20. Hukuk Dairesi 2016/13348 E. , 2018/3365 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
BİR.D.DAVACILARI: ... ve Ark.
MÜDAHİL : ...
DAHİLİ DAVALI : Hazine
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi ve Hazine vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, Baykan ilçesi, Kasımlı köyü, 101 ada 1 parsel sayılı 2018 hektar 1888,81 m2 yüzölçümündeki taşınmaz orman vasfı ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., 01/11/2010 havale tarihli dilekçesi ile, dilekçesinde sınırlarını bildirdiği, zilyetliğinde bulunan taşınmazının orman parseli içinde bırakıldığı, iddiasıyla tespitin iptali ile taşınmazın kendi adına tespit ve tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Birleşen 2013/139 sayılı dosyada davacı ..., birleşen 2010/6 sayılı dosya davacısı ... ve birleşen 2010/7 E. sayılı dosya davacısı Yasin ... tarafından zilyetliğe dayalı, birleşen 2011/110 sayılı dosyada davacı ..... ve 2010/9 sayılı dosya davacısı ... tarafından tapu kaydı ve zilyetliğe dayalı şekilde aynı parsele karşı karşı açılan davalarda, bu dava ile birleştirme kararı verilmiş ve Diyadin Sarıyer davaya müdahele talebinde bulunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ..."nın davasının reddine, ..."nın davasının kabülüne, 101 ada 1 nolu parselin kadastro tespit tutanağının iptali ile, 28/05/2012 tarihli fen bilirkişi rapor eki krokide (C) harfi ile gösterilen 29161,23 m2"lik alanın, adanın son parsel numarası verilerek ... adına susuz tarla vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline, ..., ..., ..., ... ve müdahil ... tarafından açılan davaların kısmen kabül ve kısmen reddine, 101 ada 1 nolu parselin kadastro tespit tutanağının iptali ile 08/11/2013 tarihli fen bilirkişi rapor ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 8002,50 m2"lik alanın ve 18/04/2014 tarihli fen bilirkişilerin ek raporundaki krokide (D1) harfi ile gösterilen 8228,01 m2"lik alanın sırasıyla adanın son parsel numaraları verilerek ... adına susuz tarla vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline, 28/05/2012 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 43782,68 m2"lik alan ve 18/04/2014 tarihli fen bilirkişilerin ek raporundaki krokide (A1) harfi ile gösterilen 13871,74 m2"lik alanın sırasıyla adanın son parsel numarası verilerek ... ve .... adına 1/2"şer eşit hisse ile susuz tarla vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline, 18/04/2014 tarihli fen bilirkişilerin ek raporundaki krokide (E1) harfi ile gösterilen 8824,31 m2"lik alanın adanın son parsel numarası verilerek ... adına susuz tarla vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline, 18/04/2014 tarihli fen bilirkişilerin ek raporundaki krokide (H2) harfi ile gösterilen 16500,00 m2"lik alan ve (İ2) harfi ile gösterilen 2700,00 m2"lik alanın sırasıyla
-2-
2016/13348 -2018/3365
adanın son parsel numarası verilerek .... adına susuz tarla vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline ve 101 ada 1 nolu parselden geriye kalan kısmın aynı vasıf ve nitelikte tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi ve Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosu ve kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp 01/10/2010-01/11/2010 tarihleri arasında ilan edilen orman kadastrosu vardır.
1- Hazine ve Orman Yönetiminin Kasımlı köyü 101 ada 1 parsel içinde dava konusu yapılan (D) ve (E) harfi ile gösterilen taşınmazlara ilişkin temyiz itirazları yönünden; mahkemece bu taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmişse de; taşınmazların dört tarafının 101 ada 1 kesinleşen orman parseli ile çevrili orman içi açıklık niteliğinde orman sayılan yerlerden oldukları ve bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılmasının zorunlu olduğu halde bu taşınmazlar yönünden davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde davacılar adına tesciline karar verilmesi doğru değildir.
2- Hazinenin diğer taşınmazlar yönünden temyiz itirazlarına gelince; mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; (B ) harfi ile gösterilen taşınmazın ise ilk alınan fen bilirkişi raporunda Kömürlü köyü kadastro çalışma alanında gösterildiği, daha sonra alınan ek raporda ise bir kısmının Kömürlü köyü kadastro alanında, bir kısmının ise Kasımlı köyü dava konusu 101 ada 1 parsel içinde gösterildiği, mahkemece taşınmazın hangi parsel içinde kaldığı belirlenmeksizin 101 ada 1 parsel içinde kaldığının kabul edilerek hüküm kurulmuş olduğu, yine davacı ... tarafından tescili talep edilen 8/11/2013 tarihli fen bilirkşi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmazın Yarımca köyü 101 ada 1 orman parseli içinde kaldığı, Yarıumca köyü 101 ada 1 orman parsel tutanağının 11/11/2010-13/12/2010 tarihlerinde askı ilanına çıkartılarak itirazsız kesinleştirildiği, davacının eldeki davasını askı ilan süresinden önce 01/11/2010 tarihinde açtığı anlaşıldığına göre, mahkemece Yarımca köyü 101 ada 1 parsel tutanağı davalı hale getirildikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar vermesi gerekirken, Kasımlı köyü 101 ada 1 parsel içindeymiş gibi yazılı şekilde hüküm kurulduğu, dava konusu Kasımlı köyü 101 ada 1 parsel içinde yer alıp, davacılar ... ve Dıyaeddin Sarıyer tarafından dava konusu yapılan 21/04/2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A1) harfi ile gösterilen taşınmazın ise fen bilirkişi tarafından 3 tarafının kesinleşen 101 ada 1 orman parseli ile çevrili, bir tarafının ise dere olarak paftasında gösterilmişse de, dereden sonra kadastro parseli bulunup bulunmadığı, yahut 101 ada 1 parselin devam edip etmediği, taşınmazın dört tarafının orman olup olmadığı kesin olarak belirlenmediği, davacı ... dava konusu yaptığı (H) ve (İ) harfi ile gösterilen yerler yönünden 1960 tarih ve 8 ve 9 nolu tapu kaydına dayandığı, tapu kaydının tescil ilamıyla oluştuğu, mahkemece tescil dosyası dosyayı getirtilmişse de, tescil ilam ve krokisinin yeterince uygulanmadığı, taşınmazın tescilden önce orman sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmediği, davacı ... Karaçayın tarafından dava konusu yapılan (E) harfli yer yönünden de davacının 1969 tarih ve 61 sıra nolu tapu kaydına dayandığı, tapu kaydının .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1953/15-21 E.K sayılı ilamıyla oluştuu belirlendiği halde, tescil dosyasının getirtilmediği, tescil ilam ve krokisisn mahallinde keşif sırasında yeterince uygulanmadığı ve taşınmazın tescil ilamından önce orman sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmediği görülmüştür.
Eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.
O halde mahkemece, bir kısım taşınmazlar yönünden davacıların dayandığı tapu kayıtları ilk tesis tarihinden itibaren tüm geldi ve gittleri ile birlikte getirtilmeli, tapu kayıtalarının tescil ilamı ile oluştuğu anlaşılmakla tapu kaydının oluşumuna esas mahkeme dosyaları bulunduğu yerden getirtilmeli, tapunun kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü kadastro parsellerine ait kadastro tespit tutanakları getirtilmeli ve bu tapu kaydına dayanılan ve çekişmeli taşınmaza komşu olan taşınmazlara ilişkin açılmış
-3-
2016/13348 -2018/3365
bulunan başkaca dava bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bu dava dosyaları tespit edilerek dosya arasına alınmalı, yine eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ile tespitten geriye
doğru 15-20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3.3.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi)hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği dehava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazların niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranının ve taşınmazların orman içi açıklık olup olmadıklarının kesin olarak belirlendiği yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez yapılacak keşifte davacı yanın dayandığı tapu kayıtları ve tapu kayıtlarının oluşuma esas mahkeme kararının eki krokiler 3402 sayılı Kanunun 20/A maddesi uyarınca zemine uygulanmalı, tapu kaydı kapsamında kalmayan ve dava konusu edilen bölümlerle ilgili olarak davacılar yararına zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılarak, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, ne kadar süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, taşınmazların tapu kaydı kapsamında kaldığı belirlendiği takdirde, 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde belirtilen orman içi, açıklık sayılan yerlerden olmayacağı gözönünde bulundurulmalı, Tescil ilamlarının Hazine ve Orman yönetimi yönünden bağlayıcı olup olmayacağı tartışılarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
-4-
2016/13348 -2018/3365
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Ayrıca kabule görede hüküm kısmında kadastro tespitinin iptali yerine kadastro tutanağının iptaline karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle; davalı Hazine ve Orman yönetimi vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/05/2018 günü oy birliği ile karar verildi.