12. Ceza Dairesi Esas No: 2019/12699 Karar No: 2020/2397 Karar Tarihi: 04.03.2020
Yargı görevi yapanı - bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/12699 Esas 2020/2397 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi 12. Ceza Dairesi tarafından verilen kararda, sanık hakkında açılan yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan beraat kararı verilmiştir. Şikayetçi şirketin, suçtan doğrudan zarar görmediği nedeniyle davaya katılma hakkı bulunmadığı gözetilmeksizin davaya katılmasına karar verilmesi hukuki değerden yoksun olup, hükmü temyiz yetkisi vermemektedir. Kararda CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince beraat kararı verildiği belirtilmektedir. Ayrıca, mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan \"suçtan zarar görme\" kavramının, dolaylı veya muhtemel zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığı kabul edilmiştir. Bu husus, Ceza Genel Kurulunun kararlarına da atıfta bulunarak açıklanmıştır.
12. Ceza Dairesi 2019/12699 E. , 2020/2397 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs Hüküm : CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraat
Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan “suçtan zarar görme” kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu gerek Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11.04.2000 tarihli ve 65–69, 22.10.2002 tarihli ve 234–366, 04.07.2006 tarihli ve 127–180, 03.05.2011 tarihli ve 155–80, 21.02.2012 tarihli ve 279–55, 15.04.2014 tarihli ve 599-190, 28.03.2017 tarihli ve 214-206 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25.03.2003 tarihli ve 41–54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında, sanık hakkında adliyeye karşı işlenen yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan açılan kamu davasında; sanığa atılı suçun koruduğu hukuki yarar ve niteliği itibariyle şikayetçi şirketin sanığa yüklenen suçun mağduru olmadığı ve suçtan doğrudan zarar görmemesi nedeniyle davaya katılma hakkı bulunmadığı gözetilmeksizin davaya katılmasına karar verilmiş olması hukuki değerden yoksun olup, hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden, şikayetçi vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi gereğince isteme aykırı olarak REDDİNE, 04.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.