23. Hukuk Dairesi 2015/6532 E. , 2017/423 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki aynen ifa, terditli olarak alacak, sözleşmenin batıl olduğunun tespiti ve şerhin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili müteahhit ile davalı arsa sahibi arasında 07.11.2008 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını; davalının müvekkilini vekaletten azlederek, fesih iradesinde bulunduğunun sözleşmenin ifasının gecikmesinde müvekkiline atfı kabil bir kusurun bulunmadığını; yeni imar planının 06.06.2012 tarihinde yürürlüğe girdiğini, ahde vefa gereği davalının sözleşmeye devam etmesi gerektiğini ileri sürerek, müvekkilince inşaatın devam ettirilmesi için, mahkemece süre ve yetki verilmesine; bu talepleri kabul edilmezse, sözleşmeden kaynaklanan menfi- müspet tüm zararlarına karşılık fazlaya dair haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00 TL tazminatın davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, imar planının 2. İdare Mahkemesince 18.03.2008 tarihinde ve sözleşmeden evvel iptal edildiğini; sözleşmenin imkansızlık sebebiyle batıl olduğunu; yeni imar durumunun, batıl sözleşmeyi geçerli hale getiremeyeceğini, kusurun davacıda olduğunu savunarak, davanın reddini, karşı dava olarak ise, sözleşmenin butlanla batıl olduğunun tespitini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının sözleşmeden evvel 12.09.2008 tarihinde yerin imar durumunu belediyeden aldığı, herhangi bir imar planı iptalinden bahsedilmediği, sadece boru hattı sebebiyle MSB"den görüş alınması gerektiği şerh düşüldüğü, yüklenicinin sözleşmeden sonra, tapuda yer alan geçici inşaat şerhini kaldırttığı, bilahare parseldeki binanın yıkımı için izin aldığı ve taahhütlerini bu yönden de yerine getirdiği, ancak davacı yüklenicinin, sözleşmenin ifası amacıyla idari iş ve eylemler için tarafına yetki verilmesini isteyemeyeceği gerekçesiyle dilekçesinde talep etttiği menfi ve müsbet zararlarının tahsiline, tapu kaydında bulunan kat karşılığı inşaat sözleşmesine ilişkin şerhin kaldırılmasına, karar verilmiştir.
Kararı, her iki taraf vekili temyiz etmiştir.
İmar planı olmayan bir yerle ilgili olarak arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılamaz. Böyle bir sözleşmenin konusu imkansız olduğundan sözleşme geçersizdir.
Somut olayda inşaat yapılacak gayrimenkulun bulunduğu alanda geçerli olan imar planı 18.03.2008"de iptal edilmiş, taraflar arasındaki sözleşme ise 07.11.2008 tarihinde imzalanmıştır. Sözleşmenin imzalandığı tarihte geçerli bir imar planı yoktur. Bu haliyle sözleşme konusunun imkansız bulunduğu, bu imkansızlığın da sözleşmenin yapılmasından önce varolan objektif imkansızlık olduğu ortadadır. Bu durumda TBK"nın 27/1 maddesi uyarınca sözleşme batıl olduğundan taraflar edimlerini yerine getirmekten kaçınabilir ve karşılıklı verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilirler.
Bu durumda mahkemece birleşen davada arsa sahibinin sözleşmenin geçersiz olduğunun tesbitine yönelik talebi kabul edilerek asıl davada davacı yüklenicinin arsa sahibi malvarlığında artı değer yaratacak bir iş yapmış ise bunun bedeli işin yapıldığı tarihteki mahalli rayiçlere göre belirlenip davacı lehine karar altına almaktan ibaret olmalıdır.
Bu hususlar gözardı edilerek yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı vekili ve karşı davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl davada davacı ve karşı davada davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibare 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.