22. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/10127 Karar No: 2012/3391
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/10127 Esas 2012/3391 Karar Sayılı İlamı
(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2011/10127 E. , 2012/3391 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir. Davalı vekili, davacının hiçbir baskı altında olmadan hür iradesi ile akdetmiş olduğu (ikale) sözleşmeye aykırı olarak açtığı davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme, davalı işverence, iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedildiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İş sözleşmesinin ikale ile sona erip ermediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 18 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan iş güvencesi hükümleri işçiyi işverenin feshine karşı koruma amacını taşımaktadır. Sözleşmenin işverenin feshi dışındaki bir nedenle sona ermesi halinde iş güvencesi hükümleri uygulanamaz. Bu bağlamda sözleşme ikale (bozma sözleşmesi) ile sona ermişse işçi iş güvencesi hükümlerine dayanarak feshin geçersizliğine karar verilmesini talep edemeyecektir. İkale, sözleşmenin tarafların ortak iradeleriyle sona erdirilmesidir. Niteliği itibariyle bir sözleşme olması nedeniyle ikale tarafların serbest iradelerine dayanmalıdır. Ayrıca ikale icabı işverenden gelmişse yasal tazminatlarına ilaveten işçiye ek bir menfaatın sağlanması (makul yarar) gerekir. Aksi halde iş sözleşmesinin ikale ile sona erdirildiğinden söz edilemez. Somut olayda, davacının iş sözleşmesi tarafların anlaşması (ikale) ile sona ermiş olup, davacının eğitim düzeyi, iş yerindeki konumu, yaptığı iş ve kendisine sağlanmış olan ek menfaatler de dikkate alındığında, iradeyi sakatlayan bir durumun mevcut olmadığı açıkça anlaşılmaktadır. İş sözleşmesinin anlaşmayla sona erdirilmesi yönündeki taraf iradelerine değer verilerek, davanın reddi yerine olaya uygun düşmeyen gerekçe ile davanın kabulü hatalı olup, hüküm bu nedenle bozmayı gerektirmiştir. 4857 sayılı Kanun"un 20/3. maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının bozularak ortadan kaldırılması ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, 2-Davanın REDDİNE, 3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 70,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, 5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Davalı tarafından yatırılan temyiz harcının istek halinde kendisine iadesine, kesin olarak 06.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.