5. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/20567 Karar No: 2016/6004 Karar Tarihi: 23.03.2016
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2015/20567 Esas 2016/6004 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2015/20567 E. , 2016/6004 K. "İçtihat Metni"
TARİHİ : 02/06/2015 NUMARASI : 2014/265-2015/642
Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davalı Hazine vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –
Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden Sakarya ili, Serdivan ilçesi, Serdivan köyünde 1956 senesinde yapılan kadastro çalışmalarında ilk maliki adına tespit ve tescil edilen 1995 parselden ifrazen oluşan 6415 parsel sayılı taşınmazı davacıların 1995 yılında tapu kaydında orman olduğuna dair hiçbir şerh ya da kısıtlama bulunmaksızın edindiği, ne var ki; 6831 sayılı yasa uyarınca yapılan orman kadastrosu sırasında taşınmazın Devlet ormanı olarak tahdit edilen sahada kalması nedeniyle 15.01.2003 tarihinde taşınmazın tapu kaydına“devlet ormanıdır, alınıp satılamaz, ifraz yapılamaz, devir ve temlik ettirilemez” şerhi konulduğu, 6415 parsel sayılı taşınmazın 07.08.2003 tarihinde 16680, 16681 ve 16682 nolu parsellere ifraz gördüğü, Orman Genel Müdürlüğü tarafından tapu iptal ve tescil istemi ile açılan davada Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.06.2009 tarihli ve 2009/151E. 259K. sayılı ilamı ile 6415 parselin ifrazından oluşan dava konusu 16680 parsele ilişkin davanın kabulüne, tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile hazine adına tesciline karar verildiği, iş bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek 12.11.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından oluşan zararın tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
Mahkemece, dava konusu taşınmazın arsa mı yoksa arazi mi olduğu belirlenip bu konuda taraflara delillerini ibraz etmek üzere süre verildikten sonra, taşınmazlar arsa vasfında ise emsal karşılaştırması yapılarak; arazi vasfında ise gelir metodu esas alınarak değerinin tespiti için mahallinde yapılacak keşif sonucu alınacak bilirkişi kurulu raporuna göre bedel belirlenmesi gerekirken, böyle bir değerlendirme yapmadan taşınmaza soyut ifadelerle bedel tespit eden rapora göre yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 23/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.