Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/9636
Karar No: 2012/3170

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/9636 Esas 2012/3170 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2011/9636 E.  ,  2012/3170 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 2. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 04/10/2010
    NUMARASI : 2010/343-2010/619

    İş sözleşmesinin geçerli ve haklı neden olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı işveren vekili, davacının üç gün üst üste mazeret bildirmeksizin işe gelmediğini, doktor raporu da ibraz etmediğini, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini belirterek, davanın reddini  savunmuştur.
    Mahkemece, davacının rahatsızlığı nedeni ile .Doç. Dr. A. G. tarafından düzenlenen rapor kapsamına göre 05.03.2010 tarihinden itibaren 10 gün  süreyle raporlu olduğu, davalı işverenin davacının işe gelmeme nedenini yeterince araştırıp soruşturmadan devamsızlığa dayalı olarak haksız fesih işleminde bulunduğu, savunmanın kanıtlanmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli veya haklı nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
    4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
    4857 sayılı Kanun"un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanunun 25/II. maddesinde öngörülen ve işverene derhal fesih yetkisi tanıyan haklı sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan  onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim
    Ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz. Yargılama sırasında bu nedenlerin ağırlıkları her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. İşçinin iyiniyet ve ahlak kurallarına uymayan davranışı sonucunda iş ilişkisine devam etmek işveren açısından çekilmez hale gelmişse, diğer bir anlatımla güven temeli çökmüşse işverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı doğar. Buna karşılık, işçinin davranışı taraflar arasında bulunması gereken güven temelini çökertecek ağırlıkta bulunmamakla, iş ilişkisine devamı tam anlamıyla çekilmez hale getirmemekle birlikte, işin normal işleyişini bozuyorsa, işyerindeki uyumu olumsuz yönde etkiliyor ve işverenden bu nedenle iş ilişkisini yürütmesi normal olarak beklenemiyorsa 4857 sayılı Kanun"un 18/1. maddesi gereği geçerli fesih hakkı doğar.
    4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
    Somut olayda, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. A. G. tarafından verilen 05.03.2010 tarihli raporda, davacının 10 gün süreyle istirahatinin uygun görüldüğü belirtilmiş olup, anılan rapor, Bakırköy Sağlık Grup Başkanlığı"nca 15.03.2010 tarihinde tasdik edilmiştir. Davacının işe gelmediğine ilişkin 08.03.2010, 09.03.2010  ve 10.03.2010 tarihli tutanaklar düzenlenerek, yönetmen ve şube müdürü tarafından imzalanmıştır. Bunun üzerine, davalı işveren tarafından 10.03.2010 tarihinde noterden gönderilen ihtarname ile davacının iş sözleşmesi haklı nedenle feshedilmiştir.
    Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının 04.03.2010 perşembe günü amiri konumunda bulunan davalı bankanın Güneşli Şubesi Operasyon Yönetmeni A. U. B."dan müteakip 05.03.2010 cuma günü özel rahatsızlığı dolayısı ile doktora gitmek için izin istediğini, kendisine bu iznin verildiğini, davacının 05.03.2010 tarihinde Jinekolog- ....muayenehanesine gittiğini ve yapılan muayenede davacının kanamalı bir rahatsızlık geçirdiğinin görüldüğünü ve kendisine 10 gün süreyle istirahat verildiğini, aynı gün durumu operasyon yönetmenine bildirdiğini, opersyon yönetmeninin durumu Şube Müdürü Aydın Akyüz"e ileteceğini söylediğini ve yaklaşık 10 dakika sonra telefonla arayıp teyidini almasını söylediğini, davacı tarafından bilahare arandığında ise, şube müdürü tarafından izin verildiğini ve raporun kayıtlara gireceğini söylediklerini, 12.03.2010 tarihinde evine gelen ihtarname ile iş akdinin feshedildiğinin bildirildiği, şubeyi aradığında sağlık raporunun insan kaynakları departmanı tarafından kabul edilmediğinin bildirildiğini, insan kaynakları departmanını aradığını, insan kaynakları departmanı tarafından da raporun şube tarafından girilmediğinin söylendiğini iddia etmiştir.
    Davalı işyerinde insan kaynaklarında yönetmen olarak çalışan davalı tanığı T. A. yeminsiz olarak verdiği ifadesinde, kendilerine ulaşan bir rapor olmadığını, davacının cuma günü işe gelmediğini, kendisine ulaşılamadığını, daha sonra ailesi aranıp not bırakıldığını, daha sonra kendisinin şubeyi cuma günü arayarak rahatsızlığı nedeniyle gelemeyeceğini söylediğini ve o gün sistemden izin girişi yapıldığını, cuma akşamı tekrar arayıp “önümüzdeki hafta için izin istiyorum.” dediğini, ancak şube için uygun bir zaman olmadığından izin kullanamayacağı söylendiğini, pazartesi gününden çarşamba gününe kadar izinsiz gelmediğinden, insan kaynakları olarak tutanak tanzimi istediklerini ve davacının rapor beyanı olmadığı gibi, rapor da getirmediğini, mazeret beyan edilmediğini, davacının çıkışı yapıldıktan sonra raporlu olduğunu öğrendiklerini belirtmiş; diğer davalı tanığı olan ve davalı işyerinde şube müdürü olarak çalışan A. A. ise yeminsiz beyanında, davacının
    mazereti konusunda intikal ettirdiği bir durum olmadığını, cuma günü kendisinin işe gelmediğini, saat  9,30 sıralarında arayıp ulaşamadıklarını, sonra ailesine ulaştıklarını, daha sonra da kendisinin aradığını, o gün için izin istediğini ve o gün için izin girişinin sistemden yapıldığını, cuma akşamı tekrar operosyon yönetmenini arayıp takip eden bir hafta için izin istediğini belirttiğini, yönetmenin kendisiyle görüştükten sonra davacıya döneceğini söylediğini, yönetmenin kendisiyle görüştüğünü, kendisinin de genel müdürlüğü aradığını, yerine eleman verilip verilmeyeceğini sorduğunu verilmeyeceği söylendiğini, kendisinin de yönetmenden davacıyı arıyarak pazartesi işe gelmesini istediğini, davacının da yönetmene işe gelmeyeceğini beyan ettiğini, davacının sağlık problemi olduğuna ilişkin yönetmene bir beyanı olmadığını, yönetmenin de kendisine bir rapordan bahsetmediğini, davacının raporunu ibraz etmediğini, raporla ve rahatsızlıkla ilgili bir konuşma geçmediğini, kendisinin de rapordan hiç haberi olmadığını beyan etmiştir. Bu durumda, tanık T. A. davacının cuma günü rahatsız olduğunu bildirdiğini; diğer davalı tanığı ise, raporla ve rahatsızlıkla ilgili bir konuşma olmadığını ifade etmiş olup, mahkemece, tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmediği gibi, olayın aydınlatılması açısından davacının çalıştığı şubede yönetmen olarak çalışan A. U. B. da resen tanık olarak dinlenmemiştir.
    Mahkemece, davalı tanıklarının beyanları arasındaki çelişkinin giderilmesi ve davacının çalıştığı şubede yönetmen olarak çalışan A.A. da resen tanık olarak dinlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması  hatalı olmuştur.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.03.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.  

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi