Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2640
Karar No: 2012/7269

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2011/2640 Esas 2012/7269 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2011/2640 E.  ,  2012/7269 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava, 506 sayılı Kanun hükümleri kapsamındaki zorunlu sigortalılık sürelerinin ve ölüm aylığına hak kazanıldığının tespiti istemlerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacılar avukatı ile davalı .... Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre; davalı Kurum vekilinin tüm, davacılar vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-) 16.10.2000 tarihinde yaşamını yitiren sigortalı yönünden hak sahibi konumundaki davacılar tarafından davalı Kuruma yapılan başvuru sonrasında tahakkuk ettirilen 450 güne karşılık gelen askerlik borçlanması bedelinin 10.06.2008 tarihinde ödendiği, aynı gün Kuruma yöneltilen ölüm aylığı tahsis talebinin reddedilmesi üzerine açılan işbu davada, sigortalının 01.10.1995 – 30.08.1997 döneminde davalı işverene ait oto kaporta tamirhanesi niteliğindeki işyerinde hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin ve ölüm aylığına hak kazanıldığının tespitinin istenildiği anlaşılmakta olup, 06.11.2009 günü açılan davada mahkemece yapılan yargılama sonunda, hizmet tespiti talebi kısmen kabul edilerek 01.07.1996 – 30.08.1997 dönemi hüküm altına alınıp, ölüm aylığı bağlanması istemi konusunda herhangi bir karar verilmemiştir.
    Davanın yasal dayanağı; hizmet tespiti yönünden 506 sayılı Kanunun 79’uncu maddesinin onuncu fıkrası, ölüm aylığı bakımından ise anılan Kanunun 66 – 68. (dahil) maddeleridir. Söz konusu Kanunun “Sigortalılığın başlangıcı ve mecburi oluşu” başlığını taşıyan 6’ncı maddesinde, çalıştırılanların, işe alınmalarıyla kendiliğinden “sigortalı” olacakları, sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümlerinin sigortalının işe alındığı tarihten başlayacağı, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği
    belirtilmiş ise de, sosyal güvenlik mevzuatı kapsamında bazı sigorta yardımlarına hak kazanma, belli sigortalılık süresi ile prim ödeme gün sayısının varlığı koşullarına bağlı tutulmuştur. Hizmet tespiti davaları sigortalı veya sigortalının yaşamını yitirmesi durumunda hak sahipleri tarafından açılabilmekte olup, özellikle, sigortalının yaşamını yitirdiği gün veya hak sahiplerince ölüm aylığı tahsis başvurusunda bulunulduğu tarih itibarıyla aylık bağlanması için gerekli sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısının bulunmadığı durumlarda, bildirim dışı kaldığı ileri sürülen çalışma sürelerinin saptanıp hüküm altına alınmasına ilişkin hak sahiplerince açılan bu tür hizmet tespiti davaları ayrı önem arz etmektedir. Geçmişte var olmasına karşın kayıtlara girmemiş hizmetlerin belirlenmesinin istenildiği, yapılacak yargılama sonunda çalıştırılanların işe alınmalarıyla kendiliğinden doğan ve gerçekte var olan hizmet akdi ilişkisinin varlığının tespitine karar verildiği, gerçekte var olan hukuksal durumun ortaya çıkarıldığı bu tür hizmet tespiti davaları, “olumlu tespit” niteliği taşımakta olup, yeni bir hukuksal durum oluşmadığından yenilik doğurucu (inşai) değildirler. Diğer taraftan, dava sonunda tespitine karar verilen süreler hizmetin geçtiği tarihe mal edilerek, Kurum kayıtlarına hizmetin ait olduğu gün itibarıyla geçmekte, kurulacak tespit hükmü ile, var olmayan bir iş sözleşmesinin (hizmet akdinin) kurulması söz konusu olmayıp, var olmasına karşın kayıtlara geçmemiş bir çalışma, ait olduğu tarihte kayıtlara yöntemince bildirilmiş gibi işlem görmekte, kayıtlara geçmemiş süre ile çalışma tarihindeki durum saptanarak hukuksallaştırılmaktadır. Hizmet akdine dayalı olarak 506 sayılı Kanun kapsamındaki çalışmaların hukuksal sonuçları, çalışmanın geçtiği anda doğduğundan, hizmet akdi ile çalışmanın sigortalılık hakları yönünden doğurduğu sonuçlar, hizmet tespiti davasının kesinleştiği gün yerine hizmet akdi ile çalışma tarihi itibarıyla doğmaktadır. Bu değerlendirmenin doğal sonucu olarak, tespitine karar verilen süreler, yargısal tespit kararının kesinleşme tarihine bakılmaksızın, hak sahiplerinin ölüm aylığı istemi açısından, tespitine karar verilen çalışmanın gerçekleştiği tarih itibarıyla sosyal güvenlik hukuku açısından sonuçlarını doğurmaktadır. Aksinin kabulü, işveren veya Kurumun yasal bildirim/denetim görev ve yükümünü yerine getirmemesinin olumsuz sonuçlarından sigortalı ve hak sahiplerinin etkilenmesi anlamına gelmektedir ki bu anlayış ve sonuç kabul edilemez. Bu kapsamda, hak sahiplerine ölüm sigortası kolundan aylık bağlanabilmesi için aranan sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısına, hizmet tespitine ilişkin dava sonucunda hüküm altına alınan çalışma süresi ile ulaşılması durumunda, hizmetin ait olduğu tarihte geçtiğinin kabulü ile sigortalının yaşamını yitirdiği gün itibarıyla ölüm aylığına hak kazanıp kazanmadığı belirlenerek aylık başlangıç tarihi yönünden ölüm günü esas alınmalıdır. Daha açık ve başka bir anlatımla, hizmet tespitine ilişkin açılan davada tespitine karar verilen çalışma süresi ile hak sahipleri yönünden ölüm aylığı için gerekli sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısına ulaşılması durumunda, ölüm aylığının başlangıç günü belirlenirken sigortalının ölüm tarihinin esas alınması gerekmekte olup, nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.09.2011 gün ve ....sayılı ilamında da aynı görüş benimsenmiştir. Şu durumda bu yaklaşımın doğal bir sonucu olarak da, yaşamını yitiren sigortalı yönünden bildirilmeyen çalışma sürelerinin hüküm altına alınması ile sigortalının hak sahipleri bakımından ölüm aylığına hak kazanıldığının tespiti istemlerinin aynı davada ileri sürülmesi olanaklı bulunmakla, bu tür davalarda yukarıdaki açıklamalar dikkate alınmak suretiyle her iki talep hakkında karar verilmesi zorunludur.
    Bu maddi ve hukuki olgular karşısında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde; yaşamını yitiren sigortalının hüküm altına alınacak olan 506 sayılı Kanuna tabi zorunlu sigortalılık süreleri de göz önünde bulundurulmak suretiyle, anılan Kanunun 66 – 68. maddeleri kapsamında ölüm aylığı bağlanması koşullarının varlığı irdelendikten sonra elde edilecek sonuca göre davacıların her iki talebi hakkında hüküm kurulması gerekirken, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu aylık tahsisi yönünden karar verilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacılara geri verilmesine, 12.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi