23. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/6185 Karar No: 2020/689 Karar Tarihi: 04.02.2020
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/6185 Esas 2020/689 Karar Sayılı İlamı
23. Hukuk Dairesi 2016/6185 E. , 2020/689 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı şirket vekili ile birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R - Asıl ve birleşen davada davacı vekili, davalı borçluların garanti sözleşmesi tahtında ödenmeyen borçlarının tahsili amacıyla iflas yoluyla takip yapıldığını, haksız itiraz üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek, itirazların kaldırılması ile davalıların iflaslarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl ve birleşen davada davalılar vekilleri, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile dava dışı .... Şti. arasında kredi sözleşmesi imzalandığı, davalıların bu sözleşmeye garantör oldukları, ödenmeyen kredi borcu nedeniyle davacının talep edebileceği asıl alacağın 17.654.599,93 Euro işlemiş faiz tutarının ise 317.694,53 TL olarak hesaplandığı, depo emrine esas alacağın tüm ferileri ile birlikte 85.570.072,79 TL olarak belirlendiği, depo emrinin davalılara usulünce tebliğine rağmen verilen 7 günlük kesin süre içerisinde borcun ödenmediği, alacağın sigortalı olduğu konusunda isbata yarar belge ibraz edilmediği, davalı ..."ın tacir olmayıp diğer davalı şirket yönetim kurulu üyesi olduğu, şirket yönetim kurulu üyesi olmanın tek başına tacir olmayı gerektirmediği sonucuna varılarak tacir olmayan hakkında da iflas kararı verilemeyeceği gerekçesiyle, birleşen davanın reddi ile asıl davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, asıl davada davalı şirket vekili ile birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl davada davalı şirket vekili ile birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl davada davalı şirket vekili ile birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.