(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2011/10139 E. , 2012/3401 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı sebeple yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesin talep etmiştir.
Mahkemece, işverence feshin haklı bir sebebe dayandığının ispatlanamaması sebebiyle davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin birinci fıkrasına göre iş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir. Taraflar anlaşırlarsa işçi aynı sürede uyuşmazlığı özel hakeme götürebilir.
Bir aylık dava açma süresi hak düşürücü nitelikte olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Dairemizce bir aylık dava açma süresinin başlangıcı fesih iradesinin işçiye ulaştığı tarih olarak kabul edilmektedir.
Somut olayda, 01.06.1998 tarihinden, 07.01.2010 tarihine kadar, davalı işverenlikte tıbbi tanıtım sorumlusu olarak görev yapan davacının iş sözleşmesi, 04.12.2009 tarihli fesih bildirimi ile davacının istirahat raporunun bittiği tarih itibariyle feshedilmiştir. Davalı işveren, davacıya önelli fesih bildirimi yapmıştır. Bu husus, davacı vekilinin dava dilekçesindeki beyanları ile de tartışmasızdır. Yukarıda da izah edildiği üzere, işe iade davası fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmalıdır. Fesih bildirimi davacıya 04.12.2009 tarihinde tebliğ edilmekle, davanın, bu tarihten itibaren bir ay içinde açılması gerektiği halde -her ne kadar gerekçeli kararda 10.02.2010 tarihinde açıldığı belirtilmiş ise de 26.01.2010 tarihinde, yani bir aylık yasal süre dolduktan sonra açıldığı açıktır. Bu itibarla, davanın yasal süre içerisinde açılmaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece işin esasına girilerek feshin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulü hatalı olmuştur. Bu nedenle hüküm bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 06.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.