Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2008/6515
Karar No: 2011/708
Karar Tarihi: 15.02.2011

Danıştay 4. Daire 2008/6515 Esas 2011/708 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, mahsup talebinin reddedilmesi üzerine düzenlenen ödeme emrinin iptali talebiyle dava açmış, vergi mahkemesi davacının talebinin usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle ödeme emrinin hukuka aykırı olduğuna karar vermişti. Ancak Danıştay, mahkemenin kararının yanlış olduğunu ve davanın incelenmesinin gerektiğini belirtti. Davacının borcunu karşılayacak iade alacağı olup olmadığının belirlenmesi gerektiği ifade edildi. İlgili kanun: 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 55 ve 58. maddeleri.

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2008/6515
Karar No: 2011/708



Temyiz Eden :Ostim Vergi Dairesi Müdürlüğü/ANKARA
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Davacının mahsup talebinin reddi suretiyle düzenlenen 30.6.2007 günlü … sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır. ... Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının dava konusu ödeme emriyle takip edilen vergi borcunun katma değer vergisi alacağından mahsubu için 19.2.2007 günlü dilekçe ile başvurduğu, davalı İdarece söz konusu başvuru üzerine herhangi bir işlem tesis edilmediği, davacının mahsup istemine ilişkin başvurusu usulüne uygun olarak cevaplandırılarak gerektiğinde bu işleme karşı dava açma hakkı tanınmaksızın doğrudan ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir. Davalı İdare, kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek bozulması istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …'ın Düşüncesi : Davacının mahsup talebinin reddi suretiyle düzenlenen 30.6.2007 günlü 22677 sayılı ödeme emrini, davacının mahsup istemine ilişkin başvurusu usulüne uygun olarak cevaplandırılarak gerektiğinde bu işleme karşı dava açma hakkı tanınmaksızın doğrudan ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden vergi mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
Mahsup talebinin reddine ilişkin işlemin usulüne uygun olarak tebliği üzerine süresi içerisinde dava konusu edilmemesi ödeme emri aşamasında mükellefin iade alacağı bulunup bulunmadığının "böyle bir borcu olmadığı" iddiası kapsamında incelenmesine engel teşkil etmeyeceği gibi, bu husus ödeme emri aşamasında da mükellef tarafından ileri sürülebileceğinden, işlemin usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesinin, mükellefin mahsup talebinin idarece reddinin hukuka aykırılığını ileri sürerek dava açma hakkını ortadan kaldırdığından da söz edilemez.
Bu nedenle mahkeme kararının, davacının mahsup başvurusunda bulunduğu tarih itibarıyla borcunu karşılayacak tutarda iade alacağı bulunup bulunmadığı incelenerek bir karar verilmek üzere bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …'nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Davacının mahsup talebinin reddi suretiyle düzenlenen 30.6.2007 günlü … sayılı ödeme emrini iptal eden vergi mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 55 nci maddesinde, amme alacağının vadesinde ödenmeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, aynı Kanunun 58 inci maddesinde ise kendilerine ödeme emri tebliğ olunanların, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödendiği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde dava açabilecekleri belirtilmiştir.
6183 sayılı Kanunun 55 nci maddesi uyarınca, bir vergi borcunun tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenebilmesi için öncelikle söz konusu vergi borcunun usulüne uygun olarak tahakkuk etmesi ve vadesinde ödenmemiş olması şartlarının bir arada gerçekleşmesi gerekmekte olup, bu hususta verilen yerleşik yargı kararları da bu yöndedir.
İncelenen dosyada ise dava konusu ödeme emrinin içeriğinde yer alan vergi borcunun tahakkuk ve kesinleşme aşamalarına ilişkin bir ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, ilgili dönemlerde davacı adına tahakkuk edip kesinleşen verginin mahsup yoluyla ödenmesi talebine cevap verilmeksizin ödeme emri düzenlenmesinden kaynaklanmaktadır.
Bu nedenle uyuşmazlığın çözümü, davacının İdarede vergi borcunu karşılayacak tutarda alacağı bulunup bulunmadığının belirlenmesini gerektirmektedir.
Vergi Mahkemesince, davacının mahsup talebinin reddine ilişkin işlemin usulüne uygun tebliğ edilmediği, bu durumun ise bu işleme karşı dava açma hakkını ortadan kaldırdığı gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiş ise de, mahsup talebinin reddine ilişkin işlemin usulüne uygun olarak tebliği üzerine süresi içerisinde dava konusu edilmemesi ödeme emri aşamasında mükellefin iade alacağı bulunup bulunmadığının "böyle bir borcu olmadığı" iddiası kapsamında incelenmesine engel teşkil etmeyeceği gibi, bu husus ödeme emri aşamasında da mükellef tarafından ileri sürülebileceğinden, işlemin usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesinin, mükellefin mahsup talebinin idarece reddinin hukuka aykırılığını ileri sürerek dava açma hakkını ortadan kaldırdığından da söz edilemez.
Bu nedenle, davacının mahsuben iade talebi reddedilerek düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada, davacının mahsuben iade talebinin reddinin hukuka aykırı olduğu yönündeki iddiası, 6183 sayılı Kanunun 58 nci maddesinde belirtilen "böyle bir borcu olmadığı"na ilişkin bir itiraz niteliğinde olup, mahkemece davacının mahsup başvurusunda bulunduğu tarih itibarıyla borcunu karşılayacak tutarda iade alacağı bulunup bulunmadığı incelenerek bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne ... Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 15.2.2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi.


KARŞI OY

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği görüşüyle karara karşıyım.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi