Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/3277
Karar No: 2012/7432

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2011/3277 Esas 2012/7432 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2011/3277 E.  ,  2012/7432 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan ödemelerin 506 sayılı Yasanın 26. maddesi gereğince davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, taraflar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki, “iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı gereğince, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26.maddesidir.
    Davaya konu alacağın ödenmesine neden olan zararlandırıcı sigorta olayındaki kusurların belirlenmesine ilişkin hükme esas alınan raporlarda, davalı işveren %60 kusurlu bulunarak hüküm kurulmuş ise de, aynı olay nedeniyle açılmış bulunan ceza davasında alınan kusur raporu ile şantiye şefi ile işveren ortaklarına da kusur verilmiş olup, ceza dosyası henüz kesinleşmemiştir. Aynı olay nedeniyle açılmış olan, ... Esas sayılı dosyasında görülen tazminat davasının da bulunduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
    Her ne kadar, 506 sayılı Yasanın 26. maddesinde düzenlenmiş bulunan rücu davaları, sigortalının yada hak sahiplerinin alacağından bağımsız, kanundan doğan basit rücu hakkına dayalı olup; sigortalı veya haksahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davalarında alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporuyla ulaşılan sonuçlar, rücu davasında bağlayıcı nitelikte bulunmamakta ise de; 506 sayılı Yasanın 26. maddesi çerçevesinde, işçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları yönünden ayrıntılı irdeleme içermesi halinde güçlü delil olarak kabul edilebilmektedir.
    Ayrıca, Borçlar Kanununun 53.maddesi hükmü uyarınca hukuk hakimi, ceza davasında alınmış kusur raporu ile bağlı değilse de, kesinleşmiş ceza ilamıyla saptanmış maddi olgularla bağlıdır.
    Bu durumda mahkemece yapılacak iş; öncelikle , tazminat ve ceza dosyalarının celbi ile kesinleşmeleri beklendikten sonra, saptanan maddi olgular ile tazminat dosyasındaki deliller ve kusur raporu da gözetilerek, zararlandırıcı sigorta olayının gerçekleşmesinde kusurları bulunanların, ceza dosyasındaki sanık şahıslarında kusurları varsa, kesinleştikten sonra, olayda az da olsa kusurlarının bulunduğu hususları da gözetilerek kusur oranlarının, kamu düzeni düşüncesi ile oluşturulan işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuat hükümlerini gözetilerek, mevcut hükümlere göre alınacak tedbirlerin neler olduğunun tespiti ile mevzuat hükümlerince öngörülmemiş, fakat alınması gerekli başkaca bir tedbir varsa, bunların dahi tespiti ile, 506 sayılı Yasanın 26. maddesine uygun olarak denetlemeye elverişli ve çelişkiden uzak kusur oranlarının saptanması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme karar verilmesi isabetsizdir.
    Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, taraflar avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 30.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi