Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/747
Karar No: 2020/6453
Karar Tarihi: 28.12.2020

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2018/747 Esas 2020/6453 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2018/747 E.  ,  2020/6453 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:


    Kullanım kadastrosu sonucunda, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 132 ada 26 parsel sayılı 1.194,29 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun"un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın ... Köyü Tüzel Kişiliğinin kullanımında olduğu şerhi yazılarak, tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., dava konusu taşınmazın kendi fiili kullanımında olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı ..., dava konusu 132 ada 26 parsel sayılı taşınmazı 1988 yılından beri kullandığını, içerisinde evi ve bahçesi bulunduğunu, bahçedeki meyve ağaçlarını da kendisinin diktiğini, ancak taşınmazın kendi adına kaydedilmesi gerekirken ... Köyü adına kaydedildiğini ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacının zilyetliğinde olduğunun ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresi boyunca kesintisiz ve fasılasız şekilde taşınmazı kullandığının davacı tarafından ispatlanamadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. 3402 sayılı Yasa"nın Ek-4. maddesi uyarınca "6831 sayılı Yasa"nın 20.06.1973 tarihli kanunla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle bu Kanunun 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir" hükmünü taşımaktadır. "Kullanım kadastrosu" olarak isimlendirilen bu çalışmanın amacı, 2/B sahalarını, fiili kullanım durumlarını dikkate alarak parsellere ayırmak ve bu taşınmazları 2/B alanı olarak Hazine adına tescil ederken, taşınmazlar üzerinde tespit günü itibariyle fiili kullanımı bulunanları ve muhdesatları tespit ederek tapunun beyanlar hanesinde göstermektir. Mahkemenin gerekçesinde, dava konusu taşınmazın, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresi boyunca kesintisiz ve fasılasız şekilde kullanıldığının davacı tarafından ispatlanamadığı belirtilmiş ise de, dava mülkiyete yönelik olmadığından, 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin davacı ya da evvelki kullanıcılar lehine gerçekleşmiş olması şartının aranmayacağı açıktır. Diğer bir anlatımla, kullanım kadastrosu sırasında beyanlar hanesinde kullanıcı olarak gösterilebilecek kişiler, kadastro tespiti sırasında taşınmazı ekonomik amacına uygun olarak fiilen kullanan kişilerdir.
    Öte yandan, Mahkemece dava konusu taşınmazın davacının fiili kullanımında bulunup bulunmadığı hususunda yapılan araştırma ve inceleme de hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, dava konusu taşınmaz başında keşif yapılmış ise de, keşif mahallinde yerel bilirkişi dinlenilmemiş; davacı tanıklarına çıkarılan davetiyeler iade edildiğinden, davacı vekilinin de talebi üzerine tanıklar taşınmaz başında değil, usule aykırı olarak duruşmada dinlenilmiştir. Dolayısıyla taşınmazın, kadastro tespit tarihi olan 2010 yılı ve öncesindeki fiili durumu, tespit günü itibariyle taşınmazda kullanım bulunup bulunmadığı, var ise taşınmazı kimin kullandığı hususları üzerinde durulmamış, keşif sonrası aldırılan 29.04.2016 tarihli teknik bilirkişi raporundan, davacının talebine konu yerin, dava konusu taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümü olduğu, davacının evinin ise taşınmazın kuzey sınırında bulunan orman içerisinde kaldığı anlaşılmasına rağmen ziraat bilirkişi raporunda, taşınmaz üzerinde olduğu belirtilen ağaçların (B) bölümü üzerinde olup olmadığı, taşınmaza ilişkin yapılan değerlendirmenin de yine (B) bölümüne ilişkin olup olmadığı belirtilmemiş, taşınmazın kullanım kadastrosu tespitinin yapıldığı tarihe ait ortofo ve uydu fotoğrafları getirtilip taşınmazın tespit günü itibariyle kullanım durumu da belirlenmemiştir. Davayı çözümlemekten uzak, yetersiz beyan ve bilirkişi raporlarına dayalı olarak karar verilemez.
    Hal böyle olunca; sağlıklı sonuca varılabilmesi için; Mahkemece, dava konusu taşınmazın tespitinin yapıldığı 2010 yılına ait ortofoto ve uydu fotoğrafları getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile ziraat mühendisi bilirkişi ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın niteliği, tespit günü itibariyle taşınmazda fiili kullanım bulunup bulunmadığı, mevcut ise ne şekilde olduğu ve kimin kullanımında olduğu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanları arasında oluşabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişi ve ziraat mühendisi bilirkişiden, taşınmazın 2010 yılındaki ortofoto ve uydu fotoğraflarını da uygulayarak, tespit tarihi itibariyle taşınmazın niteliği, taşınmazın kullanım durumu ile ilgili ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmazın çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip, üzerine taşınmaz sınırlarının işaretlenilmesi istenilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi