11. Hukuk Dairesi 2018/2699 E. , 2019/4177 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20/06/2017 tarih ve 2016/190 E. - 2017/240 K. sayılı kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 12/04/2018 tarih ve 2017/1509-2018/413 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 1953 yılında ABD’de kurulmuş olan, paslanmayı önleyici çözücü ve yağ gidericiler için özel bir formül yaratan ve bu ürünü “WD-40 Multi-Use” ürün olarak markalaştıran şirket olduğunu, müvekkilinin “WD-40” markasının sektöründe dünya çapında tanınmış, tüm Dünya’da ve Türkiye’de uzun yıllardır yoğun olarak kullanılan ve aranılan bir marka olduğunu, davalı TPMK nezdinde 81413 sayılı 1973 tarihli, 1995 tarihli 4. sınıfta 163951 sayılı, 1996 tarihli 2. ve 4. sınıflarda 171159 sayılı, 2012 tarihli 2. ve 4. sınıflarda 2012/55993 sayılı, 2012 tarihli 2. ve 4. sınıflarda 2012/55984 sayılı marka tescillerinin olduğunu, diğer davalının 2013/89231 sayılı “WD 40” ibareli 3. ve 37. sınıflarda yer alan mal ve hizmetleri kapsayan marka başvurusuna müvekkilinin benzerlik, tanınmışlık ve kötü niyete dayalı itirazının, diğer davalı TPMK YİDK"nın 2016-M-1950 sayılı kararı ile kısmen kabul edildiğini, bir kısım mallar yönünden başvurunun tesciline karar verildiğini, dava konusu marka başvurusunun, müvekkillerinin tescilleri kapsamındaki 3. ve 37. sınıflardaki mal ve hizmetlerle birebir aynı veya çok benzer/ilişkili bulunduğunu, davalının neredeyse her evde her işyerinde mevcut “WD-40” markalı ürünlerinden haberdar olmadığının düşünülemeyeceğini, müvekkilleri tarafından yaratılmış, fantezi, son derece ayırt edici ve tanınmış bir markanın davalı tarafından seçilmesinin tesadüf olmadığını ileri sürerek, davalı TPMK YİDK"nın anılan kararının iptalini, tescil edilmiş olması halinde diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı savunma yapmamıştır.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; dava konusu 2013/89231 numaralı başvuru markası ile davacının 81413, 163951 ve 2012/55993 tescil numaralı markaları arasında, 37. sınıfta yer alan hizmetler açısından 556 sayılı KHK’nın 8/b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin olduğu, davacının “wd-40” ibareli markasının “yapı malzemeleri” ve “hırdavat” sektöründe tanınmış olduğu, 556 sayılı KHK’nin 8/4 maddesi şartlarının oluştuğu, davacı markasının türetme, fantezi, orijinal ve tanınmış marka oluşu, başvuru markasının orijinal markaya olan yüksek benzerlik düzeyi ile davacı markasının uzun yıllardır kullanılması nedeniyle davalıya ait başvurunun kötüniyetli olarak yapıldığı gerekçesiyle, davanın YİDK iptal talebi yönünden kabulü ile TPMK YİDK"nın 02/03/2016 tarih 2016-M-1950 sayılı kararının itirazın kısmen reddi ile ilgili kısım yönünden kötü niyet nedeniyle iptaline, dava konusu başvuru tescil edilmediğinden hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar aleyhine, davalı TPMK vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, mahkemece özellikle yapı malzemeleri ve hırdavat alanında tüm dünya çapında tanınmış, yaratılmış ve özgün nitelikteki “WD-40” ibareli davacı markaları ile aynı ibareden oluşan davalının marka tescil başvurusunun, kötü niyetli olarak kabulünde ve başvurunun tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı gerekçesiyle, davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı TPMK vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı TPMK vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı TPMK"dan alınmasına, 10/06/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.