Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8357
Karar No: 2018/3350

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/8357 Esas 2018/3350 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Taşınmazın zilyetliği için açılan davada, mahkeme, beyanlar hanesinde davalı lehine olan zilyetlik şerhinin iptal edilmesi ve davacının zilyetliğinin tespiti ile tapuya şerhine karar vermiştir. Ancak, davacının iddiası üzerine yapılan keşiflerde ve tanık beyanlarında çelişkili ifadelerle karşılaşılmış ve mahkemece yeterli inceleme yapılmadan hüküm verilmiştir. Bu nedenle, mahkeme kararı bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak, 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanun ve Ek 4. maddesi belirtilmiştir.
20. Hukuk Dairesi         2016/8357 E.  ,  2018/3350 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVALILAR : Hazine-... mirasçıları

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro sırasında ... ilçesi ... mahallesi 1129 parsel sayılı 313,00 m2 yüzölçümündeki 2/B parselinin kadastro tutanağının beyanlar hanesine ".... zilyetliğinde olduğu" şerhi verilmiştir. Davacı vekili, taşınmazın 2005 yılında satın alındığı ve davacı zilyetliğinde bulunduğu iddiasıyla davalı adına yapılan zilyetlik tespitinin iptali ve davacı adına zilyetliğin tespitine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında yapılan 3402 sayılı Kanunun 22/2-a uygulama çalışmaları ile çekişmeli taşınmaz 104 ada 42 parsel numarası ve 441,49 m2 yüzölçümüyle tapuya kaydedilmiş ve davacının başvurusu üzerine beyanlar hanesinde yer alan “.... zilyetliğindedir” şerhi “... zilyetliğindedir” şeklinde değiştirilmiş ve tapuya tescil edilmiştir.
    Mahkemece ... mirasçılarının davaya katılımı sağlanarak yapılan yargılama sonucu çekişmeli taşınmazın 2005 yılında davacı tarafından satın alındığı ve onun zilyetliğinde bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 1129 (yeni 104 ada 42 parsel) parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesinde yer alan ... adına yazılı zilyetlik şerhinin kaldırılarak davacının zilyetliğinin tespiti ile tapuya şerhine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2/B niteliği ile tapuda kayıtlı taşınmazın zilyetliğinin tespitine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede, 1942 yılında 3116 sayılı Kanuna göre ilk orman kadastrosu, 1981 yılında 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulamaları, daha sonra 1994 yılında ise 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulamaları yapılmış olup son çalışmanın sonuçları da 06/07/1995 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
    Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
    Şöyle ki; çekişmeli 104 ada 42 (eski 1129) sayılı 2/B parselinin beyanlar hanesinde dava tarihi itibariyle “Egemen Sağlam zilyetliğindedir” şerhi mevcut olup, davacı dava dilekçesi ile Egemen Sağlam’ı davalı göstererek, taşınmazı 2005 yılında satın aldığını iddia ederek davalı lehine olan zilyetlik şerhinin iptali ve kendisinin taşınmazın zilyedi olduğuna yönelik şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında ise Egemen Sağlam adlı kişinin aslında “...” isimli kişi olduğu, başka bir anlatımla bu iki kişinin aynı kişi olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece iddiaya yönelik olarak yapılan kolluk araştırmasında, mahalle muhtarı veya heyetince bu kişilerin tanınmadığı ancak yörede emlakçılık yapan .... isimli kişinin beyanına göre aynı kişi oldukları ve ölü olduğu bildirildiğinden davacıya beyanlar 2016/8357-2018/3350

    hanesindeki şerhin düzeltilmesi konusunda tapu müdürüğüne idari başvuruda bulunması için süre verilmiş ve davacının başvurusu üzerine tapu kaydında yer alan “.... zilyetliğindedir” şerhi "... zilyetliğindedir” şeklinde değiştirilmiş ve ... mirasçıları davaya dahil edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak mahkemece 2013 ve 2014 tarihlerinde iki kez keşif yapılmasına rağmen davacının bu iddiasına yönelik olarak mahallinde mahalli bilirkişi dinlenmemiş, her iki keşifte de dinlenen davacı tanıkları davacının çekişmeli taşınmazı .... isimli kişiden 2005 yılında satın aldığını ve davacı kullanımında olduğunu beyan etmişler, ... ve ... isimli kişilerin aynı kişi olup olmadığı yönünde hiçbir beyanda bulunmamışlardır. Kaldı ki her iki keşifte de dinlenen tanık ..., mahkemece yapılan kolluk araştırmasında bilgisine başvurulan kişi olup kolluğa aynı kişi oldukları yönünde bilgi vermesine rağmen her iki keşifte de bu hususu doğrulayıcı nitelikte beyanda bulunmamıştır. Bu haliyle .... ile ... isimli şahısların aynı kişi olduğu tereddütsüz biçimde kesin olarak saptanmamış, eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
    O halde; mahkemece öncelikle .... ile ... isimli şahısların aynı kişi olup olmadığına ilişkin yeniden kolluk araştırması yapılmalı, bu husus resmi kurumlardan da sorularak teyit edilmeli, yöreyi iyi bilen yeterince yaşlı ve tarafsız yerel bilirkişiler ile tarafların göstereceği tanıklar aracılığıyla yeniden keşif yapılmalı, davacının iddiası doğrultusunda Egemen Sağlam ile ... isimli şahısların aynı kişi olup olmadığı yönünde hiçbir tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ayrıntılı beyanları alınmalı, şayet farklı kişi oldukları tespit edilirse Egemen Sağlam ya da mirasçıları davaya dahil edilmelidir. Ayrıca, zilyetlik olgusunun maddi olaylara dayalı olmasından hareketle, maddi olayların ancak tanık, bilirkişi ve benzeri anlatımlarla kanıtlanacağı gözetilmeli (H.G.K. 30/03/1994 gün ve 1993/8 - 939 - 1994/176 sayılı kararı), tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli, davacının taşınmaz üzerinde zilyetliğinin bulunup bulunmadığı, ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme sonucu karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 02/05/2018 günü oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi