Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2020/6348
Karar No: 2022/717
Karar Tarihi: 15.02.2022

Danıştay 10. Daire 2020/6348 Esas 2022/717 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2020/6348 E.  ,  2022/717 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2020/6348
    Karar No : 2022/717

    TEMYİZ EDENLER (DAVACILAR) : 1- …
    2- …
    VEKİLLERİ : Av. …

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
    VEKİLLERİ : Hukuk Müşaviri Av. …

    MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : …

    İSTEMLERİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    DAVANIN_KONUSU : Davacılar tarafından, çocukları …'ın 28/08/2012 tarihinde Kızılcahamam Devlet Hastanesinde sünnet olduğu sırada hastane yönetiminin kusurlu eylemi sonucu vefat ettiği iddia edilerek … için 1.000,00 TL maddi (miktar artırımı ile birlikte 76.315,11 TL), 200.000,00 TL manevi; ... için 1.000,00 TL maddi (miktar artırımı ile birlikte 47.819,86 TL), 200.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 124.134,97 TL maddi, 400.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

    YARGILAMA SÜRECİ :İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararıyla; 124.134,97 TL maddi tazminat ile davacı anne ve baba için ayrı ayrı 75.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın davalı idareden alınarak davacılara ödenmesine, maddi tazminatın 2.000,00 TL'lik kısmı ile hükmedilen manevi tazminata idareye başvuru tarihi olan 10/09/2014 tarihinden itibaren, maddi tazminatın 83.832,00 TL'lik kısmına ilk ıslah dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği tarih olan 31/07/2018 tarihinden itibaren, geriye kalan 38.302,97 TL'lik kısmına ise ikinci ıslah dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği tarih olan 14/10/2019 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin ve faiz istemlerinin reddine karar verilmiştir.

    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesince, tarafların ve davalı idare yanında müdahilin istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, olayda açık ve ağır bir hizmet kusurunun bulunduğu, hükmedilen manevi tazminat miktarının olayın ağırlığını ortaya koyacak nitelikte olmadığı, benzeri olayların bir daha yaşanmaması için caydırıcı olmaktan uzak olduğu, işletilecek yasal faizin başlangıç tarihinin hatalı olduğu ileri sürülmektedir.
    Davalı idare tarafından, olayda hizmet kusurunun bulunmadığı, ikinci kez ıslah talebinde bulunularak miktarın artırıldığı, hükmedilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğu ileri sürülmektedir.

    TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Taraflarca karşılıklı olarak temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır. Davalı idare yanında müdahil tarafından savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : İdare Mahkemesince hükmedilen manevi tazminat miktarının, olaydaki hizmet kusurunun ağırlığını ortaya koyacak nitelikte olmadığı sonucuna varılmış olup, davacıların manevi tazminat taleplerine yönelik temyiz istemlerinin kabulü, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen reddine ilişkin kısmının bozulması, diğer kısımlarının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    Öte yandan; davacılar tarafından, hükmedilen tazminat miktarına olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 13. maddesinde idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi itibarıyla yasal faiz uygulanması, Danıştay'ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
    2577 sayılı Kanun'da, tam yargı davalarında dava dilekçesindeki miktarın artırımına olanak tanıyan düzenleme uyarınca, davanın kabul edilmesi halinde artırılan tazminat miktarı yönünden ise faize, idarenin temerrüde düştüğü tarih olan miktar artırımına ilişkin dilekçenin idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren hükmedilmesi gerektiği açıktır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Tarafların temyiz istemlerinin REDDİNE,
    2. … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
    3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin iadesine, esas yönünden oy birliğiyle, miktar artırımı suretiyle artırılan maddi tazminat miktarına işletilecek yasal faizin başlangıç tarihi yönünden ise oy çokluğuyla, 15/02/2022 tarihinde kesin olarak karar verildi.


    (X) KARŞI OY :
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği kuralı yer almakta olup, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, görevli olmayan adli yargıda dava açılması halinde adli yargıda dava açıldığı tarih itibarıyla yasal faiz uygulanması, Danıştay’ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
    Dava şartı olan ön karar için idareye yapılan başvuruda ihlal edilen hakkın yerine getirilmesinin istenilmesi esas olup, idare ile işin esasında ihtilafa düşüldükten, başka bir ifadeyle idare tazminat istemi karşısında direnmeye (temerrüde) düşürüldükten sonra davacının tazminat miktarını dava açarken serbestçe tayinine hukuki bir engel bulunmamaktadır. Nitekim Danıştay’ın yerleşik içtihatları da bu doğrultudadır.
    AİHM tarafından, devletin sorumluluğuna ilişkin tam yargı davalarında talep edilen tazminatın daha yüksek olduğunun dava devam ederken anlaşılması durumunda, davacıya talep edilen miktarı arttırma hakkı verilmemesinin adil yargılanma hakkının ihlali olarak kabul edilmesi nedeniyle istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı Kanun'un 16. maddesinin 4. fıkrasına 30/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile, “Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir.” cümlesi; aynı Kanun'un 5. maddesi ile de, 2577 sayılı Kanuna Geçici 7. madde olarak, “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dahil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır.” cümlesi eklenmiştir.
    Aktarılan düzenlemeyle, nihai karar verilinceye kadar harcı ödenmek ve bir defaya mahsus olmak üzere, “süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin” dava dilekçesinde gösterilen tazminat miktarının artırılmasına imkan verilmektedir. Böylelikle, artırılan miktar açısından da dava dilekçesinin verildiği tarihteki hukuksal koşullar geçerli bulunmaktadır.
    Yapılan bu açıklamalar karşısında, miktar artırımına ilişkin dilekçenin yeni bir dava niteliğinde olmayıp mevcut davada talep edilen tazminat miktarının ıslah suretiyle artırımına olanak sağlayan yasal bir hakkın kullanımına ilişkin olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, artırılan tazminat miktarı yönünden davanın kabul edilmesi halinde, yasal faizin başlangıcının bu miktar yönünden de, idarenin uyuşmazlığın esasında ihtilafa, bir başka anlatımla temerrüde düştüğü tarih olduğu; aksi bir durumun hakkaniyete aykırı olacağı sonucuna varılmaktadır.
    Bu itibarla, olayda, davacılara ödenecek maddi tazminatın miktar artırımına ilişkin dilekçeler ile artırılan tazminat miktarları yönünden de yasal faizin başlangıç tarihinin ön karar için davalı idareye yapılan başvuru tarihi olduğu, artırılan tazminat miktarlarına miktar artırım dilekçelerinin davalı idareye tebliğ edildiği tarihlerden itibaren faiz işletilmesine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurularının reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmının belirtilen gerekçe ile bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi