15. Ceza Dairesi Esas No: 2019/10615 Karar No: 2020/7744 Karar Tarihi: 07.09.2020
Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/10615 Esas 2020/7744 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, müştekiyi dolandırmak amacıyla telefonla arayarak kendisini polis memuru olarak tanıtmış ve müştekinin kimlik bilgileriyle kredi kartı çıkarmıştır. Sanığın müştekiye telefonla talimat veren şahıslarla birlikte hareket ederek kendisini kamu görevlisi olarak tanıtıp müştekiden maddi menfaat temin etmeye çalıştığı ve nitelikli dolandırıcılık suçu işlediği iddia edilmiştir. Ancak sanığın eylemi, 6763 sayılı Kanunun 14. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 158/1. maddesine eklenen (L) bendi kapsamında nitelikli dolandırıcılık suçu oluşturup oluşturmadığına ilişkin delillerin takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri TCK 157/1, 35, 52, 53 ve 5237 sayılı TCK’nın 158/1. maddesiyle 6763 sayılı Kanunun 14. maddesinin (L) bendi olarak belirtilmiştir.
15. Ceza Dairesi 2019/10615 E. , 2020/7744 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK 157/1, 35, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık suçuna teşebbüsten sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Kimliği tespit edilemeyen bazı şahısların müştekinin kullandığı cep telefonunu suç tarihinde aradıkları, arayan şahsın kendisini müştekiye polis memuru olarak tanıtıp kimlik bilgileri ile çok sayıda telefon hattı alındığını ve kredi kartı çıkarıldığını, aynı zamanda bankadan kredi çekildiğini ve elde edilen paranın yasa dışı yollardan PKK terör örgütüne silah alınması amacı ile kullanıldığını, kendisinin terör örgütü ile bağlantısı olmadığını bildiklerini, ancak teröristleri yakalamaları gerektiğini, bunun için de yardıma ihtiyaçlarının olduğunu müştekiye söylediği, müştekinin bir anlık tereddüt yaşaması üzerine arayan şahsın "Bekle seni Cumhuriyet savcısı ile görüştüreceğim" diyerek telefonu başka bir erkek şahsa verdiği, bu erkek şahsın kendisini Cumhuriyet savcısı .... olarak tanıtıp müştekiyi ikna edici konuşmalar yaptığı, şahısların para ve altın istemeleri üzerine müştekinin durumdan şüphelenip Malatya Emniyet Asayiş Şube Müdürlüğüne gittiği, polis memurlarının müştekiye konuşmaya devam etmesini ve arayan kişinin talimatlarına uyuyormuş gibi davranmasını söyledikleri, bu şekilde telefondaki şahsın talimatı ile müştekinin çevre yolu üzerinde bulunan üniversite otobüs durağına geldiği, burada asayiş şube müdürlüğü görevlilerince kendisine verilen ve içinde bir kutu bulunan paketi telefondaki şahsın istediği yere bıraktığı, çok kısa bir süre sonra sanığın müştekinin bıraktığı poşeti almaya çalışırken önceden tertibat alan polis memurlarınca yakalandığı, böylece sanığın müştekiye telefonla talimat veren şahıslarla birlikte hareket ederek kendilerini kamu görevlileri olarak tanıtıp müştekiden maddi menfaat temin etmeye çalıştıkları ve sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; Sanığın eyleminin hükümden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 14. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 158/1. maddesine eklenen (L) bendi kapsamında öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin delillerin takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı vermesi gerektiği zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 07/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.