5. Hukuk Dairesi 2020/3107 E. , 2021/11630 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 39. Hukuk Dairesince HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair hükmün duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 19/10/2021 günü temyiz eden davacı vekilinin yüzüne karşı; usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden aleyhine temyiz olunan davalı idare vekilinin yokluğunda duruşmaya başlanarak davacı vekilinin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesince hükmün gerekçe bölümü düzeltilerek sonucu itibariyle doğru olan kararın HMK‘nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; davacı vekili tarafından; İstanbul ili, Kartal ilçesi, Samandıra Beldesi 36 parsel sayılı taşınmazda davacının diğer paydaşlarla beraber 1/3 oranında hisse sahibi iken taşınmazın yapılan imar çalışmaları sonunda 8951 ada ile 13 parsele ayrıldığını ve 5 - 6 - 7 - 8 nolu parsellerin davacı adına kaydedildiğini, imar uygulamasından önce paydaşı olduğu kök 36 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından yol yapılmak suretiyle kamulaştırmasız el atılmasına rağmen, bu durumun imar çalışmaları yapılırken dikkate alınacağını düşünerek imar uygulamasından önce,herhangi bir dava açmadığını, ancak diğer malikler tarafından imar uygulaması yapılmadan önce kök 36 parsel sayılı taşınmaz için, Kartal 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005 /516 E 2007/396 K sayılı dosyası ile yol olarak el atılan bölümler için kamulaştırmasız el koyma nedeni ile tazminat davası açıldığı ve dava açan paydaşlar lehine 124.000.00"er TL tazminata hükmedildiği halde, davalı idare tarafından 16.06.2011 yılında yapılan imar uygulamasında tüm hissedarlara eşit oranda hisse verildiği, davacının kamulaştırmasız el atılan bölümden diğer hissedarlar kadar alacağının kazanılmış hak haline geldiğinden bahisle yol yapımı nedeniyle kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan 124.000,00TL"nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılamada, imar uygulaması sonrası davacı adına tescil edilen 8951 ada 5 - 6 - 7 - 8 nolu parsel sayılı taşınmazlara , fiilen el atılmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verildiği ,davacı vekilinin istinaf başvuru talebi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince yapılan incelemede ise; her ne kadar davacı tarafça imar uygulamasından önce kök taşınmaza davalı idarece kamulaştırmasız el atıldığından bahisle uğranılan zararların tazmini için iş bu dava açılmışsa da, diğer hissedarlar tarafından aynı talep ile açılan davada verilen hükmün tapu kütüğüne tescil edilmediği, taşınmazdan yola terk işlemi yapılmadığı, taşınmazın ilk tesis edildiği yüzölçümü ile imar uygulamasına girdiği ve sadece imar uygulaması nedeniyle taşınmazdan DOP kesildiği, diğer hissedarlar tarafından açılan davada verilen tazminat hükmünün buna rağmen icra edilmiş olması halinde terk işlemi gerçekleşmediğinden dava dışı hissedarların da ilgili idare aleyhine sebepsiz zenginleşecekleri, taşınmazın ilk tesis edildiği alan itibarıyla imar uygulamasına girmesi nedeniyle davacının kamulaştırmasız el atma hükümlerine göre tazminat talep edemeyeceği anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin hükmünün gerekçe bölümü düzeltilerek ,sonucu itibariyle kararın doğru olduğu kanaatiyle davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK‘nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK"nun 370. maddesi gereğince ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 19/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.