Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8436
Karar No: 2018/3351

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/8436 Esas 2018/3351 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından incelenen davada, bir köyde yapılan kadastro sırasında çekişmeli taşınmazların tespit edilmesi için mahkemede açılan davada, kadim yol olup olmadığı konusunda yeterli araştırma yapılmadığı gerekçesiyle hüküm BOZULMUŞTUR. Bu nedenle, mahkemece öncelikle taraflardan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 28. maddesi gereğince delillerini sunmaları istenmeli, en eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritaları ilgili yerlerden temin edilmeli ve bir orman mühendisi, bir fen elemanı ve bir ziraat mühendisi ile yerel bilirkişiler ve tespit bilirkişiler huzurunda yeniden keşif yapılmalıdır. Ayrıca, dava konusu taşınmazların tamamının niteliğinin belirlenip kimin adına tescil edileceğine karar vermek için, hâkim, re'sen lüzum gördüğü bütün delilleri toplayarak karar vermelidir. Davalıların adına tescil edilen taşınmazlara yönelik olarak infaza elverişli sicil oluşturulması gerekmektedir. Davacı köyün tüzel kişiliği kaldırıldığından, davayı ilçe belediyesi olarak takip etmelidirler. Kanun maddeleri: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 28. ve 30/2. maddeleri ve 6360 sayılı Kanun'un 1. maddesi ve geçici
20. Hukuk Dairesi         2016/8436 E.  ,  2018/3351 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... ve ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Yörede 2009 yılında yapılan kadastro sırasında ... ili, ... ilçesi, ... köyü 371 ada 7, 10 ve 12 parsel sayılı taşınmazlar, edinme sebebinde 7 sayılı parselin davalılardan ... ve ..., 10 sayılı parselin davacı ... tüzel kişiliği, 12 sayılı parselin ise davalı ...’in zilyetliğinde bulunduğu ancak ... Asliye Hukuk Mahkemesinde kadastrodan önce sınıra yönelik olarak dava konusu olduğu söz edilerek, senetsizden ev ve bahçe, mezarlık niteliği ile yüzölçüm hanesi boş bırakılmak suretiyle ilgili kişiler adına tespit edilmiştir.
    Asliye Hukuk Mahkemesinde davacı ... tüzel kişiliği tarafından davalılardan ... ve İsmail İşlek aleyhine açılmış olan köye ait mezarlığa ve yola yönelik elatmanın önlenmesi ve kal davasında mahkemece yörede kadastro çalışmalarının başlaması ve çekişmeli taşınmazlara tutanak düzenlenmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine gönderilmiştir. Kadastro mahkemesince yapılan yargılama sonunda ise davanın kabulüne;
    10/06/2014 havale tarihli fen bilirkişi raporunun kroki 2"de gösterilen “V” harfi ile gösterilen 53,66 metrekarelik kısmın iptali ile paftasında yol olarak gözükmesine, “T” harfi ile gösterilen 24,39 metrekarelik kısmın iptali ile paftasında yol gösterilmesine, “R” harfi ile gösterilen 27,30 metrekarelik kısmın iptali ile paftasında yol olarak gözükmesine, “O” harfi ile gösterilen 19,76 metrekarelik kısmın iptali ile paftasında yol olarak gözükmesine, “Ö” harfi ile gösterilen 10,14 metrekarelik kısmın iptali ile paftasında yol olarak gözükmesine, “J” harfi ile gösterilen 16,40 metrekarelik kısmın iptali ile paftasında yol olarak gözükmesine, “İ” harfi ile gösterilen 51,47 metrekarelik kısımların tespitlerinin iptali ile 10/06/2014 havale tarihli kroki 2"de gösterilen (İ, J, Ö, O, R, T, V) harfleri ile gösterilen kısımların paftasında yol olarak gösterilmesine, dava konusu taşınmazların geriye kalan kısımların tespit gibi tapuya tesciline, davacının 25/07/2005 tarihli dilekçesindeki dava konusu taşınmazlar üzerindeki muhtesatların kal"ine ilişkin istemlerinin dosyadan tefrikine karar verilmiş, hüküm, davalılardan ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Yörede orman kadastrosu 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre 2009 yılında yapılmıştır.
    Mahkemece, davacı köy tarafından açılan ve davalıların yola ilişkin müdahalelerin önlenmesine yönelik davada, davalıların yola müdahalelerinin olduğu kabulüyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
    Şöyle ki; davacı köyün iddia ettiği ve davalıların meyve ağaç ve fidanları dikmek, sebze bahçesi olarak kullanmak ve ev yapmak suretiyle kullanmış oldukları davalı taşınmazın kadim yol olup olmadığı, evvelden beri davalıların rızasıyla kullanılan yol olup olmadığı noktasında yeterli
    2016/8436 - 2018/3351

    araştırma yapılmamıştır. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar da davalıların kullanımındaki alanın köye ait mezarlığa giden patika yolun içerisinde kaldığını ve bu patika yolun 15-20 yıldır davalıların müdahalesi nedeniyle kullanılamadığını beyan etmişler ise de, söz konusu patika yolun evvelden beri köylünün kullanımında bulunan kadim yol olup olmadığı noktasında kesin ve açıklayıcı beyanda bulunmamışlardır. Eldeki dava genel mahkemede görülen yola yönelik davalıların müdahalesinin önlenmesi talebiyle açılmış iken yörede arazi kadastro çalışmalarının başlaması ve çekişmeli taşınmazlara tutanak düzenlenmesi nedeniyle kadastro tespitine itiraz davasına dönüşmüştür. Bu durumda 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince hâkim, re"sen lüzum gördüğü bütün delilleri toplayarak taşınmaz malların tamamının niteliğini belirleyip kimin adına tescil edeceğine karar vermek zorundadır.
    O halde; mahkemece öncelikle taraflardan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 28. maddesi gereğince delillerini bildirmesi istenmeli, en eski tarihli hava fotoğrafları ve bu hava fotoğraflarından üretilen memleket haritaları ilgili yerlerden temin edilerek bir orman mühendisi, bir fen elemanı ve bir ziraat mühendisi ile taraf tanıkları, yerel bilirkişiler ve tespit bilirkişiler huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak keşifte hükme dayanak yapılan krokide (V, T, R, O, Ö, J, İ) harfleri ile işaretli bölümlerin kadim yol olup olmadıkları, yol varsa bu yolun ne zamandan beri kimler tarafından nasıl kullanıldığı yerel bilirkişi, tespit bilirkişi ve tanıklardan ayrıntılı, maddi olaylara dayalı olarak sorulmalı, bu hususta fen ve orman bilirkişilerden, temin edilen en eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritaları üzerinde inceleme yapmaları istenmeli, eski tarihli resmi belgelerde yolun görünüp görünmediğinin bu anlamda kadim yol olup olmadığının tespitine ilişkin rapor sunmaları ve raporlarında bu belgelerin kadastral paftayla aynı ölçekte çakıştırılmış görüntüsüne yer vermeleri istenmeli, taşınmaz maliklerinin rızası ile ve geçici olarak yılın belli mevsimlerinde ve zamanlarda örf adet gereği taşınmaz üzerinden gelip geçmenin bu yerin eski yol yeri olamayacağı düşünülmeli, bu yerlerin eski ve kadim yol yeri olmadığının belirlenmesi halinde davanın reddine ve parselin tespit malikleri adına tesciline karar verilmelidir.
    Ayrıca; davadan sonra yörede yapılan arazi kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmazlar için 371 ada 7, 10, 12 sayılı parseller altında yüzölçüm haneleri açık bırakılmak suretiyle kadastro tutanakları tanzim edilmiş ve mahkemece bu parseller haricinde çekişmeli taşınmazın bir bölümünün de 371 ada 8 sayılı parsel içinde kaldığı gerekçesiyle bu parsel de davalı hale getirilmiştir. Ancak hüküm kısmında, söz konusu parsellere yönelik olarak infaza elverişli sicil oluşturacak şekilde açıkça bir karar verilmemiş sadece (V, T, R, O, Ö, J, İ) harfli alanların paftasında yol olarak gösterilmesine karar verilmiştir. Çekişmeli 371 ada 7, 10, 12 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanakları yüzölçüm hanesi açık olarak kadastro mahkemesine gönderildiğinden bu taşınmazlar ile mahkemece dava konusu olduğu gerekçesiyle davalı hale getirilen 371 ada 8 parsel sayılı taşınmazın bu parsel sayıları altında yüzölçümleri belirtilmek suretiyle doğru sicil oluşturulması re"sen araştırma yükümlülüğü olan kadastro hakiminin bir görevidir. Bu nedenle, yapılacak keşifte fen bilirkişiden, tek tek hangi harfli alanın hangi parsel sınırları dahilinde kaldığı ve yüzölçüm miktarlarını gösterecek şekilde krokili rapor sunması istenmeli ve yapılacak araştırma sonucu oluşacak sonuca göre söz konusu 371 ada 7, 10, 12 ve 8 sayılı parseller yönünden infaza elverişli sicil oluşturulmalıdır.
    06.12.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi ile; büyükşehir statüsündeki illere bağlı ilçelerin mülkî sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. Aynı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrasında 1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesinin taraf olacağı belirtilmektedir.

    2016/8436 - 2018/3351

    Somut olayda; davacı ... köyünün tüzel kişiliği 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun 1/2. maddesi ile ortadan kalktığından davayı sadece ilçe belediyesi olarak ... Belediyesi takip etmiş ise de, ... Büyükşehir Belediyesinin sınırları il mülkî sınırları olarak genişletildiğinden ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya dahil edilmemesi de doğru görülmemiştir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan gerekçelerle, davalı ... ve ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/05/2018 günü oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi