15. Hukuk Dairesi 2015/1184 E. , 2015/3769 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Kırşehir 2. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :27.09.2013
Numarası :2011/464-2013/488
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli ile arıza giderim bedelinin davalı iş sahibinden tahsili istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı iş sahibi vekilince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Davacı yüklenici, eseri sözleşme ve eki şartnamesine uygun bir şekilde teslim ettiği halde bakiye iş bedelinin ödenmediği gibi davalı iş sahibinin kusuru nedeniyle meydana gelen arızanın da kendileri tarafından giderildiği halde bedelinin verilmediğini ifade ederek 22.181,35 TL"nin tahsiline karar verilmesini talep etmiş; davalı iş sahibi ise, eserin düzgün bir şekilde çalışır vaziyette teslim edilmiş sayılamayacağını, sistemin devamlı arızalandığını, sistemin sözleşme ve şartnamede gösterilen kriterleri taşımadığını, arızalanan parçanın yüklenicinin kusuru nedeniyle değiştirildiğini ifade ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, yüklenici şirket tarafından 26.02.2010 tarihli yazı ile sistemde kullanılan suyun arıtılmış olması ile kullanılacak suyun sertlik, iletkenlik ve ph değerinin 6,5 olması gerektiğinin bildirildiği, sistemin düzgün çalışmasına ilişkin tüm bilgilendirmelerin yapıldığı, buna rağmen bilirkişi raporları ile meydana gelen arızanın soğutma suyunun uygun olmaması ve sistemde kirli su kullanılması nedeniyle oluştuğunun tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ayıp, sözleşme ve mevzuat hükümleri ile fen ve sanat kuralları gereğince, bir eserde bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların olmasıdır. Yüklenici, iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak, imâlini yüklendiği eserin ayıplı olması durumunda; açık ayıplarda somut olaya uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 359, gizli ayıplarda ise aynı Kanun"un 362. maddeleri hükümlerine uygun olarak ayıp ihbarında bulunduğu takdirde, iş sahibi aynı Kanun"un 360. maddesinde kendisine tanınan haklardan yararlanabilir. 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 360. maddesi gereğince, eser; iş sahibinin kullanamayacağı veya nısfet kurallarına göre kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı veya sözleşmeye önemli ölçüde aykırı olursa, eser sahibi, bu eseri kabulden kaçınabilir. Ne var ki, eserdeki kusur veya sözleşmeye aykırılık bu ölçüde önemli değilse, iş sahibi, eserin değerindeki eksiklik oranında, bedeli indirebilir, eğer; kusurların giderilmesi büyük harcamalar gerektirmiyorsa yükleniciyi onarıma zorlayabilir. Ancak, Borçlar Kanunu"nun 360. maddesinde iş sahibine tanınan bu haklardan hangisini kullanabileceği, özellikle iş sahibinin eserin teslimini reddetme hakkının bulunup bulunmadığının mahkemece uzman bilirkişi aracılığıyla eser üzerinde yaptırılacak inceleme sonucunda ayıbın derecesi belirlenmek suretiyle tespit edilir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 282. maddesi uyarınca mahkeme, takdiri bir delil olan bilirkişi görüşlerini diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Bilirkişi raporlarında görülen eksiklik ya da belirsizliğin tamamlanması veya giderilmesi görevi de, aynı Kanun"un 281/2. maddesi uyarınca mahkemeye aittir. Bu halde, mahkemece re"sen veya tarafların talebi üzerine, Kanun"un 281/3. maddesi uyarınca, ilk raporu veren bilirkişilerden ek rapor alınabileceği gibi yeni bir bilirkişiler kurulu da oluşturulabilir. Nitekim, mahkemece bilirkişi raporunun denetimine imkân tanınması amacıyla Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 279/2. maddesi hükmünce raporda, bilirkişi raporunda inceleme konusu yapılan maddi vakıalar ile varılan sonuçların gerekçelerine yer verilmesi zorunluluğu bulunduğu ifade edilmiştir.
Somut olaya gelince; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarından Makine Mühendisi Bilirkişi K..B.. tarafından düzenlenen 16.10.2012 tarihli kök ve 22.01.2013 tarihli ek bilirkişi raporunda yüklenicinin gerekli ön etüt çalışmalarını yapmadan garantisi altında bulundurduğu sistemi işletmeye almakla kusurlu davrandığı ifade edilmiş, Kırşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/49 Değişik İş sayılı dosyasında alınan 26.10.2011 tarihli bilirkişi raporunda da sistemin yeterli filtreleme ve güvenlik önlemleri alınmadan çalıştırıldığı, bu nedenle arızalandığı görüşüne yer verilmiştir. Buna karşılık, yargılama sırasında Hukukçu Bilirkişi H..C..A.. ile Makine Mühendisi Bilirkişi Doç. Dr. C.. Y.. tarafından düzenlenen 24.06.2013 havale tarihli raporda ise, arızanın sistemde kirli su kullanılması ve yüklenicinin ikazlarına uyulmamasından kaynaklandığı yönünde görüş bildirilmiştir. Kırşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/19 Değişik İş sayılı dosyasında Makine Mühendisi Bilirkişi V..Y.. tarafından düzenlenen 02.05.2011 tarihli bilirkişi raporunda ise, sistemdeki arızanın nedeninin belirlenemediği ifade edilmiştir. Mevcut durum itibariyle bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmaktadır. Mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru değildir.
Diğer taraftan; davacı yüklenicinin arıza giderimi için yaptığı masrafları talep edebilmesi için, hem arızanın iş sahibinin kusurundan kaynaklanması hem de arıza giderim bedellerini miktar olarak kanıtlaması gerekir. Dava dilekçesi içeriğinden arızalanan cihazın tamir bedeli olarak talep edilenen 6.191,45 TL"nin dosyaya sunulan 20.09.2011 tarihli masraf listesinde açıkça görüldüğü üzere tamamı tamirat gideri değildir. Bu bedelin içerisinde sözleşme görüşmeleri için yapılan ulaşım masrafları, montaj ve teslimat sırasında gerçekleşen masraflar ve 24.12.2009 tarihli tutanakla garanti kapsamında değişimi kabul edilen su tankı gibi giderler de bulunmaktadır. Gerek tespit dosyalarında gerekse yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında arıza giderimi için yapılan masraflar konusunda bir hesaplama yapılmadığı gibi meydana gelen arızaların iş sahibinin kusurundan kaynaklandığı hususu da yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere belirlenebilmiş değildir. Mahkeme kararı, bu yönüyle de eksik incelemeye dayanmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 281/3. maddesi uyarınca konusunda uzman 3 makine mühendisinden oluşturulacak bilirkişiler kurulundan yeniden rapor alınarak, sistemde meydana gelen arızaların nedenleri belirlenip, tarafların kusur durumları ve iş sahibinin 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 360. maddesi kapsamında kullanabileceği haklar tespit edilmek suretiyle iş sahibinin eseri kabule icbar edilip edilemeyeceği ve edilebilecekse iş bedelinden tenzilat yapılmasının gerekli olup olmadığı, bu kapsamda, yüklenicinin bakiye iş bedeli alacağının olup olmadığı raporlar arasındaki çelişkiler giderilmek suretiyle oluşacak duruma göre karar verilmesinden ibarettir.
Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı iş sahibi şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı iş sahibi yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 29.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.