Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7098
Karar No: 2015/3766
Karar Tarihi: 29.06.2015

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2014/7098 Esas 2015/3766 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkeme, dava konusu işlerin yapılması konusunda davalı Kaymakamlık ile davacı tarafından sözlü olarak anlaşma yapıldığını kabul etmiştir. Ancak diğer davalı İl Özel İdaresi yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi yerine kısmen de olsa kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Ayrıca sözleşme yazılı olmadığı ve iş bedeli de ihtilâflı olduğu için, bilirkişilerce iş bedelinin somut olaya uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 366. maddesi uyarınca işin yapılıp teslim edildiği yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplanması gerektiği belirtilmiştir. Karar bu nedenlerle bozulmuştur.
Kanun Maddeleri: 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 366. Maddesi.
15. Hukuk Dairesi         2014/7098 E.  ,  2015/3766 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Hakimliği
    Tarihi :16.09.2014
    Numarası :2012/361-2014/507

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı A.. İ.. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup; mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalılardan İl Özel İdaresi vekilince temyiz edilmiştir.
    Sözleşmeler Hukuku"nun en temel ilkelerinden birisi olan sözleşmelerin nispiliği kuralı gereği sözleşme, kural olarak o sözleşmede taraf olanları bağlar. Bu nedenle, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davanın tarafları aynı zamanda sözleşmenin taraflarıdır. Yargıtay İçtihatları ve öğretide bu durum taraf sıfatı olarak adlandırılmaktadır. Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacılık sıfatı, dava konusu hakkın sahibini; davalılık sıfatı ise, dava konusu hakkın yükümlüsünü ifade eder. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti; davalı sıfatı ise, pasif husumeti karşılayacak şekilde kullanılmaktadır. Dava konusu değer üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise davanın o kişi veya kişilere karşı açılması gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının önemli özelliği, def"i niteliğinde olmayıp itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebilmesi ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile bu hususun mahkemece re"sen nazara alınmasıdır. Dairemizin 19.01.2015 Tarih, 2014/6345 Esas ve 2015/214 Karar sayılı ilâmında da bu hususlar açıkça vurgulanmıştır.
    Somut olaya gelince; davacı taraf, dava dilekçesinde dava konusu işlerin yapılması konusunda davalı Kaymakamlık ile sözlü olarak anlaştıklarını beyan etmiş, Kaymakamlık tarafından verilen cevap dilekçesinde de davacı ile Kaymakamlık arasındaki akdi ilişki kabul edilmiştir. Diğer davalı İl Özel İdaresi ise, tarafları ile davacı arasında bir akdi ilişki bulunmadığını savunmuştur. Kaldı ki, davacının bu yönde bir iddiası da bulunmamaktadır. Bu durumda, mahkemece davalı İl Özel İdaresi yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi yerine kısmen de olsa kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
    Diğer taraftan, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmayıp, iş bedeli de ihtilâflı olduğundan, bilirkişilerce iş bedelinin somut olaya uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 366. maddesi uyarınca işin yapılıp teslim edildiği yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplanması gerekirken, bu kurala uygun düşmeyen şekilde yapılan hesaplamaya itibar edilerek sonuca varılmış olması da kabul şekli bakımından doğru değildir.
    Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı A.. İ.."nin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı İl Özel İdaresi yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı A.. İ.."ne geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 29.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi