Hukuk Genel Kurulu 2013/1787 E. , 2015/1100 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Uşak 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/04/2013
NUMARASI : 2012/571-2013/469
Taraflar arasındaki “ortaklığın giderilmesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Uşak 1. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 23.02.2012 gün ve 2011/975 E., 2012/177 K. sayılı kararın incelenmesi davalılardan M.. D.. tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 18.06.2012 gün ve 2012/5790 E., 2012/9072 K. sayılı ilamı ile;
(...Dava, borçlu ortağın alacaklısı tarafından icra mahkemesinden alınan yetki ile on iki adet taşınmazda paydaşlığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece bir adet taşınmaza ilişkin davanın vazgeçme nedeniyle reddine, diğer onbir adet taşınmazda paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalılardan M.. D.. tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalının 145 ada 2 parsel nolu taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın(ortaklığın) giderilmesi davasını paydaşlardan (ortaklardan) biri veya bir kaçı diğer paydaşlara (ortaklara) karşı açar. HMK."nun 27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasasının 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının en önemli unsurudur. Bu itibarla, paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Dosyada mevcut tapu kaydına göre taşınmazda davalıların miras bırakanı A.D. dışında F. Ş. adında paydaşın bulunduğu ancak bu paydaşın davaya dahil edilmediği anlaşılmıştır. Mahkemece, adı geçen paydaşa dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir usulüne uygun davetiye tebliğ edildikten sonra, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
2-Davalının 145 ada 2 parsel nolu taşınmazla birlikte satışına karar verilen diğer 10 adet taşınmaza ilişkin hükme yönelik diğer temyiz itirazlarına gelince;
Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davada birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek miktarda taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddedilmesi gerekir.
Dosya arasında davaya dayanak teşkil eden icra takibinin dosyası veya icra müdürlüğünden alınmış bir hesap dökümü bulunmamaktadır. Mahkemece icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek miktarda taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddedilmesi gerekirken yazılı şekilde 11 adet taşınmazın da satışına karar verilmesi doğru değildir.
Ayrıca mahkemece taşınmazların ortaklığının satılarak giderilmesine karar verilmesine rağmen satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının karar yerinde gösterilmemesi de doğru görülmemiştir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalılardan K.. D.. vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece; davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlardaki ortaklığının satış suretiyle giderilmesine dair verilen karar, davalılardan M.. D.. tarafından temyiz edilmesi üzerine, Özel Dairece; yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.
Direnme hükmü, davalılardan K.. D.. tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, Mahkeme direnme olarak adlandırılan kararın yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı hususu ön sorun olarak görüşülmüştür.
Hemen belirtilmelidir ki, 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesinin 2.ve 3. fıkraları gereğince, direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için; açıkça bozma ilamına uyulmamış olması; bozmadan esinlenilerek eylemli uyma anlamına gelecek herhangi bir araştırma yapılmaması ve yeni delil toplanmaması; bozulan ilk kararda yer alan hususlar direnmeye konu edilerek gerekçenin ilk karardaki ana çerçeveden çıkılmadan sadece onu güçlendirmeye yönelik olmak üzere yasal sınırlarda genişletilerek oluşturulması gerekmektedir.
Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek ilk hükümden farklı bir karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
Şu hale göre, ön sorunun çözümlenmesi için temyize konu kararın açıklanan özellikleri taşıyıp taşımadığının irdelenmesi gerekir.
Yerel Mahkemece ilk kararda “…davacının davasının kabulüne, dava konusu … 750/90, … 109/47, 109/49, 145/2, 145/8, 117/42, 117/45, 117/49, 122/1, 124/4 ve 132/1 ada/parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın açık artırma ile takyitleri ile birlikte satış sureti ile giderilmesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Özel Dairece, “dava konusu 145 ada 2 parsel sayılı taşınmazda malik Fadime Şimşek davaya dahil edilmeden, icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değer tespit edilmeden ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağı karar yerinde gösterilmeden hüküm kurulmasının doğru olmadığına” işaret edilerek mahkeme kararı bozulmuş; bozma üzerine, mahkemece Yargıtay bozma ilamının 2 nolu bendi uyarınca alınan bilirkişi raporuna göre davacının alacağına karşılık tüm taşınmazların satılmasının gerektiği, dava konusu 145 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davalıların murisi A.D.’in 1/2 paylı malik olduğu, paylı mülkiyetin müstakilen satılabileceği, bu durumda diğer paydaş Fadime Şimşek’in davaya dahil edilmesinin gerekmediği, gerekçesiyle ilk karardan farklı olarak “davacının davasının kısmen kabul kısmen reddine, dava konusu taşınmazlardan … 124/4, 132/1, 122/1, 117/45, 117/42, 117/49, 145/8,109/49, 109/47 … 750/90 ada/parsel sayılı taşınmazların tamamı ile, … 145 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalıların müşterek murisi Osman oğlu A.D. adına kayıtlı 1/2 oranındaki paylı mülkiyet payının üzerindeki ortaklığın açık artırma ile takyitleri ile birlikte satış sureti ile giderilmesine, bunun haricindeki davacı taleplerinin reddine” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Bu haliyle mahkemenin ilk kararını güçlendirmeye yönelik ve yasal sınırlarda genişletilmiş bir gerekçeye dayandığından da söz edilemez. Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu karar, açık biçimde ilk karardan farklı, bozma sonrası toplanan yeni bir delile ve tamamen yeni bir gerekçeye dayalı, yeni bir karardır.
Hal böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılardan K.. D.. vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 6. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 27.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.