Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/1719
Karar No: 2015/1071
Karar Tarihi: 25.03.2015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/1719 Esas 2015/1071 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/1719 E.  ,  2015/1071 K.
  • MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI
  • KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONULABİLECEK İLAMLAR
  • AVUKATIN AZLEDİLMESİ
  • VEKALET ÜCRETİ
  • HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) (1086) Madde 83
  • HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) (1086) Madde 84
  • HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) (1086) Madde 443
  • HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) (1086) Madde 427
  • HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 176
  • HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 177
  • HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 350
  • İCRA VE İFLAS KANUNU (İİK) (2004) Madde 32
  • İCRA VE İFLAS KANUNU (İİK) (2004) Madde 24

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki “maddi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Erzurum 3.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 08.03.2012 gün ve 2011/429 E- 2012/128 K. sayılı kararın incelenmesi davacı asil ve davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 19.11.2012 gün ve 2012/18875 E-2012/25986 K. sayılı ilamı ile;
(...Davacı, davalının açtığı vekalet ücreti alacağına yönelik davanın Erzurum 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/246 E.-2006/350 sayılı kararı ile aleyhine sonuçlandığını, bu hükmü temyiz ettiğini, Yargıtayca bu kararın bozulduğunu, yapılan yargılama sonucunda bu kez davanın kendi lehine sonuçlandığını ve mahkemece red kararı verildiğini, red kararının kesinleştiğini, davalının kesinleşmeyen ilk karara istinaden mahkemece belirlenen vekalet ücreti alacağını icraya koyduğunu, icra takibini durdurmak amacı ile dava dışı bankadan aldığı teminat mektubunu icra dosyasına ibraz ettiğini; ancak Erzurum Akbank Lalapaşa Şubesine teminat mektubu komisyonu olarak çeşitli tarihlerde olmak üzere toplam 3.138,52-TL ödendiğini; ayrıca davalının vekalet ücreti davası açtığından bu davayı takip etmesi için kendisinin vekil tayin ettiği Bursa Barosuna kayıtlı Av.C..A.. tarafından davanın sonuçlandırıldığını, bu nedenle Av. C..A..’a da vekalet ücreti ile, Erzurum’a gidiş geliş yol ücreti ve konaklama masrafları olarak 4.000,00-TL ödediğini, takibin durdurulması ile bankadan teminat mektubu alabilmesi için banka tarafından mevduat hesabının üzerine 44.000,00-TL rehin konulduğunu, bu şekilde davalının mevduat hesabını dilediği gibi kullanmasına da engel olduğunu ileri sürerek, çekilen manevi sıkıntının karşılığı olarak 2.500,00 TL manevi tazminatı olmak üzere toplam 9.638,52 TL’nin faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı, Erzurum 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/246 E.sayılı dosyası ile dava açıldığını, lehine sonuçlandığını, anılan ilamın icra takibine konulduğunu, söz konusu ilamın İİK hükümlerine göre icrası için kesinleşmesi gerekmeyen ilamlardan olduğunu, yasal hakkını kullandığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece manevi tazminat yönünden davanın reddine, maddi tazminat davasının kabulü ile 7.138,52 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı ve davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalının, davacıya karşı açmış olduğu Erzurum 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.11.2006 tarih, 2005/246 E. ve 2006/350 K. Sayılı dosyasında mahkemece 28.463,00 TL vekalet ücreti alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş, bu hüküm kesinleşmeden davalı tarafından Erzurum 4.İcra Müdürlüğü’nün 2006/3699 esas numaralı dosyası ile davacıya karşı takip başlatılmıştır. Davalı, davacıya karşı mahkemeden aldığı kararı icraya koymakla yasadan doğan hakkını kullanmış olup, girişilen icra takibi sonucunda davacının dava dışı bankadan aldığı teminat mektubuna karşılık ödediği 3.138,52 TL komisyon ücretini davalıdan istemeye hakkı bulunmamaktadır. Bununla birlikte anılan mahkeme kararının Dairemizin 22.02.2009 tarih 2009/14952 E., 2009/15209 K. sayılı ilamı ile bozulması üzerine, bozmadan sonra 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/119 E. numarasını aldığı ve yapılan yargılama sonucunda 06.04.2010 tarihinde 2010/188 numaralı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm bu haliyle kesinleşmiş olduğundan ve davacının anılan dava dosyasında avukatı Celal Arma’yı 28.11.2006 tarihinde azletmiş olması dikkate alınarak vekalet ücreti alacağı yönünden de talepte bulunamaz. Hal böyle olunca davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davacı asil ve davalı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararını, davalı vekili temyize getirmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalının lehine verilen kararın kesinleşmesini beklemeden davacı hakkında icra takibine başlaması ve kararın temyizi üzerine bozulması karşısında;
-Davacının aleyhine verilen kararın infazını önlemek için dava dışı bankadan aldığı teminat mektubuna karşılık ödediği komisyon ücreti ile,
-Davacının anılan davanın yargılaması sırasında avukatını azletmiş olması da dikkate alınarak aralarındaki anlaşma gereği avukatına ödemiş olduğu vekalet ücretini davalıdan talep edip edemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Böyle bir uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasında, öncelikle kesinleşmeden icraya konulabilen ilamlârdan söz etmek gerekir.
Bir mahkeme hükmüne karşı temyiz yoluna (mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) m. 427 vd) başvurulmuş olması, kural olarak o hükmün icrasını durdurmaz. Yani ilâm alacaklısı, hükmün henüz kesinleşmemiş olmasına rağmen ilâmı icraya koyabilir (HUMK m. 443, I). Özellikle, konusu para (İİK. m. 32) veya taşınır mal (İİK. m. 24) olan ilâmların icraya konulabilmesi için, hükmün kesinleşmiş olması şart değildir. Ancak hüküm Yargıtayca bozulduktan sonra artık icraya konulamaz (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, İstanbul 2004, s. 781, 783).
HUMK’nun 443/1.maddesi, “Temyiz dava icrayı tehir etmez. Ancak müstedi indettemyiz haksız çıktığı takdirde mahkümun bihi eda ve teslim edeceğine dair kefaleti kaviye göstermek veyahut mahkümunbih olan nutuk ve eşyayı bir mevkii resmiye depozito etmek veya hasmı tarafından emval ve emlakı haczedilmiş olmak şartiyle Mahkemei Temyiz talep üzerine müstacelen icranın tehirine karar verebilir.” hükmünü içermekte olup, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 350/1. maddesinde de benzer düzenlemeye verildiği görülmektedir.
HMK’nun 350/2. (HUMK 443/4) maddesinde “kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez.” hükmü ile kesinleşmeden yerine getirilemeyecek hükümlerin hangileri olduğu düzenlenmiştir.
Belirtilmelidir ki, kişinin aleyhine verilen ve kesinleşmeden infaz edilebilen kararların icrasını durdurabilmesi için adli yardımdan yararlanmıyor ise, teminat göstermesi gerekmektedir.
Bu genel açıklamaların ışığında somut olaya gelince; davalının, davacıya karşı açmış olduğu Erzurum 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.11.2006 gün ve 2005/ 246 Esas, 2006/350 Karar sayılı dosyasında mahkemece 28.463,00 TL vekalet ücreti alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş, bu hüküm kesinleşmeden davalı tarafından Erzurum 4. icra Müdürlüğü’nün 2006/3699 E numaralı dosyası ile davacıya karşı takip başlatılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında, takibe konu alacak vekalet ücreti olduğundan HMK’nun 150/1. (HUMK’nun 443/1) maddesi uyarınca kesinleşmeden icraya konulabilen ilam niteliğindedir. Bu nedenle davalının, davacıya karşı mahkemeden aldığı kararı icraya koymakla yasadan doğan hakkını kullanmış olup, girişilen icra takibi sonucunda davacının dava dışı bankadan aldığı teminat mektubuna karşılık ödediği 3.138,52 TL komisyon ücretini davalıdan istemeye hakkı bulunmamaktadır.
Ayrıca anılan mahkeme kararının bozulması üzerine, bozmadan sonra mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm bu haliyle kesinleşmiş olduğundan ve davacının anılan dava dosyasında avukatını yargılama sırasında azletmiş olması dikkate alınarak vekalet ücreti alacağı yönünden de talepte bulunamaz.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, davacının bozulan kararın icrasını durdurabilmek için almış olduğu teminat nedeniyle ödediği komisyon ile vekalet ücretini davalıdan talep edebileceği, bu nedenle yerel mahkeme kararının onanması gerektiği ileri sürülmüş ise de bu görüş yukarıda belirtilen nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 25.03.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi