10. Hukuk Dairesi 2011/2579 E. , 2012/7304 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 1479 sayılı Kanun hükümleri gereğince yersiz ödendiği ileri sürülen ölüm aylıkları nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
Somut olayda, ... sayılı takip dosyasıyla 766,12 TL asıl alacak, 1.515,00 TL işlemiş faiz üzerinden davacı aleyhine icra takibi yapıldığı, borcun sebebinin yersiz ölüm aylığı olarak belirtildiği, davacının işbu dava ile borçlu olmadığının tespitini talep ettiği ve zamanaşımı definde bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece; 1479 sayılı Kanun"un 46. maddesinde ölüm aylığının kesilmesinin koşullarının düzenlendiği , davacının 09.08.1994 tarihinde evlenmesine rağmen ölüm aylığı almaya devam ettiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
5510 sayılı Yasanın 96. maddesi, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır…” düzenlemesini içermektedir.
Zamanaşımı konusuna gelince;
5510 sayılı Yasanın 96. maddesiyle getirilen düzenleme, sebepsiz zenginleşmede iade konusuna ilişkin özel bir düzenleme olup; zamanaşımı hükmü olarak nitelenmesine olanak bulunmamaktadır. Maddenin genel hükümlere atfı, 5510 sayılı Yasanın 97. ve diğer maddelerinde zamanaşımı konusunda özel bir düzenlemenin yer almamış olduğu durumlarda zamanaşımı konusunun, genel hükümlerden hareketle çözümünü gerektirmekte olup; dava konusu olayda Kurum alacağı yönünden, zamanaşımı süresi; Borçlar Kanununun 66 vd. maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde Kurumun yetkili organının sigortalıya ödenen iş bu yaşlılık aylıklarını geri almaya hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde talep hakkının doğumundan itibaren 10 yıldır.
Mahkemece, bu yönde yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Somut olayda, yersiz tahakkuka konu edilen dönem, yersiz aylığa konu ödemelerin nedeni ve miktarı, Kurumdan araştırılarak sorulmamış, tahsis dosyası celbedilmemiş, davacının zamanaşımı defi irdelenmemiş, istirdatı mümkün olan meblağ; süregelen uyuşmazlıklarda uygulanması gereken 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi hükmü uyarınca araştırılarak belirlenmemiştir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler doğrultusunda, eksik araştırma ve yanılgı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 12.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.