1-Sanık ... hakkında “2007, 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesi: Sanığa yüklenen suçların cezalarının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli dava zamanaşımının, kesici son işlem olan sanığın sorgusunun yapıldığı 20.04.2010 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen asli zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK"nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE, 2-Sanık ... hakkında “2007, 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanığın ve katılan vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesi: 2007 takvim yılına ilişkin mahkûmiyet hükmü yönünden, uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 3. fıkrası nazara alınarak 53/1-c maddesinde yazılı hak yoksunluklarına hükmedilmemesi isabetsizliği ile 2008 ve 2009 takvim yıllarına ilişkin mahkûmiyet hükümleri yönünden TCK’nin 53. maddesinin uygulanması hususunun, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da dikkate alınarak infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yargılama sürecindeki işlemlerin hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler ile delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, vicdanî kanının deliller ve dosyadaki bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, fiillerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, fiillere uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlenip uygulandığı, kurulan hükümlerde eleştiri dışında bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmış; sanığın ve katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan, hükümlerin ONANMASINA, 04.11.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.