12. Ceza Dairesi 2018/8046 E. , 2020/2446 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Trafik güvenliğini tehlikeye düşürmek suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179/3-2, 62, 50, 52. maddeleri uyarınca 1000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.03.2016 tarihli ve 2015/709 esas, 2016/175 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre;
Dairemizin, 04.10.2018 gün ve 2018/4847-9200 sayılı ilamı ile özetle, "Olay gecesi yapılan ölçümde 2.55 promil alkollü vaziyette araç kullanmak suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma olarak tespit edilen eyleminden dolayı TCK"nın 179/2, 62. maddesi gereğince 1000 TL adli para cezasına mahkumiyetine hükmedilen sanık hakkında, somut yasa yararına bozma isteminin CMK"nın 309 ve 310. maddesinde düzenlenen amaca uygun hukuka aykırılık niteliğinde bulunmaması nedeniyle, Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden, İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 08.03.2016 tarihli ve 2015/709 esas, 2016/175 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin CMK"nın 309. maddesi uyarınca REDDİNE, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE;" şeklindeki kararın isabetli olmaması nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz edilmekle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 308. maddesine 02.07.2012 gün ve 6352 sayılı Kanunun 99. maddesine eklenen (3). fıkra uyarınca itiraz konusu değerlendirildi:
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.05.2019 tarihli ve 2016/23-759-2019/425 sayılı ilamına göre; ""Kanun yararına bozma kanun yoluna, ancak istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi nedeniyle kesin hüküm otoritesinin zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık hâlinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir. Delillerin takdir ve tercihinde hataya düşüldüğünden bahisle bu yola başvurulmasının, bu olağanüstü kanun yolunun amaç ve kapsamıyla bağdaşmayacağında kuşku yoktur. Nitekim 14.11.1977 tarihli ve 3-2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile, erteleme isteği hakkında olumlu ya da olumsuz bir kararı kapsayan ya da yasal gerekçe gösterilmeden bu isteklerin reddine veya kabulüne ilişkin olan hükümlere karşı yasaya aykırılıktan söz edilerek bu yasa yoluna başvurunun kabulüne olanak bulunmadığı kabul edilmiştir. Yine, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23.03.2010 tarihli ve 29-56 sayılı kararında, kabul edip etmemenin mahkemenin takdirine bağlı olduğu istekler hakkında verilen kararın; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.02.2008 tarihli ve 19-31 sayılı kararında da, kanun yararına bozma yasa yolunun olağanüstü yasa yolu olması nedeniyle hâkimin takdirini hatalı kullanmasına ilişkin hususlardaki hukuka aykırılıkların, örneğin; temel ceza miktarının saptanmasında kullanılan ölçütlerin hatalı takdir edilmesi, cezada artırma ve indirme yapılırken kullanılan oranların seçimindeki isabetsizlik gibi hususların, kanun yararına bozma istemine konu edilemeyeği belirtilmiştir.""
Tüm bu düzenlemeler karşısında; olay gecesi yapılan ölçümde 2.55 promil alkollü vaziyette araç kullanmak suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma olarak tespit edilen eyleminden dolayı TCK"nın 179/2, 62. maddesi gereğince 1000 TL adli para cezası ile mahkumiyetine hükmedilen sanık hakkında, somut yasa yararına bozma isteminin CMK"nın 309 ve 310. maddesinde düzenlenen amaca uygun hukuka aykırılık niteliğinde bulunmaması sebebiyle, 02.07.2012 gün ve 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 308. maddesine eklenen (2) ve (3). fıkra hükümleri uyarınca itiraz konusu değerlendirilip, önceki kararda değişiklik yapılmasını gerektiren herhangi bir nedenin bulunmadığı anlaşıldığından, dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 05.03.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.