz edip, diğer bölümlerini temyiz etmeyebilirler. Davalıların birden çok olması durumunda temyiz etmeyen davalı taraf yönünden hüküm kesinleşmiş olacaktır. Çünkü, medeni usul hukukunda kural olarak tasarruf ilkesi geçerli olup, buna göre mahkeme birinin talebi olmaksızın kendiliğinden bir davayı inceleyip karar veremeyeceği (HMK m. 24) gibi, tarafların tasarruf yetkisi dava açıldıktan sonra ve kanun yollarına başvuru sırasında da geçerlidir. Bu nedenledir ki kanun yolu incelemesi sadece aleyhine kanun yoluna başvurulan talepler hakkındaki kararlar bakımından yapılır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Tasarruf İlkesi” başlıklı 24.maddesi;
    “(1) Hâkim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın, kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz.
    (2) Kanunda açıkça belirtilmedikçe, hiç kimse kendi lehine olan davayı açmaya veya hakkını talep etmeye zorlanamaz.
    (3) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri dava konusu hakkında, dava açıldıktan sonra da tasarruf yetkisi devam eder.”
    Şeklinde düzenlenmiştir.
    Bu madde gereği davacının, davasını açarken, talep ettiği hukuki korumanın ne olduğunu açıkça ifade etmesi gerekmektedir (HMK m.119/1 b.ğ.).
    Öte yandan, anılan Kanunun “Taleple Bağlılık İlkesi” başlıklı 26. maddesinde ise;
    “(1) Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.
    (2) Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.”
    Hükmüne yer verilmiştir.
    Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığı altında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece verilen 20.12.2012 tarihli kararda kabul edilen tazminatlar yönünden davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oluğuna dair hükmün davalı ... İnş. T. M. S. Tic. Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmediği, davacı vekili ve davalı ... A. Ş. vekili tarafından temyize getirildiği anlaşılmaktadır. Söz konusu hükmün davalı ... İnş. T....Tic. Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmemesine ve 20.12.2012 tarihli kararın davalı ... İnş. T. M. S. Tic. Ltd. Şti. yönünden kesinleşmesine rağmen davacı vekili tarafından sunulan 10.12.2012 tarihli dilekçede belirtilen tazminatların sadece davalı ... A. Ş.’den istenilmesi nedeniyle taleple bağlılık ilkesinin uygulanması mümkün değildir.
    Hukuk Genel Kurulundaki yapılan görüşmeler sırasında davalı ... İnş. T....Tic.Ltd. Şti.’nin 20.12.2012 tarihli kararı temyiz etmemesinin HMK’nın taleple bağlılık ilkesinin uygulanmasının önüne geçemeyeceği, kararın davalı ... İnş. T....Tic. Ltd. Şti. yönünden kesinleşmesinden önce usul kuralı olarak taleple bağlılık ilkesinin aşılamayacağı, bu nedenle somut olay bakımından davacı vekilinin sunduğu 10.12.2012 tarihli dilekçede belirtilen tazminatların sadece davalı ... A. Ş.’den istenilmesi nedeniyle taleple bağlılık ilkesinin uygulanması görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
    Hâl böyle olunca; yerel mahkemenin, hükmün davalı ... İnş. Taah. Müş. Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti’nce temyiz edilmediği ve ... İnş. Taah. Müş. Hiz. San.ve Tic. Ltd. Şti. yönünden kesinleşmiş olduğu gerekçesiyle verdiği direnme kararı yerindedir.
    Açıklanan nedenlerle direnme kararı onanmalıdır.
    S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle ile davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı (2.781,60 TL) harcın temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.01.2018 gününde oy çokluğu ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi