Hukuk Genel Kurulu 2013/1788 E. , 2015/1091 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ordu 2.Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/02/2013
NUMARASI : 2012/809 E-2013/137 K.
Taraflar arasındaki “ortaklığın giderilmesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ordu 2. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 28.12.2011 gün ve 2010/517 E.- 2011/1144 K. sayılı kararın incelenmesi davalılardan H.. K.. tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 18.09.2012 gün ve 2012/8164 E.-2012/9687 K. sayılı ilamı ile;
(...Davacı vekili dava dilekçesinde, 24 ada 262 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen bu mümkün olmadığı takdirde satış yoluyla giderilmesini talep etmiş, mahkemece satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir.
Kat Mülkiyeti Yasasının 10.maddesinin son fıkrası uyarınca; kat mülkiyetine konu olmaya elverişli bir taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi davasında, ortak maliklerden birinin yargılamanın herhangi bir aşamasında paylaşmanın kat mülkiyeti kurulması yoluyla yapılmasını istemesi durumunda, hakim, 12.maddedeki belgeleri de tamamlattırıp paylar denkleştirilmek suretiyle taşınmaz mülkiyetinin kat mülkiyetine çevrilmesine ve bağımsız bölümlerin ortaklara ayrı ayrı özgülenmesine karar vermelidir.
Dosyada toplanan belge ve bilgiler ile özellikle bilirkişi raporuna göre, dava konusu 24 ada 262 parsel üzerinde bulunan taşınmazın birinci kat 1 nolu dairenin H.. K.."a, 2 nolu dairenin R.. K.."a ait olduğuna ilişkin Ordu 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/317 E-2011/164 K sayılı muhtesat aidiyetinin tespiti davasında belirlendiği, bunlarla birlikte zemin katta iki dükkan ile normal katlar mesken olarak kullanılanlarla birlikte toplam 11 bağımsız bölümün olduğu, taşınmazın tapuda davacı ve davalılar adlarına kayıtlı bulunduğu, paydaş ve bağımsız bölümlerin sayısı itibariyle her paydaşa en az bir bağımsız bölüm düştüğü, taşınmaz üzerindeki yapının Kat Mülkiyeti Yasasının 50/2.maddesinde belirtilen nitelikleri taşıdığı anlaşılmaktadır.
Kat Mülkiyeti Yasası hükümlerine uygun olarak, üzerinde kat mülkiyetine elverişli yapı bulunan ortak taşınmazda, kat mülkiyetine geçilebilmesi için; üzerindeki yapının mimari projesine uygun biçimde tamamlanmış ya da projesi olmamakla birlikte fiili durumuna göre çizdirilmiş imara ve fenne uygunluğu ilgili makamca onaylanmış projesinin olması, bağımsız bölümlerinin başlı başına kullanmaya elverişli bulunması (M.1), yapının tümünün kargir niteliğini taşıması M.50/2) ve her paydaşa en az bir bağımsız bölüm düşmesi, ayrıca 12.maddede yazılı belgelerin (belediyeden onaylı proje, yapı kullanma belgesi ve yönetim planı) tamamlattırılması gerekmektedir. Bu koşulların gerçekleşmesi durumunda anılan Yasanın 10.maddesinin son fıkrası uyarınca taşınmazda kat mülkiyetine geçilebilecek ve açılan davada ortaklığın bu yolda giderilmesine karar verilebilecektir.
Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarında, tamamlanmış yapının fiili durumu ile onaylı projesi arasında aykırılıkların bulunması ya da yapının imara uygun ancak projesiz inşa edilmiş olması gibi kat mülkiyeti kurulmasına engel oluşturan eksikliklerin mevcut olduğu durumlarda, hemen kat mülkiyeti kurulamayacağı sonucuna varılmayarak, bu eksikliklerin giderilip yasal koşullara uygun hale getirilmesi mümkün ise bunun isteyen tarafa tamamlattırılması yoluna gidilmesi gerektiği kabul edilmektedir.
Bu bakımdan somut olayda da mahkemece; öncelikle davaya konu taşınmaz üzerindeki yapının onaylı ve sonradan değişiklik yapılmış ise buna ilişkin tadilat projesinin olup olmadığının taraflardan ve ilgili belediyeden sorulup etraflıca araştırılması, proje mevcut değilse ilgili belediyeden alınacak ön bilgiye göre yapının mevcut haliyle imar mevzuatına ve bulunduğu yerin imar durumu ile fenne aykırılık oluşturmadığı veya imara ya da projeye aykırılıklar giderildiği takdirde onay verilebileceğinin saptanması durumunda, öncelikle aykırılıkların giderilmesi daha sonra yapının fiili durumunu yansıtan projenin hazırlattırılıp, ilgili imar müdürlüğünün onayının ve buna bağlı olarak oturma izin belgesinin alınması, ayrıca Kat Mülkiyeti Yasasının 12.maddesinde sayılan diğer belgelerin tamamlattırılması için kat mülkiyetine geçiş suretiyle ortaklığın giderilmesini isteyen davalı tarafa yetki ve yeterli süre verilmesi, bu hususlar eksiksiz yerine getirildiği takdirde de dava konusu taşınmaz üzerindeki yapıda her bağımsız bölümün (konumu, yüzölçümü, kullanım amacı ve eklentileri yerinde incelenip irdelenerek) değeri ve bu değere göre özgülenecek arsa payı uzman bilirkişi aracılığıyla saptanıp varsa fiili taksime göre, taksim yoksa çekilecek kura ile önce her paydaşa bir bağımsız bölüm özgülendikten sonra arta kalan bağımsız bölümlerin pay oranları da gözetilmek suretiyle yine kura ile paydaşlara özgülenerek, gerekiyorsa bedel farkı nedeni ile ödenecek ivaz da belirlenmek suretiyle payların denkleştirilmesi, yönetim planı gibi belgeleri paydaşların (tanınan süreye rağmen) imzalamaktan kaçınması halinde bunların imzalanmış sayılması suretiyle araştırmanın tamamlanmasından sonra kat mülkiyeti kurularak ortaklığın giderilmesine; belirtilen koşulların oluşmaması durumunda ise satışa karar verilmesi gerekir.
Yukarıda açıklanan hususlar yerine getirilmeden yetersiz araştırma ve eksik inceleme ile dava konusu taşınmazın satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.”
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalılardan H.. K..
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, 24 ada 262 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen, bunun mümkün olmaması halinde satış yoluyla giderilmesi istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece,ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Davalılardan H.. K..’ın temyizi üzerine Özel Dairece; yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile karar bozulmuş, mahkemece davanın kabulüne ilişkin hükümde direnilmiştir.
Direnme hükmünü davalılardan H.. K.. temyiz etmiştir.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında işin esasının incelenmesinden önce temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.
Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun’un 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429.maddesi).
Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
Somut olayda ise; yerel mahkemece bozma sonrasında 13.02.2013 tarihli oturumda davalı H.. K..’ın beyanı alınmış, davalının bozma kararının gereğinin yerine getirilebilmesi için gerekli giderleri karşılayacak maddi gücünün olmadığını beyan etmesi üzerine mahkemece bu beyan esas alınarak önceki kararda direnilmiştir.
Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; bozma sonrası araştırma yapılarak dairece incelenmeyen davalı beyanına istinaden karar verilmiş olması hususu karşısında; yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Hal böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil Özel Daireye aittir.
Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç : Yukarıda gösterilen nedenlerle davalılardan H.. K..’ın yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 18.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 25.03.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.