Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2016/2487
Karar No: 2022/419
Karar Tarihi: 15.02.2022

Danıştay 13. Daire 2016/2487 Esas 2022/419 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2016/2487 E.  ,  2022/419 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2016/2487
    Karar No : 2022/419

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Beton İnşaat Yapı Malzemeleri Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
    VEKİLİ : Av. ...
    KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Kurumu
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, sanayi abone grubu yerine ticarethane abone grubu tarifesine göre fiyat farkı tahakkuk ettirilmesi nedeniyle dağıtım lisansı sahibi olan ... Elektrik Dağıtım A.Ş. (...) hakkında yürütülen soruşturma sonucunda; anılan dağıtım şirketinin fark faturası çıkarmasının, 3002 sayılı Kurul Kararı'nın eki 21 Dağıtım Şirketi İçin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar'ın 1. maddesinin (a) bendinde yer alan "Sanayi sicil belgelerinin vize bitim tarihinin içinde bulunduğu fatura döneminden sonraki ilk fatura dönemi sonuna kadar yenilenerek dilekçe ekinde ibraz edilmemesi hâlinde tüketimleri ticarethane abone grubu tarifesinden faturalandırılır." kuralına aykırılık teşkil etmediği; bazı sanayi kuruluşlarına fatura üzerinde sanayi sicil belgesi sürelerinin dolmakta olduğuna ilişkin uyarı yapılırken bazı illerde bu ikazların yapılmayarak "eşit taraflar arasında ayrım gözetilmemesi" ilkesine aykırı davranılmasının 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 9. maddesinin ikinci fıkrası ile Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği'nin 25. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine aykırı olduğu, bu nedenle ... Elektrik Dağıtım A.Ş.'ye ihtarda bulunulmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; dava konusu işlemin birinci kısmında, ...'ın, 31/12/2012 tarihinden önce abone grubu değişikliğini zamanında yapmayarak fark faturası çıkarmasının 3002 sayılı Kurul Kararı'nın eki 21 Dağıtım Şirketi İçin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar'ın 1. maddesinin (a) fıkrasına aykırılık teşkil etmediği anlaşıldığından, bu hususta yürütülen soruşturmanın sona erdirilmesine, fark faturalarının tarifeler yoluyla geri alınması işlemlerinin Tarifeler Dairesi Başkanlığı tarafından başlatılmasına ve işlemlerin takibinin anılan Daire'ce yürütülmesine karar verildiği, sanayi abonelerinin, vizesi bitmiş sanayi sicil belgelerinin vizelerini yenileyerek elektrik dağıtım şirketlerine ibrazı zorunluluğunun, 4628 sayılı Kanun uyarınca dağıtım ve perakende satış tarifelerine ilişkin fiyat, hüküm ve şartları ve bu kapsamda abone gruplarını belirleme konusunda yetkisi bulunan davalı idarenin onayladığı 21 Dağıtım Şirketi İçin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar'dan kaynaklandığı, bu düzenlemenin usul ve esasların uygulamaya tâbi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı, ayrıca işbu düzenleme ile ilk abonelik başvurusu sırasında sanayi abone grubundan sözleşme yapılabilmesi için gerekli olan sanayi sicil belgesinin, sözleşme imzalandıktan sonraki dönemde ve sözleşme süresi boyunca dağıtım şirketine ibrazı zorunluluğu getirilerek, ilgilisinin halâ sanayi tesisi olup olmadığı ve davalı idare tarafından yapılan düzenlemelerle aboneler için getirilen tarife avantajlarından yararlanıp yararlanamayacağının, abonenin kullanmış olduğu elektriğe ilişkin fiyatlandırmanın başka bir tarife sınıfı veya tarife grubu üzerinden yapılmasının gerekip gerekmediğinin tespiti ve bunun teyit edilmesinin amaçlandığı, davacı şirketin, anılan Kurul kararına karşın, sanayi sicil belgesinin süresi dolmuş olmasına rağmen vizesi yenilenmiş sanayi sicil belgesini dağıtım şirketine ibraz etmediği, her ne kadar, davacı şirketçe, anılan Usul ve