Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1738
Karar No: 2012/3147

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/1738 Esas 2012/3147 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2012/1738 E.  ,  2012/3147 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Erzurum İş Mahkemesi
    TARİHİ : 08/10/2009
    NUMARASI : 2008/60-2009/284

    Davacı vekili,davacıdan davalı Belediyede  çalışmakta iken  tasarruf  teşvik kesintisi  yapıldığını, davalının hesap açtırarak bu kesintileri nemalandırmadığını ve ödeme yapmadığını  ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tasarrafu teşvik kesintileri ve neması tutarı 100 TL" nın  davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 07/05/2009 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını 6.156.01 TL  artırmıştır.
    Davalı vekili, bankaya yatırılamayan kesintilerin sonradan Sosyal Güvelik Kurumu tarafından Belediyenin gelirlerinden haciz edildiğini ve Ziraat Bankasına yatırıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece,d avacıdan tasarrufu teşvik kesintisi yapıldığı, ancak bu paranın bankaya yatırılmadığı ve nemalandırılmadığı,davacının 340.05 TL tasarrufu  teşvik kesintisi ve 5.915.96 TL ödenmemiş nemasının bulunduğu, davalı bu paranın yatırıldığını iddia etmiş ise de, Ziraat Bankasına yazılan yazı cevabına göre bu şekilde bir hesap açtırılmadığının bildirildiği, davacının haklı olduğu gerekçesi  ile bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
    01.04.1988 tarihinde yürürlüğe giren 3417 sayılı Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanun ile çalışanların tasarruflarının artırılması amacı güdülmüştür.
    3417 sayılı Yasanın “tasarruf  hesabı” başlığını taşıyan 4. maddesinde; “ Kurumlar bu Kanun hükümleri çerçevesinde çalışanların aylık ve ücretlerinden yapacakları tasarruf kesintisi ile sağlanacak Devlet katkılarını aylık ve ücret ödemesinin yapıldığı ayı takip eden ayın sonuna kadar T.C. Ziraat Bankasında personeli adına açtıracakları “Tasarrufu Teşvik Hesabı”na yatırırlar. İşverenler işçilerinin ücretlerinden yapacakları tasarruf kesintileri ile sağlayacakları işveren katkılarını tahakkuk ettirerek, ücret ödenmesinin yapıldığı ayı takip eden ayın sonuna kadar T.C. Ziraat Bankasında işçileri adına açtıracakları “Tasarrufu Teşvik Hesabı”na yatırırlar.”    
    Anılan Yasanın “ödemelerin zamanında yapılmaması” başlığını taşıyan 7.maddesinde ise; “İşverenlerin, ücretlerden yapacakları tasarruf kesintileri ile sağlayacakları işveren katkılarını 4 üncü maddede belirtilen süreler içinde ilgililerin banka hesaplarına  yatırılmaları
    halinde, yatırılması gereken miktarlar resen veya ilgililerin başvurusu halinde Sosyal Sigortalar Kurumunca 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun primlerin tahsiline ilişkin hükümleri dairesinde tahsil olunarak alınacak gecikme zammı ile birlikte ilgili banka hesabına yatırılır.” hükmü getirilmiştir. 29.04.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4853 sayılı Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabının Tasfiyesi ve Bu Hesaptan Yapılacak Ödemelere Dair Kanunun 10.maddesi ile 3417 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
    4853 sayılı  Kanunun 1.maddesinde amacının,  3417 sayılı Kanun uyarınca açılmış bulunan Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabında biriken paraların tasfiyesi ve bu hesaptan hak sahiplerine yapılacak ödemelere ilişkin usul ve esasların belirlenmesi olarak açıklanmıştır.
    Anılan Kanunun 7. Maddesinde; 3417 sayılı Kanun"un mülga 2 nci maddesi kapsamındaki hak sahipleri tarafından bu Kanun kapsamına giren alacaklarla ilgili olarak yargı mercilerine açılmış ve devam eden davalar ile icra takipleri hakkında bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
    13.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu Geçici 5.maddesinde yer alan "Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile sermayesinin yüzde ellisinden fazlası belediyelere ait şirketlerin, 31.12.2004 tarihi itibariyle kamu kurum ve kuruluşlarından olan kamu ve özel hukuka tâbi alacakları, bunların diğer kamu kurum ve kuruluşlarına olan borçlarına karşılık olmak üzere 31.12.2005 tarihine kadar takas ve mahsup edilir. Bakanlar Kurulu bu süreyi altı aya kadar uzatmaya yetkilidir. Bu madde kapsamındaki alacak ve borç ifadesi bu alacak ve borçlara ilişkin fer"ileri ve cezaları da kapsar.
    Yukarıdaki fıkra kapsamında yer alan kuruluşların takas ve mahsup işlemine konu olan veya olmayan borçları, genel bütçe vergi gelirlerinden her ay ayrılacak paylarının yüzde kırkını geçmemek üzere kesinti yapılarak tahsil edilir." hükmü ve 2005/8928 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında yer alan esaslar çerçevesinde, kurumca icra kanalı ile tahsil edilmeyen ve tüm işçileri kapsayan tasarrufu teşvik kesintilerini de kapsayan belediyelerin Sosyal Sigortalar Kurumuna ve diğer kurumlara olan borçlarının ödenmesi ile ilgili olarak Belediyeler ile  Hazine Müsteşarlığı arasında  uzlaşmaya varılmış ise ilgili  belediyenin genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan paylarından her ay taksitler halinde kesilmek suretiyle borçların tasfiyesi işlemleri başlatılmaktadır.
    Uzlaşma kapsamında tahsil edilecek tasarruf teşvik kesintisi ile katkı payını tahsil eden tasarruf teşvik kesintisi, işveren katkı payı ve bunların neması işçiye ait bir hak olsa da; yasa gereği, işverenden tahsil yükümü Sosyal Sigortalar Kurumuna ait olmakla, kurum tarafından tasarruf teşvik kesintisinin uzlaşma kapsamında tahsiline başlanmış olması halinde işverenin yükümlülüğünün devam ettiğinden söz edilemez. Aksi halde,  belediyelerin aynı borç sebebiyle mükerrer şekilde sorumluluğuna gidilmiş olacaktır. Hal böyle olunca, 5393 sayılı Kanunun 5.maddesi kapsamında uzlaşma kapsamına alınan tasarrufu teşvik kesintisi, katkı payı ve nema alacaklarından sorumluluğun S.S.K. ve Hazineye ait olduğu kabul edilmelidir. Böylece  belediyelerin sorumluluğunda bulunan tasarrufu teşvik kesintisi, katkı payı ve nema alacaklarının uzlaşma kapsamına alınan borç miktarı kadar sorumluluğu ortadan kalkacağından husumetin de Hazineye yöneltilmesi gerekecektir.  
    Hazinenin ise, belediyelere ait tasarrufu teşvik kesintisi, katkı payı ve nema alacaklarına ilişkin borçlarını yapılan uzlaşma kapsamında davalı belediyenin genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan paylarından her ay taksitler halinde kesilmek suretiyle S.S.K."na ödemesi halinde, ödediği miktar kadar sorumluluğun S.S.K."na ait olacağı her türlü duraksamadan uzaktır.
    Ayrıca, davanın yasal  dayanağı 3417 sayılı Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanun  olup,  adı  geçen  kanun 29.4.2009 tarihinde yürürlüğe giren 4853 sayılı yasa ile yürürlükten kaldırılmıştır.Tasarruf teşvik  hesaplarının tasfiyesini öngören sözü edilen yasanın 3/f  maddesinde  nemanın  tanımı 
    yapılmış ve hak sahiplerinin aylık veya ücretlerinden yapılan tasarruf kesintileri ve Devlet veya ilgili işverenin katkılarına ait bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar  kalan    toplamı  nema  olarak ifade edilmiştir.                             
    4853 sayılı yasanın 5. maddesinde ise, “Hak sahiplerinin aylık veya ücretlerinden yapılan tasarruf kesintileri ve Devlet veya ilgili işverenin katkılarına ait bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kalan nema, aylık olarak, Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan bir önceki aya göre Tüketici Fiyatları Genel İndeksi değişim oranında ve ilave olarak yıllık yüzde beş oranında değerlendirilir” şeklinde kurala yer verilerek tasfiyeye dair değerleme  ölçüleri belirlenmiştir. Ayrıca aynı Kanun"un 6. maddesinde “Hak sahiplerine anapara tutarları 2003 yılı Nisan ayında defaten ödenir. 5. madde uyarınca değerlendirilen tutar Mart, Haziran, Eylül ve Aralık aylarında olmak üzere 2004 yılında dört taksit, 2005 yılında dört taksit ve Mart ve Haziran aylarında olmak üzere 2006 yılında iki taksit olarak toplam on taksitte ödenir….” hükmü getirilmiştir.
    Somut olayda, Tasarruf Teşvik Fonu kesintilerinin uzlaşma kapsamında olduğunun SGK ve davalı belediyece bildirildiği,bu durumda dairemizce benimsenen HGK kararları uyarınca dava konusu tasarrufu teşvik ve nema alacaklarından 5393 sayılı Kanun"un 5. maddesi anlamında uzlaşma yoluna giden belediye işvereni açısından sorumluluğun Hazine Müsteşarlığında olduğu, davalı belediyenin sorumluluğunda bulunan tasarrufu teşvik kesintisi, katkı payı ve nema alacaklarının uzlaşma kapsamına alınan borç miktarı kadar ortadan kalkacağı, husumetin de Hazine Müşteşarlığına yöneltilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
    Öte yandan, hükme esas alınan bilirkişi raporunda değerleme yapılırken kesinti ve işveren katkı paylarından oluşan anapara da değerlemeye katılmış ayrıca değerleme dava tarihine kadar yapılmıştır. Anılan Kanun"un 5. madde kapsamındaki değerlemenin Haziran 2006 tarihinden sonra devam edeceğine ilişkin bir yasal düzenleme ve hukuki gerekçe yoktur. Değerlemenin anaparanın da ilave edilerek ve ayrıca 2006 Haziran sonrası dava tarihine kadar devam ettirilmesi isabetsiz olup eksik inceleme ile hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesi bozmayı gerektirir.   
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine  02.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi