Esas No: 2021/2609
Karar No: 2022/1607
Karar Tarihi: 15.02.2022
Danıştay 6. Daire 2021/2609 Esas 2022/1607 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2021/2609 E. , 2022/1607 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/2609
Karar No : 2022/1607
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Odası … Şubesi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ankara İli, Sincan, Gölbaşı ve Etimesgut İlçeleri kapsamında, Güneybatı Ankara Planlama Bölgesi 1/25.000 ölçekli nazım imar planı revizyonunun kabulüne ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan raporun ve dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden, dava konusu 1/25.000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı Revizyonunun hazırlanmasında; 1/100.000 ölçekli … yılı Ankara Çevre Düzeni Planı’nın stratejilerine, temel ilkelerine, plan karar ve hükümlerine uygunluğunun sağlanmadığı, çevresiyle kurduğu ilişkinin, yapı yoğunluğunun incelenmediği, yakın çevresindeki ulaşım-dolaşım sistemi ile, kent bütününe ve zorunlu alt yapı alanlarının dağılımına etkileri gibi teknik çalışma ve değerlendirmelerin yapılmadığı, Ankara kentinin kuzey ve güneybatı yönünde hava koridorlarını etkileyip etkilemediğine yönelik bir analizin bulunmadığı, planlama alanının büyüklüğü ve yapılaşmaya ilişkin hükümler dikkate alındığında, alanın topoğrafik ve morfolojik yapısı, vadi tabanları ve dere yatakları, yükseltiler, tarımsal faaliyetler, ağaçlık alanlar ve kırsal yerleşme birimleri konularında ayrıntılı etütler yapılmadan ve bu fiziki unsurlara bakılmadan eksik üretilen ve sonraki imar planı kademelerine de olumsuz yönde yansıması kuvvetle muhtemel olan plan kararlarının, Ankara metropol kent bütününün güneybatı yönünde hava koridorlarını etkileyeceğinin rahatlıkla söylenebileceği, kentin bütünündeki ulaşım ilişkileri incelenmeden, parçacıl şekilde ve sürdürülebilir ulaşım ilkelerine aykırılık oluşturulduğu, yapılan plan değişikliği öncesinde ilgili kurum ve kuruluşlardan görüş alınmadığı, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı için alınan görüşlerin planlama çalışmasında veri olarak kullanıldığı, ölçek ve tasarım dili olarak 1/25.000 ölçekli nazım imar planında revizyona gidilmesi durumunda ilgili kurumlardan da görüş alınması gerektiği, bu hususun 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı planının genel hükümlerinde de yer aldığı, ayrıca, sonuçlarına göre yapılması gereken planlama çalışmasında ön araştırma, analiz ve sentez çalışmalarının yapılmadığı, öngörülmeyen plan notlarıyla da uygulamaya yönelik ve alt ölçekli planları yönlendirecek hükümlere ilişkin belirsizlikler yaratıldığı, sonuçta imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırı olduğu sonucuna varılan 1/25.000 ölçekli nazım imar planı revizyonunun kabulüne ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: Dosyada mevcut dava konusu plan revizyonuna ilişkin plan açıklama raporunun 27 sayfadan oluştuğu, ancak söz konusu raporun ilk 23 sayfasının Ankara İlinin geneline ilişkin sosyo-ekonomik, demografik ve coğrafî verilerin içeriğine yönelik tespitlere yer verildiği, planlama alanına ilişkin bilgilerin yer aldığı kısmın yaklaşık 3,5 sayfadan oluştuğu, bu kısımda ise planlama alanına yönelik eşik, analiz, sentez v.b bilimsel ve teknik çalışmaların yer almadığı, plan revizyonuna konu alan büyüklüğünün plan açıklama raporuna göre yaklaşık 15.500 hektar olarak belirtildiği, alan içerisinde ise kırsal nitelikli konut alanları, ekili ve dikili tarım alanları, orman alanları, dere yatakları, vadi tabanları, dağlık-tepelik alanlar, orman alanları ve planlama alanının doğusundaki Mogan ve Eymir Göllerini besleyen alanların bulunduğu, gerek alanın büyüklüğü gerekse morfolojik çeşitliliği düşünüldüğünde, planlama alanına ilişkin getirilen kullanım kararlarının sadece o bölge için değil, Ankara kenti ölçeğinde de etkilerinin olacağı, alanın niceliksel büyüklüğü ve morfolojik özelliği gereği, dava konusu alanda planlamaya ilişkin getirilen kullanım kararlarının, ilgili kurumlardan alınan görüşler doğrultusunda, Ankara kentinin ulaşım-dolaşım sistemi ve kent bütününe etkileri, kentin hava koridorlarını etkileyip etkilemediği ve çevresiyle kurduğu ilişkinin ayrıca yapı yoğunluğu bağlamında da analiz edilerek nesnel bilimsel ve teknik verilerle ortaya konulması gerektiği, dayanak 1/100.000 ölçekli 2038 Ankara Çevre Düzeni Planı'nın eki "Uygulamaya Yönelik Plan Yaklaşımı Çerçevesi Tanımlamalar Kısıtlamalar ve Plan Hükümleri" raporunun 10. Plan hükümlerinin, 10.1 sayılı Genel Hükümler'in 10.1.10.sayılı maddesinde "Bu plan ile belirlenen kentsel gelişme alanları, bu alanların tamamının yerleşime ve kullanıma açılacağını göstermez. Bu alanların sınırları, alt ölçekli planlama çalışmalarında ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri ile doğal, yapay ve yasal eşikler doğrultusunda, bu planda belirlenen hedef nüfus ve olası gelişme potansiyelleri ve talepleri dikkate alınarak alt ölçekli planlarla kesinleştirilir" hükmüne yer verildiği dava konusu planın, "PLAN AÇIKLAMA RAPORU"nun 4.6 Kurum Görüşleri başlıklı maddesinde "Planlara, Güneybatı Ankara Planlama Bölgesine ilişkin planlamaya veri oluşturacak altyapı, alan sınırları gibi verilere yönelik 2038 yılı Ankara Çevre Düzeni Planlama Çalışmaları kapsamında ilgili kurum ve kuruluşlardan 2015 yılında alınan, bilgi ve görüşler altlık oluşturmuştur." denilerek ilgili kurum görüşlerinin 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında zaten alındığından bahisle, alana ilişkin tekrar bir kurum görüşü alınmadığı, ilgili kurum ve kuruluştan görüş alınmadan, üst ölçekli çevre düzeni planına ilişkin veri ve görüşler esas alınarak tesis edilen dava konusu revizyon imar planında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı dava konusu planın iptali yolundaki idare mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının dava açma ehliyetinin olmadığı, davanın süresinde açılmadığı, 1/25.000 ölçekli planın üst ölçekli şematik bir plan olduğu ve tarım alanlarının tarım dışı kullanımı için gerekli izinlerin alındığı 1/100.000 ölçekli plan için alınan verilen yakın tarihli güncel veriler olması nedeniyle plan yapımı aşamasında yeni verilerin alınmasına gerek olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Dosyanın incelenmesinden 1/25.000 ölçekli planın 4.1 sayılı plan notunda dava konusu planın gerekçesinin 1/100.000 ölçekli … yılı Ankara Çevre Düzeni Planının onaylanmasına ilişkin … Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli ve … sayılı karar ile … tarihli … sayılı kararın onanarak kesinleşmesinin gösterildiği, 1/100.000 ölçekli 2038 yılı Ankara Çevre Düzeni Planının onaylanmasına ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … gün ve … sayılı kararının ... İdare Mahkemesinin … tarihli E:…, K:… sayılı kararı ile iptal edildiği ve temyiz edilmeden kesinleştiği, bahse konu kararın iptal gerekçesinde; "1/25.000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planında gösterilmiş olan Mogan-Eymir Sistemi Havza sınırının 1/100.000 ölçekli 2038 Ankara Çevre Düzeni Planında gösterilmediği, havza sınırının dava konusu 1/100.000 ölçekli planda gösterilmemesinin bu alanın yapılaşma koşullarının belirlenmesinde büyük aksaklıklara neden olacağından planlama tekniğine uygun olmadığı, uluslararası öneme sahip sulak alanlardan olan bu alanlara olası etkilerinin bilimsel olarak irdelenmemesinin, yakın çevresinde yoğunluk artışı getirilmesinin ve yapılaşma baskısının artırılmasının bu yönde gelişmelerin önünü açacak nitelikte olması nedenleriyle Mogan-Eymir Sistemi Havzası örneğinde olduğu gibi doğal ve ekolojik değerlere yaklaşımda hassasiyet gösterilmemesinin mevzuat hükümlerine, planlama ilke ve esaslarına ve kamu yararına aykırı nitelik taşıdığı, dolayısıyla dava konusu planın bu yönlerden şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, kamu yararına aykırı olduğu" ifadelerine yer verildiği dikkate alındığında planın dayanaksız kaldığı ve iptal kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : Ankara İli, Sincan, Gölbaşı ve Etimesgut İlçeleri kapsamında, Güneybatı Ankara Planlama Bölgesi 1/25.000 ölçekli nazım imar planı revizyonunun kabulüne ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 7. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde de "Çevre düzeni planına uygun olmak kaydıyla, büyükşehir belediye ve mücavir alan sınırları içinde 1/5000 ile 1/25000 arasındaki her ölçekte nazım imar planını yapmak, yaptırmak ve onaylayarak uygulamak" büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları arasında sayılmıştır.
İşlem tarihinde yürürlükte olan 3194 sayılı İmar Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı 5. maddesinde Nazım İmar Planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan olarak, Uygulama İmar Planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanun'un "Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması" başlıklı 8. maddesinin (b) bendinde; "İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar. Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir." hükmüne, anılan maddenin (d) bendinde; "Arazi kullanımı ve yapılaşmada sadece mekânsal strateji planları, çevre düzeni planları ve imar planları kararlarına uyulur. Alt kademe planların, üst kademe planların kesinleştiği tarihten itibaren en geç bir yıl içinde ilgili idarece üst kademe planlara uygun hale getirilmesi orunludur. Aksi halde, üst kademe planları onaylayan kurum ve kuruluşlar alt kademe planları en geç altı ay içinde uygun ale getirir ve resen onaylar. Bu süre içinde ruhsat işlemleri, yürürlükte olan uygulama imar planına göre gerçekleştirilir. Bu ent uyarınca yapılacak işlemlerde bu maddenin (c) bendi hükümlerine uyulur." hükmüne, aynı maddenin (e) bendinde; "Kamu kurum ve kuruluşları veya plan müellifleri; ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından plana ilişkin görüşlerini alır. Kurum ve kuruluşlar, görüşlerini en geç otuz gün içerisinde bildirmek zorundadır. Görüş bildirilmesi için etüt ve analiz gibi uzun süreli çalışma yapılması gereken hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının talebi üzerine otuz günü geçmemek üzere ilave süre verilir. Bu süre içerisinde görüş bildirilmediği takdirde plan hakkında olumsuz bir görüşün bulunmadığı kabul edilir." hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin 4. maddesinin (i) bendinde nazım imar planı; "Mevcut ise çevre düzeni planının genel ilke, hedef ve kararlarına uygun olarak, arazi parçalarının genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, çeşitli kentsel ve kırsal yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, kentsel, sosyal ve teknik altyapı alanlarını, ulaşım sistemlerini göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere, varsa kadastral durumu işlenmiş olarak 1/5.000 ölçekte, büyükşehir belediyelerinde 1/5000 ile 1/25.000 arasındaki her ölçekte, onaylı halihazır haritalar üzerine, plan notları ve ayrıntılı raporuyla bir bütün olarak hazırlanan plan" şeklinde" tanımlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Günümüzde plansız ve aşırı kentleşme olgusu sağlıklı kentleşmenin önündeki en ciddi engel olduğundan kentsel gelişmenin yönlendirilmesinde imar planlaması ile yön, şekil ve büyüklükle ilgili belirlemeler yapılması zorunludur. Kentsel planlama sürecinde zorlayıcı, kısıtlayıcı ve yönlendirici kararların tümü birden rol oynar. Çağdaş bir kentin oluşturulması ve yaşatılması için aşırı yapılaşmanın etkisinden korunmuş kent estetiği ve kentleşme kalitesini yükseltici alanların oluşturulması zorunludur.
İmar planlarının, planlanan yörenin bugünkü durumunun, olanaklarının ve ilerideki gelişmesinin gerçeğe en yakın şekilde saptanabilmesi için coğrafi veriler, beldenin kullanılışı, donatımı ve mali bilgiler gibi konularda yapılacak araştırma ve anket çalışmaları sonucu elde edilecek bilgiler ışığında, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak, belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kentin kendine özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli alanları arasında olan bağlantıları, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri, güvenlik ve sağlığı ile ilgili konular gözönüne alınarak hazırlanması gerekmektedir.
İmar planları, durağan, değişmeyen, statik belgeler değillerdir. İmar planlarının hazırlanmasında planlama alanına dair öngörülen nüfus, toplumsal, iktisadi ve kültürel değişimin, öngörülenden daha hızlı bir biçimde değişmesi mevcut imar planlarının bu değişime koşut olarak yeniden değerlendirilmesi ve değişimin büyüklüğü nispetinde üst ölçekli planlara da bu değişimin yansıtılması gerekmektedir. Bu değişimin imar planlarına yansıtılması bakımından mevzuatta "revizyon imar planı", "ilave imar planı", "imar planı değişikliği" gibi araçlar geliştirilmiştir. Başka bir ifadeyle, bu düzenlemeler, imar planlarının ihtiyaçları karşılayamadığı ve uygulamasının sorun teşkil ettiği durumlarda başvurulacak yollar olarak gösterilmiştir. Sonuç olarak, üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkeleri, stratejileri ve kararlarına aykırı olmamak, onlarla uyum içinde kalmak koşulu ile, alt ölçekli planlarda değişen koşul ve gereksinimlere yanıt verecek değişikliklere gidilebileceği, planlama sürecinin dinamik yapısının kaçınılmaz bir sonucudur.
Öte yandan, kentleşmenin hızlı bir biçimde gerçekleştiği ve kentsel alandaki yapılaşma baskılarının ciddi oranda arttığı ülkemizde imar planlarının öngörüsünün üzerinde yeni koşulların oluşması halinde belli öngörülere göre hazırlanmış yürürlükteki imar planlarının, üst ölçekten en alt ölçeğe kadar yenilenmesi gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen ölçütlere göre hazırlanan imar planları zamanla planlanan alandaki koşulların zorunlu kıldığı biçimde ve yasalarda öngörülen yöntemlere uygun olarak değiştirilebilir. Yapılan plan değişikliklerinin amaç yönünden yargısal denetimi bu değişikliği zorunlu kılan nedenlerin irdelenmesi yoluyla yapılır. Bu irdelemeden sonra, sadece plan kapsamına alınan belirli bir yerin plan içindeki durumu incelenerek sonuca varılamayacağı, planlanan alanın özel niteliklerinin yanı sıra planın bütünlüğü içinde planlanan yörenin koşulları, taşınmazın bulunduğu bölgenin genel özellikleri, çevre, ulaşım, trafik gibi ilişkilerinin kapsamlı bir biçimde ele alınarak kamu yararına uyarlık bulunup bulunmadığının araştırılması gerekeceği açıktır.
İmar planlarında değişiklik yapılırken kentsel planlamanın en temel unsurlarından birisi, imar planlarının kademeli birlikteliği ilkesine göre alt ölçekli planların üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkelerine ve kararlarına uyumunun gözetilmesidir.
3194 sayılı İmar Kanununda da belirtildiği gibi nazım imar planı gibi üst ölçekli imar planları, alt ölçekli imar planlarına göre daha genel, soyut ve kapsamlı olduğu, temel ilkelerin, stratejilerin ve bunların belirlediği ana planlama kararlarının tespit edildiği belgelerdir. Bu sebeple, üst ölçekli imar planlarında belirlenen parsel fonksiyonlarının konum ve büyüklüklerinin alt ölçeğe aynen aktarılması yerine ölçeğinin gerektirdiği ayrıntıların yer alması tabiidir. Başka bir ifadeyle, planlama alanına yönelik olarak, alt ölçekli planların, üst ölçekli planlarda belirlenen kullanımlardan daha fazla detay içerebileceği planlamanın temel unsurlarından birisi olsa da bu farklılaşmanın ne ölçüde olması gerektiği önem arz etmektedir. Bu çerçevede, üst ölçekli planda belirlenen temel kullanım belirlemesinin alt ölçekli plana aktarılması ve alt ölçekte yer alan kullanımın bu temel kullanım ile çelişmemesine dikkat edilmesi gerekmektedir. Üst ölçekli planda belirlenen temel kullanım ile çelişmeyen ancak alt ölçekli planda bu kullanımın gerektirdiği belli diğer kullanımlar da yer alabilecektir.
Diğer taraftan; Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 19.maddesinin 3.fıkrasında yer alan, " Çevre Düzeni Planlarının hazırlanması sürecinde planlama alanı sınırları kapsamındaki tüm veriler 1/25.000 ölçekli harita hassasiyetinde hazırlanır." kuralı, 4.fıkrasında, "Plan hazırlık sürecinde ihtiyaç duyulan veri, bilgi ve belgeler; ilgili veriyi hazırlamakla sorumlu kurum ve kuruluşlardan, bilimsel çalışmalardan ve uzmanlarca arazide yapılacak çalışmalardan elde edilir." kuralı, uyarınca dava konusu 1/25.000 ölçekli nazım imar planı hazırlanırken 2015 tarihli 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı için alınan kurum görüşlerinin kullanılmasında mevzuata aykırılık görülmemiştir.
Her ne kadar, dava konusu alanı kapsayan 1/25000 ölçekli nazım imar planı değişikliği 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planına uygun ise de, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan 2038 Ankara 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, … sayılı kararı ile iptaline karar verilmiş, bu karar temyiz edilmeden kesinleştiği tespit edilmiş ise de işlem tarihinde yürürlükte olan İmar Kanunu'nun 5. maddesinde nazım imar planlarının "varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak" hazırlanması gerektiğini hüküm altına alındığından, üst ölçekli çevre düzeni planının olmaması ve/veya yargı kararı ile iptal edilmiş olması planı tek başına kusurlandırmayacaktır.
Dava konusu planda konut alanı olarak belirlenen alanlar yönünden plan karaları incelendiğinde, leke plan niteliğinde bulunan dava konusu planın ölçeği (1/25.000) gözönünde bulundurulduğunda parsel bazında kararların üretilmesinin mümkün olmayacağı gibi genel arazi kullanım kararlarının değerlendirildiği, planın önceki kullanımına koşut olarak konut alanı olarak belirlendiği, sosyal ve teknik donatı alanlarının ancak alt ölçekli planlarla belirlenebileceği, 1/5000 ölçekli nazım imar planının 1/25.000 ölçekli nazım imar planının ölçek bazında ayrıntırılandırılmasına yönelik olarak düzenleneceği, alanda artan nüfusa karşı ayrılması gereken ve 1/25.000 ölçekli planın leke plan olması itibariyle ölçek bazında gösterilemeyen sosyal ve teknik donatı alanlarının alt ölçekli 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planında belirleneceği sonucuna varılmıştır.
Kaldı ki, alanda artan nüfusa karşı ayrılması gereken sosyal ve teknik donatı alanlarının alt ölçekli 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planında belirlenecektir.
Dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgenin geniş kapsamlı olarak Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilen 1/25000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı ile planlandığı, sözü edilen planın Plan Açıklama Raporunun 9 sayılı Planlama Bölgelerinin İrdelenmesi kısmının, 9.1. sayılı Planlama Bölgeleri Tespiti ve Bölgecikler bölümünün 3. sayılı Güneybatı Planlama Bölgesi kısmında, "kentin 1980’li yılların sonundan itibaren en fazla speküle edilen ve en önemli kentsel gelişmelerin yaşandığı alanı tanımlamaktadır. Eskişehir Yolunun temel omurga olduğu, Çankaya, Yenimahalle ve Gölbaşı ilçelerinin bir bölümünün kaldığı bölge, daha önce otoyol içi ve dışı olmak üzere ele alınmış, bölgeyi Temelli ile birleştiren farklı ölçeklerde plan onamaları gerçekleştirilmiştir. Kentin en yoğun speküle edilen bu koridorunun mevcut planların da gözden geçirilmesi ve gereğinde revizyonu suretiyle “Güneybatı Ankara Koridoru” olarak havza bazında ele alınması öngörülmektedir." ifadesine yer verilmiştir.
Yine aynı açıklama raporunun Güneybatı Planlama Bölgesi başlığı altında Belediyelerin Onaylı Planlarının İrdelenmesi kısmının KY4-İNCEK-KIZILCAŞAR altkısmında, "İncek (55) üst bölgeciğinin oluşturduğu kentsel yerleşik doku ile bu alanla bütünleşen ve süreç içerisinde planlama çalışmaları tamamlanarak yapılaşmaların başladığı İncek – Kızılcaşar –Taşpınar konut gelişme bölgelerini tanımlamaktadır. Bu bölgeyi oluşturan bölgelerde 2000 yılı nüfus sayımına göre 7.987 kişinin yaşadığı bilinmekle birlikte bu nüfusun yaklaşık tamamının onaylı planlarına göre yapılaşması tamamlanmış alanlarda, geriye kalan çok az miktarının ise dönüşüm sürecinde bulunan kırsal yerleşim dokusunda yaşadığı hesap edilmiştir. Günümüzde üst /orta gelir grubunun yer şeçtiği ve yoğun bir yapılaşma eğiliminin bulunduğu İncek –Kızılcaşar bölgesi aksındaki bu eğilimi kontrol altına alarak kentsel gelişme eğilimini yönlendirmek üzere büyükşehir belediyesince sürdürülen planlama çalışmaları ile 65.000 kişilik bir nüfus ataması yapılmıştır. Günümüze kadar yapılan planlama çalışmalarında bölge için belirlenen 65.000 kişilik plan nüfusu kapasitesinin hayata geçirilmesi öngörülmüştür." tespiti bulunmaktadır.
Dava konusu planda bilirkişiler tarafından tarım arazilerinin yapılaşmaya açılması eleştirilmiş ise de tarım toprakları kendi içerisinde sınıflandırılmış olup verimli tarım alanları mevzuatla korunmaktadır. Herhangi bir yerde tarım alanlarının yapılaşmaya açılabilmesi için ilgili kurumlardan görüş alınması gerekmektedir. Dolayısıyla tarım alanlarına ilişkin tüm değerlendirmeler mevzuatın yanısıra kurum görüşleri ile birlikte irdelendikten sonra bir sonuca ulaşılmalıdır.
1/25.000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı Açıklama Raporu 9.2.3. sayılı Güneybatı Planlama Bölgesi kısmının Plan Müdahale Biçimi alt kısmında, "yapılacak plan revizyonu ile ulaşım sistemi yeniden kurgulanarak kademelenme yapılması" öngörülmüştür. Bu çerçevede, bölgede öngörülen nüfusa hizmet veren 1, 2 ve 3.derece yol/ulaşım kademelenmesi yapıldığı görülmektedir. Bu çerçevede, Karayolu Projelerine ilişkin 1/50.000 ölçekli Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi Çevre Düzeni Planı Değişikliği ile Ankara ili, Gölbaşı ilçesi, Bilkent Şehir Hastanesi İncek-Pozantı Otoyolu Bağlantısı kavşak düzenlemesi ve çevresine ilişkin 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı kararı ile 1 nolu Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 109. maddesi uyarınca onaylanıp Tabiat Varlıklarını Koruma Şube Müdürlüğü ilan panosunda 02.03.2020 tarihinden itibaren 1 (bir) ay süreyle askıya çıkarılmıştır.
Yine, Bilkent Şehir Hastanesi İncek-Pozantı Otoyolu Bağlantısına ilişkin 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama revizyon imar planı Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 12.08.2020 tarih ve 870 sayılı kararıyla onaylanmıştır. Kararda, Ankara ili çevre düzeni planı ana karar ve öngörüleri doğrultusunda, birbirine entegre edilmek suretiyle Eskişehir Yolu'ndan başlayıp çevre yoluna ve Pozantı Otoyoluna bağlantı sağlanmasının amaçlandığı, Ankara'nın kuzey ve güney bağlantılarını sağlayan yeni bir ana aks olma potansiyeline sahip öneri yol projesinin, Pozantı Otoyolu’nun kent ulaşım sistemine entegre edilmesine imkan sunarak bağlantı yolları ile birlikte kent ölçeğinde acil çözüm bekleyen Haymana Yolu'nun rahatlatılmasına imkan sunacağı, halihazırdaki yolların sürekliliğinin ve devamlılığının sağlanıp taşıt trafiği yükünün azaltılarak trafiğin güvenli hale getirilebileceği, Sağlık Bakanlığınca il, bölge ve ülke ölçeğinde hizmet vermek üzere faaliyete geçen Bilkent Şehir Hastanesinin ulaşılabilirliğinin arttırılmasının ekonomiyi olumlu etkileyeceği, var olan ve artması öngörülen taşıt trafiği yüküne çözüm getirebileceği, aksi halde Ankara'ya, çevre şehirlere ve tüm ülkeye hizmet etmesi öngörülen Bilkent Şehir Hastanesine erişim kabiliyetinin yetersiz olması (seyahat süresinin uzun olması, kat edilecek mesafenin fazla olması gibi) yüzünden emisyonların ve atıkların artacağı ye bu durumun otobüs, dolmuş vb karayolu ile yapılan toplu ulaşımı da olumsuz etkileyeceği bu suretle söz konusu ulaşım aksının elzem olduğu, sorunsuz akan, işleyen ve erişim mesafesini kısaltan yolların varlığıyla taşıt ile yolda geçen zamanın, çevre kirliliğinin, kaynak israfının ve toplum psikolojisi üzerindeki olumsuz baskının azalacağı hususları öngörülmektedir.
İdare Mahkemesince karara dayanak alınan bilirkişi raporunda ise ulaşım kararları ile ilgili de bazı eleştiriler yer almış, ulaşım ile ilgili Ankara kenti bütünü çerçevesinde kararlar üretilmediği, bağlantı sağlayan yolların parçacıl olduğu ve sürdürülebilir ulaşım ilkelerine aykırı kararlar getirildiği yönünde görüş bildirilmiş olmakla birlikte, bilirkişi heyetinde ulaşım konusunda uzman bir bilirkişinin yer almadığı, planlanan alana ilişkin ulaşım kararlarına karşı açılmış ve kesinleşmiş mahkeme kararlarının dikkate alınmadığı anlaşıldığından öncelikle kesinleşen mahkeme kararları da dikkate alınması ve ulaşım konusunda uzman bir bilirkişi incelemesi ile birlikte ulaşım kararlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, bakılan davada bilirkişiler tarafından verilen rapor uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayacak nitelikte sağlam ve net olgulara, yeterli bilimsel veriler ve nesnel bir incelemeye dayanmadığından itibar edilmesine ve karara dayanak olarak alınmasına olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda dava konusu edilen imar planıyla öngörülen plan kararlarının aralarında ulaşım konusunda uzman olan bir bilirkişi heyeti ile yeniden ve yerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak detaylı ve somut olarak değerlendirilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerektiğinden, dava konusu işlemin iptaline ilişkin idari mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 15/02/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.