Esaslar'ın "17) Tarife Uygulamaları Kapsamında Abonelerin Bilgilendirilmesi" başlıklı kısmında belirtilen hususlara göre, kendilerine bildirim yapılması gerektiği iddia edilmekte ise de anılan düzenlemenin, bu Usul ve Esaslar'ın yürürlüğe girmesi ile birlikte, abone grubu veya tarife uygulamaları bakımından mevcut durumunda değişiklik oluşan, yeniden belge ibraz etmesi gereği bulunan veya dağıtım şirketince bilgilendirilmesi gerekli görülen aboneler için uygulanacağı, uyuşmazlık konusu olayda böyle bir durumun söz konusu olmadığı, kullanıcılar için geriye yönelik olarak fark faturası çıkarılmasını engelleyen bir düzenleme de mevcut olmadığından, dava konusu işlemin, ...'ın, 31/12/2012 tarihinden önce abone grubu değişikliğini zamanında yapmayarak fark faturası çıkarması hususunda yürütülen soruşturmanın sona erdirilmesine, dava konusu işlemin fark faturalarının tarifeler yoluyla geri alınması işlemlerinin Tarifeler Dairesi Başkanlığı tarafından başlatılmasına ve işlemlerin takibinin anılan Daire'ce yürütülmesine karar verilmesine ilişkin dava konusu işlemin birinci kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı,
    Dava konusu işlemin ikinci kısmında, ...'ın, bazı sanayi kuruluşlarına fatura üzerinde sanayi sicil belgesi sürelerinin dolmakta olduğuna ilişkin uyarı yaparken bazı illerde bu ikazları yapmayarak eşit taraflar arasında ayrım gözetilmemesi ilkesine aykırı davrandığı hususunda taraflar arasında tartışma bulunmadığı, taraflar arasındaki tartışmanın, anılan fiil nedeniyle uygulanacak olan yaptırımın, hangi tarihte yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre belirleneceğine yönelik olduğu, suç ve cezaların yasallığı ilkesi gereği Türk Ceza Kanunu'nun 7. maddesinde öngörülen, bir suçun işlendiği zamanki kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanun hükümlerinin birbirinden farklı olması hâlinde failin lehine olan kanunun uygulanması şeklinde ifadesini bulan lehe uygulama ilkesinin idarî yaptırımlar açısından da uygulanması gerektiği, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 14/03/2013 tarih ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 16. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, bu Kanun, ikincil mevzuat veya lisans hükümlerine aykırılık yapılmış olduktan sonra niteliği itibarıyla düzeltme imkânı olmayacak şekilde aykırı davranılması durumunda ihtara gerek kalmaksızın beş yüz bin Türk Lirası idarî para cezası verileceğinin belirtildiği, buna karşın, yaptırıma esas fiilin işlendiği dönemde yürürlükte bulunan mülga 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 11. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde ise, bu Kanun hükümlerine ve çıkarılan yönetmelik, talimat ve tebliğlere aykırı hareket edildiğinin saptanması hâlinde, aykırılığın otuz gün içinde giderilmesinin ihtar edileceği ve yapılan yazılı ihtara rağmen aykırı durumlarını devam ettirenlere, idarî para cezası verileceğinin ifade edildiği, bu hâliyle fiilin işlendiği dönemde yürürlükte bulunan kanun hükmü ilgilinin lehine olduğundan, dava konusu işlemin, lehe olan kanun hükmünün uygulanması ilkesine göre tesis edilen ikinci kısmında da hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, geçmişe dönük faturalandırma yapılamayacağı, fark faturası düzenlenmesinin hukukî dayanağının bulunmadığı, dağıtım lisansı sahibinin kendi ihmâlinden yarar elde etmesinin hukuken korunamayacağı ileri sürülmüştür.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kısmen kabulü ile dava konusu Kurul kararının birinci kısmı yönünden davanın reddi yolundaki Mahkeme kararının bozulmasına; temyiz isteminin kısmen reddi ile dava konusu Kurul kararının ikinci kısmı yönünden davanın reddi yolundaki Mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    MADDİ OLAY:
    Davacı, Eskişehir ilinde sanayi işletmesi olan bir şirkettir.
    ...'ın, Eskişehir ilinde sanayi işletmesi olan ve sanayi sicil belgesini ibraz etmeyen bazı abonelere fark faturası çıkarmadan önce bilgilendirme yaptığı, bazı abonelere ise böyle bir bilgilendirme yapmadığı iddiasına yönelik olarak Kurul tarafından yürütülen soruşturma sonucunda, ...'ın, fark faturası çıkarmasının, 3002 sayılı Kurul Kararı'nın eki 21 Dağıtım Şirketi İçin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar'ın 1. maddesinin (a) bendinde yer alan, "Sanayi sicil belgelerinin vize bitim tarihinin içinde bulunduğu fatura döneminden sonraki ilk fatura dönemi sonuna kadar yenilenerek dilekçe ekinde ibraz edilmemesi hâlinde tüketimleri ticarethane abone grubu tarifesinden faturalandırılır." kuralına aykırılık teşkil etmediği; bazı sanayi kuruluşlarına fatura üzerinde sanayi sicil belgesi sürelerinin dolmakta olduğuna ilişkin uyarı yapılırken bazı illerde bu ikazların yapılmayarak "eşit taraflar arasında ayrım gözetilmemesi" ilkesine aykırı davranılmasının 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 9. maddesinin ikinci fıkrası ile Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği'nin 25. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine aykırı olduğu, bu nedenle ...'a ihtarda bulunulmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı Kurul kararı alınmıştır.
    Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 30. maddesiyle başlığı "Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun" olarak değiştirilen 4628 sayılı Kanun'un dava konusu Kurul kararının tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan 1. maddesinde, "Bu Kanunun amacı; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için, rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin yapılmasının sağlanmasıdır"; 2. maddesinin ikinci fıkrasında, "Piyasada faaliyet gösterecek tüzel kişilerin faaliyetlerinde uymaları gereken usul ve esaslar bu Kanun ve ilgili yönetmeliklerle düzenlenir."; 13. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, "Kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Bir gerçek veya tüzel kişinin tabi olduğu tarifede öngörülen ödemelerden herhangi birisini yapmaması hâlinde, söz konusu hizmetin durdurulmasını da içeren usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir. Tarife onayı gerektiren bir lisansın verilmesi ile birlikte, içinde bulunulan yıla ait tarife de Kurulca incelenerek onaylanır." kuralına yer verilmiş; 5. maddesinin altıncı ve yedinci fıkralarında ise, "Tüketicilere güvenilir, kaliteli, kesintisiz ve düşük maliyetli elektrik enerjisi hizmeti verilmesini teminen gerekli düzenlemeleri yapmak, bu Kanun hükümlerinin uygulanması ve bu Kanunla kendisine verilen görevleri yerine getirmek için gerekli olan ve piyasada rekabeti geliştirmeye yönelik olarak gerçek ve tüzel kişilerin uymaları gereken, talimatları ve tebliğleri, şebeke yönetmeliğini, dağıtım yönetmeliğini, müşteri hizmetleri yönetmeliğini ve dengeleme ve uzlaştırma yönetmeliğini onaylamak." Kurul'un görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
    Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği'nin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan "Abone grupları" başlıklı 22. maddesinde, "Tarife önerilerinde yer alan abone grupları temel olarak mesken, sanayi, ticarethane, tarımsal sulama ve aydınlatma gruplarından oluşur. Tarifeleri düzenlemeye tabi tüzel kişiler tarafından alt gruplar ya da bölgesel özellikler ve yük eğrilerine göre yeni abone grupları önerilebilir. Ancak, aynı abone grubuna dahil edilen tüketicilerin benzer maliyet yapısına ve benzer tüketim veya talep eğilimine sahip olması zorunludur." kuralına yer verilmek suretiyle temel abone grupları belirlenmiştir.
    25/09/2002 tarih ve 24887 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren mülga Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin 23. maddesinde, "(1) Ödeme bildirimine ilişkin hatalar; hatalı sayaç okunması, yanlış tarife veya yanlış çarpım faktörü uygulanması, tüketim miktarı ve/veya bedelinin hatalı hesaplanması ya da mükerrer ödeme bildirimi düzenlenmesi gibi hususlardır.
    (2) Hatalı bildirimlere karşı, müşteri tarafından fatura tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde perakende satış şirketine itiraz edilebilir. İtirazın yapılmış olması ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. İtiraza konu tüketim bedeli ile müşterinin bir önceki tüketim döneminde ödemiş olduğu tüketim bedeli arasındaki farkın yüzde otuzdan fazla olması durumunda müşteri, bir önceki dönem tüketim bedeli kadarını son ödeme tarihinden önce ödeyebilir. Bu durumda müşteriye 24 üncü madde hükümleri uygulanmaz.
