Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/5141
Karar No: 2020/1653
Karar Tarihi: 12.03.2020

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/5141 Esas 2020/1653 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2019/5141 E.  ,  2020/1653 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ...1. Asliye Hukuk Mahkemesi


    TÜRK MİLLETİ ADINA
    KARAR

    1-Davacı çocuklar hakkındaki manevi tazminatlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 362/1-(a) maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 362/2. maddesinde; ""Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir."" denilmektedir.
    Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararlar için kesinlik sınırı, karar tarihi 20/07/2016-01/12/2016 tarihleri arasındaki ilamlar için 25000 TL, 02/12/2016-31/12/2016 tarihleri arasında 40000 TL, 01/01/2017-31/12/2017 tarihleri arasında 41530 TL, 01/01/2018 tarihinden sonra 47530 TL ve 01/01/2019 tarihinden itibaren 58800 TL" dir.
    Dava ve arttrım dilekçesi değerlendirildiğinde; Mahkemece davacı eşe 98.296,29 TL maddi tazminat ile 35000 TL manevi tazminatın ve davacı çocuklara 20000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 18.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin ise reddine hükmedildiği; davacılar ve davalı vekilinin istinaf başvuruları üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesince davacı eşe 96.518,72 TL maddi tazminat ile 35000 TL manevi tazminatın ve davacı çocuklara 20000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 18.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin ise reddine karar verildiği; bu kararın davacılar vekilince temyize getirildiği dikkate alındığında; Davacı çocuklar hakkında reddedilen manevi tazminat miktarlarının her bir davacı yönünden ayrı ayrı, karar tarihi itibariyle 58800 TL’lik temyiz sınırının altında kaldığı açıktır.
    O halde Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti olmayıp, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının 6100 sayılı HMK"nın 362/1-a ve 2, 366 ve 352. maddeleri uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Davacı eş hakkındaki temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    A)Davacı İstemi;
    Davacılar vekili dava ve arttırım dilekçesinde özet olarak; iş kazası neticesinde vefat eden sigortalının eş ve çocukları lehine maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
    B)Davalı Cevabı;
    Davalı ve vekili cevap dilekçesi ile akabinde özet olarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi;
    İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davacı eşe 98.296,29 TL maddi tazminat ile 35000 TL manevi tazminatın ve davacı çocuklara 20000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 18.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin ise reddine karar verilmiştir.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi;
    İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesince davacı eşe 96.518,72 TL maddi tazminat ile 35000 TL manevi tazminatın ve davacı çocuklara 20000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 18.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin ise reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    E) Davacıların Özetle Temyiz Nedenleri;
    • Meydana gelen iş kazasının işverenin ağır kusurundan kaynaklandığını,
    • Murisin konveyör bandın alt silindirinin dönmemesi üzerine makine altına girip silindire sıkışan cismi almaya çalıştığı, önce sol kolunun sonra boynuna kadar makinenin kendisine doğru çektiği, ağır yaralandığını,
    • İşvereninin tel fırça gibi temizlik aletlerini bulundurmadığı, basit bir önlemle engellenebilecek olaya sebep olduğunu,
    • Hükmedilen manevi tazminat miktarlarının yetersiz kaldığı, hakkaniyete uygun olmadığını,
    • Murise olayde kusur yüklenmesinin mümkün olmadığı
    • İşverence SGK kaydı yapılmadığı, işveren yükümlülüklerinin yerine getirilmediği, işverenin bilinçli taksir düzeyinde hareket ettiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
    1-Temyiz edenin sıfatına, dosyadaki temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    2-Dava, 18/05/2012 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının eş ve çocuklarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davacı eşe 96.518,72 TL maddi tazminat ile 35000 TL manevi tazminatın ve davacı çocuklara 20000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 18.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin ise reddine karar verilmiştir.
    Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, iş kazasının gerçekleşmesinde davacılar murisinin % 20 birleşen kusurunun bulunduğu tespit edilmiştir.
    Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde Hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23.6.2004, 13/291-370)
    Bu açıklamalar doğrultusunda davacı eş lehine takdir edilen manevi tazminat miktarının az olduğu açıktır.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    G) SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine,
    12/03/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi