3. Hukuk Dairesi 2017/15867 E. , 2019/6900 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın yetki yönünden usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... adresinde bulunan GSM ekipmanlarının montajının yapılması amacıyla 05/08/2004 tarihinde davalı ... ile kira sözleşmesi imzaladıklarını, 11.900 USD kira bedelini peşin olarak ödediklerini, kiralanan taşınmazın davalı belediyeye ait olmadığını, bu nedenle kira sözleşmesinin geçersiz olduğunu ileri sürerek yersiz ödenen 11.900 USD karşılığı 26.708,36 TL kira bedelinin ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ...; yetkili mahkemenin ... Mahkemeleri olduğunu ileri sürerek ; davanın usulden reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 13. maddesinde yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olarak kararlaştırıldığı, HMK" nın 17. maddesi uyarınca İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HMK"nın 6.maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanunun 10.maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de dava açılabilir. Bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Öte yandan; yine aynı kanunun 17.maddesinde tarafların yetki sözleşmesi yapmak suretiyle yetkili olmayan bir mahkemenin yetkisini kabul edebilecekleri belirtilmiştir.
Tarafların sözleşmede yetkili mahkemeyi kararlaştırmış olmaları, HMK.nun 6.maddesi uyarınca genel yetkili olan ve 10. maddedeki kural gereğince özel yetkili bulunan mahkemelerin yetkilerini kaldırmaz. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. (Bkz. HGK. 05.11.2003, 2003/13-640-627 sayılı kararı).
Bu açıklamalar ışığında, taraflarca imzalanan kira sözleşmenin 13. maddesi ile, sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkemeleri yetkili kılınmış ise de; davalı, sözleşmenin icra ve ifa yeri olan ... Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuştur. Mahkemece yetki sözleşmesinin seçimlik hakkı kaldırmadığı ve genel yetki kuralına göre davalının yetki itirazında belirttiği yer mahkemesinin yetkili olduğu da dikkate alınarak ... Mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.09.2019 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
-K A R Ş I O Y-
Davacı; ... adresinde bulunan GSM ekipmanlarının montajının yapılması amacıyla 05/08/2004 tarihinde davalı ... ile imzaladıkları kira sözleşmesinin, kiralanan taşınmazın davalı belediyeye ait olmaması nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek, yersiz ödenen 11.900 USD karşılığı 26.708,36 TL kira bedelinin ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ...; yetkili mahkemenin ...Mahkemeleri olduğunu ileri sürerek ; davanın usulden reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 13. maddesinde yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olarak kararlaştırıldığı, HMK" nın 17. maddesi uyarınca İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nun "yetki sözleşmesi" başlıklı 17. maddesi "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemede açılır." hükmünü içermektedir.
Açıklanan madde hükmüne göre; taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa, dava, yalnızca yetki sözleşmesi ile belirlenen (yetkili) mahkemede açılır. Bu durumda yetki sözleşmesi, kanunen yetkili kılınan genel veya özel mahkemelerin yetkisini ortadan kaldırmaktadır.
Aynı kanunun zaman bakımından uygulanmasına ilişkin 448. maddesi gereğince; kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağına vurgu yapılmıştır.
Buna göre somut uyuşmazlıkta taraflar arasındaki 05.08.2004 tarihli kira sözleşmesinde karşılaştırılan ve bu sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu şeklindeki münhasır yetkiye dair düzenleme, sözleşmenin tarafları da gözetildiğinde HMK 17. maddesi hükmüne uygun olup geçerlidir. Ne var ki, yetki sözleşmesi ya da sözleşmeye konulan yetki şartı ile belirlenen bir veya birden
fazla mahkemenin yetkili kılınması hususu kesin yetki olarak değerlendirilemez. (Yargıtay 3. H. D. 2014/20059 E - 2015/16891 K sayılı ilamı, Yargıtay 20. H. D. 2018/5573 E - 2018/7532 K sayılı ilamı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2014/13-104 E ve 2016/15 Karar sayılı ilamları)
Gelinen bu noktada davalı tarafından yapılan yetki itirazının usulüne uygun olup olmadığı incelenmelidir. 6100 sayılı HMK"nun 19. maddesinin 2. bendi "yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi halde yetki itirazı dikkate alınmaz. Aynı maddenin 4. bendi ise; "yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkin hale gelir." hükmünü içermektedir. Davalı, yetki itirazında bulunurken, doğru şekilde yetkili mahkemeyi de göstermelidir. Aksi halde yetki itirazı kabul olunmaz.
Somut olayda, yetkili mahkeme taraflarca düzenlenen 05.08.2004 tarihli sözleşme uyarınca İstanbul Mahkemeleridir. Ancak davalı, cevap dilekçesinde bildirdiği yetki itirazında ... Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirtmiştir. Bu durum karşısında, usulüne uygun bir yetki itirazından söz edilemez. O halde mahkemece usulüne uygun bir yetki itirazının bulunmadığı, bu nedenle davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geldiği gözetilmeksizin, yazılı gerekçe ile İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi"nin yetkili olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmadığından bu gerekçe ile hüküm bozulmalıdır.
Ne var ki sayın çoğunluk tarafından sözleşmenin 13.maddesinde İstanbul Mahkemeleri yetkili kılınmış ise de, yetki sözleşmesinin seçimlik hakkı kaldırmadığı genel yetki kuralına göre davalının yetki itirazın da belirttiği ... Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
Yukarıda açıkladığım sebeplerle sayın çoğunluğun iş bu bozma gerekçesine iştirak edilmemiştir.19.09.2019