11. Hukuk Dairesi 2017/4683 E. , 2019/4186 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 01/06/2017 tarih ve 2015/496-2017/234 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı şirket vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalılarla ile birlikte diğer davalı şirketin ortakları olduklarını, aile şirketi niteliğindeki davalı şirketin yay imalatı ve kuruyemiş paketlemesi alanında faaliyet gösterdiğini, müdür sıfatı olan davalı ...’nın şirketi tek başına idare ettiğini, müvekkillerini şirkete sokmadığını, defter ve kayıtları incelemesine izin vermediğini, faaliyetin sona ermesine rağmen şirketi devamlı borçlandırdığını, müdüre güvenlerinin azaldığını, haklı nedenlerin oluştuğunu ileri sürerek, ortaklıktan çıkmalarına izin verilmesine ve ayrılma paylarının tahsiline, olmadığı takdirde şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava ilk olarak, davalı ... ve şirket aleyhine açılmış olup ... yargılama aşamasında paylarını diğer davalı...’dan tekrar devralmıştır.
Davalı şirket vekili, iddiaların yersiz olduğunu, müvekkili şirketin tamamen faaliyetini sürdürdüğünü, kâr elde ettiğini, öz varlıklarını koruduğunu, davacıların aynı zamanda şirketin faaliyet alanı dışında kalan kendi işleriyle uğraştıklarını, şirkete sokulmalarının veya kayıtları incelemelerinin engellenmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, bozma ilamına ve sonrasında alınan bilirkişi raporlarına göre, davacılar adına sahte imzalar atılmak suretiyle ortaklar kurulu kararlarının alındığının sabit oluşu karşısında ortaklar arasında güven ilişkisinin zedelendiği ve ortaklığın sürdürülemez bir hal aldığı, 6102 sayılı Kanunun 573/1. maddesiyle birlikte tek ortaklı limited şirketin mümkün hale geldiği ve 6103 sayılı Kanun gereğince de anılan hükmün somut olaya da uygulanabileceği, davacıların ortaklıktan
çıkmalarına izin verilmesi halinde şirketin devamının mümkün olduğu, davacıların ortaklıktan çıkmalarının şirketin ticari faaliyetine engel teşkil etmemesi nedeniyle kayyım tayinine gerek görülmediği, kalan ortağın şirketi yönetebileceği gerekçesiyle; davacı ortakların ortaklık paylarının gerçek değeri olarak her birine ayrı ayrı 772.340,80 TL ödenmek suretiyle şirketten çıkmalarına izin verilmesine, şirkete kayyım atanması talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, haklı nedenin varlığı iddiasına dayalı limited şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi, olmadığı takdirde şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda anılan gerekçeyle davanın kabulüne, davacı ortakların ortaklık paylarının gerçek değeri olan 772.340,80 TL’nin ödenmesi suretiyle şirketten çıkmalarına izin verilmesine karar verilmiştir. Ancak, mahkemece hüküm verilmeden önce 28.07.2016 tarih, 9125 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği üzere, davacı ... Şirketteki payının tamamını dava dışı Zehra Özkaya’ya devrederek davalı şirket ortaklığından ayrılmıştır. Buna göre mahkemece karar tarihi itibariyle şirket ortağı olmayan davacı ... lehine çıkma payı belirlenerek, mezkur bedel ödendikten sonra ortaklıktan çıkmasına izin verilmesi yönünde karar tesisi isabetli olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı şirkete iadesine, 10/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.