10. Hukuk Dairesi 2012/6428 E. , 2012/6990 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Dava, trafik-iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirin 506 sayılı Yasanın 9 - 10.maddeleri uyarınca rücuan tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı .... Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dairemizin bozma ilamı ile, davanın yasal dayanağının 506 sayılı Yasanın 9 - 10.maddesi olduğu, trafik iş kazasının %100 teknik arızaya bağlı olarak meydana geldiği, sigorta müfettiş raporundaki tespit ile, işe giriş bildirgesinin içeriğinin açıkça çelişmesi nedeniyle, davalı şirket yönünden 9 - 10 madde koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması, sigortalının daha önce .... işyerinden bildirilmiş olması nedeniyle, bu işyerinden hiç ayrılmamış ise, bu şahsın davaya iştirakinin sağlanması ile, gerekli incelemenin yapılması yönünden bozulmuş; mahkemece, bozma sonrası dinlenen tanık İrfan Dal"ın beyanları dikkate alınarak davanın dahili davalı ...yönünden husumet nedeniyle, davalı şirket hakkında ise, 9-10.madde koşulları oluşmadığından, 26.maddedeki sorumluluğun ise, kusur esasına dayalı olması, kazanın oluşumunda ise, işverenin bir kusurunun bulunmaması nedeniyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Bozma ilamı sonrası dinlenen tanık... kazalının daha önce Aytül Ülgen nezdinde çalışmakta iken emekli olmak için işten ayrıldığını, bir iki ay sonra ise, davalı şirket nezdinde işe girdiğini belirtmiş ise de, daha önce Kurum Müfettişi tarafından alınan ifadesinde, kazalının hiç ayrılmadan çalışmaya devam ettiğini belirtmesi, davalının eşinin de aynı şekilde beyanda bulunmuş olması nedeniyle, müfettiş raporunda tespit edildiği üzere, davalı şirket hakkında 506 sayılı Yasanın 9-10.madde koşullarının somut olayda gerçekleştiğinin kabulü ile, 506 sayılı Yasanın 26. maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve...sayılı kararı ile 26. maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı, ya da, hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, anılan Yasanın 10 ve 26. maddesinde artışların istenemeyeceği, ilk peşin değerli gelirlerin; tazmin sorumlularının kusuruna isabet eden miktarıyla sınırlı şekilde hüküm kurulması gerektiği nazara alınarak, somut olayda işverenin %100 kusurlu olduğu kabul edilerek, ilk peşin değerli gelirden Borçlar Kanununun 43 ve 44. maddeleri uyarınca hakkaniyet indirimi yapılarak Kurumun rücu alacağına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalı şirket yönünden de davanın reddi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Anılan aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden; açıldığı tarihteki mevzuat ve içtihatlara uygun olan davada, anılan iptal hükmünden kaynaklanan red nedeniyle, tarafların sorumluluğu bulunmadığı için davacı Kurum’un davada haksız çıkan taraf olarak nitelenip anılan sebeple reddedilen kısım nedeniyle vekalet ücretiyle sorumluluğuna hükmedilmesi olanağının da bulunmadığı yönü gözetilerek ve ayrıca Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesi gereğince “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Belirlenen bu ücret Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre tespit edilen ücretten az olamaz.” içerikli açık yasal düzenlemedeki son cümle olan „Belirlenen bu ücret Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre tespit edilen ücretten az olamaz.” İfadesinin yürürlüğünün .... İdari Dava Daireleri Kurulunun 30.06.2011 günlü, YD İtiraz No:2011/321 sayılı Kararı ile yürütmenin durdurulması kararı verilmiş olduğundan ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde yer alan, “Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır.” hükmü gözetilerek, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Kanunun Geçici 3.maddesi yollamasıyla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 436. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ:Hüküm fıkrasının içeriğinin tamamen silinerek, yerine;
“1-Davalı ... yönünden açılan davanın husumet nedeniyle reddine,
2-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirmesi nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre ve yukarda belirtilen Danıştay kararına göre takdir edilen 141,58 TL avukatlık parasının davacı Kurumdan alınarak davalı... verilmesine,
3-Bu davalı için yapılan yargılama giderlerinin davacı Kurum üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı ... . Yönünden 506 sayılı Yasanın 9-10.madde koşullarının oluştuğu anlaşılmakla, Borçlar Kanununun 43,44.maddeleri uyarınca hakkaniyet indirimi uygulanarak %50 kusur ile sorumlu tutulmasına, hak sahipleri ... bağlanan gelirlerin ilk peşin değerinin %50 kusur karşılığı 361,53 TL"nin onay tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı şirketten alınarak davacı Kuruma verilmesine,
5-492 sayılı Harçlar Yasasına göre alınması gereken 21,35 TL harcın davalı şirketten tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
6-Davada kendisini vekil ile temsil ettiren Kurum lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre ve yukarda belirtilen .... kararına göre, 43,38 TL avukatlık parasının davalı şirketten tahsili ile davacı Kuruma verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 498,85 TL yargılama giderinin davalı şirketten tahsili ile davacı Kuruma verilmesine,” ibaresinin yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.