    (3) İtiraz, perakende satış lisansı sahibi tüzel kişi tarafından başvuru tarihini izleyen en geç on iş günü içerisinde incelenerek sonuçlandırılır.
    (4) İtirazın dağıtım şirketini ilgilendiren hususlarla ilgili olduğunun tespit edilmesi halinde, itiraz geliş tarihinden itibaren perakende satış lisansı sahibi tarafından iki iş günü içerisinde dağıtım şirketine iletilir. Dağıtım şirketi itirazın kendisine ulaştığı tarihten itibaren on iş günü içerisinde inceleme sonuçlarını perakende satış şirketine bildirir. İnceleme sonuçları Perakende satış şirketi tarafından en geç üç iş günü içerisinde müşteriye yazılı olarak bildirilir.
    (5) İnceleme sonucuna göre itirazın haklı bulunmaması halinde, itiraza konu tüketim bedelinin eksik tahsil edilen kısmı, müşteriden tahsil edilir." kuralı yer almıştır.
    08/05/2014 tarih ve 28994 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği'nin "Faturalarda ve faturalandırmaya esas unsurlarda hata tespiti" başlıklı 13. maddesinde, "(1) Bu madde kapsamındaki hatalar; sayacın hatalı okunması, yanlış tarife veya reaktif ve aktif enerjiye ilişkin yanlış çarpım faktörü uygulanması, tüketim miktarı ve/veya bedelinin hatalı hesaplanması gibi hususlardır. Mükerrer ödeme bildirimi de bu fıkra kapsamında değerlendirilir. ...
    (6) Bu madde çerçevesinde dağıtım şirketi veya ilgili tedarikçi tarafından hatalı tespitte bulunulduğu sonucuna varılması hâlinde, a) Yapılan tespitin dağıtım şirketinin ve/veya tedarikçinin lehine olması durumunda, 1) Tüketim miktarının hesabında esas alınacak süre; doğru bulgu ve belgenin bulunması hâlinde 12 ayı, bulunmaması hâlinde ise doksan günü aşamaz. 2) Tüketici tarafından ödenecek tutar, tüketicinin talep etmesi hâlinde, tüketim miktarının hesabında esas alınacak süre içerisindeki ay sayısı kadar eşit taksitler halinde ödenir. Bu bent kapsamında yapılacak hesaplamalarda ve taksitlendirmede gecikme zammı uygulanmaz..." kuralına yer verilmiştir.
    30/05/2018 tarih ve 30436 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği'nin "Faturalarda ve faturalandırmaya esas unsurlarda hata tespiti" başlıklı 36. maddesinde, "(1) Bu madde kapsamındaki hatalar; çarpan hatası, sayacın hatalı okunması ve tüketim miktarının hatalı hesaplanmasına bağlı dağıtım şirketi kaynaklı ya da yanlış tarife ile diğer bedellerin hatalı hesaplanmasına bağlı tedarikçi kaynaklı hatalardır. Mükerrer ödeme bildirimi de bu fıkra kapsamında değerlendirilir. ...
    (5) Bu madde çerçevesinde dağıtım şirketi veya ilgili tedarikçi tarafından hatalı tespitte bulunulduğu sonucuna varılması halinde; a) Yapılan hatalı tespitin giderilmesine ilişkin yapılacak işlemin dağıtım şirketinin ve/veya tedarikçinin lehine olması durumunda; 1) Tüketim miktarının hesabında esas alınacak süre; doğru bulgu ve belgenin bulunması hâlinde 180 günü, bulunmaması hâlinde ise 90 günü aşamaz. 2) Tüketici tarafından ödenecek tutar, tüketim miktarının hesabında esas alınacak süre içerisindeki ay sayısı kadar eşit taksitler halinde ödenir. Taksitlendirme yapılması halinde vade farkı alınmaz. Tüketicinin talebi olması halinde peşin olarak ödeme yapılabilir. Bu bent kapsamında yapılacak hesaplamalarda ve taksitlendirmede gecikme zammı uygulanmaz..." kuralı yer almıştır.
    29/12/2010 tarih ve 3002 sayılı Kurul Kararı ekinde yer alan "21 Dağıtım Şirketi İçin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar"ın 1. maddesinin (A) bendinde, "6948 sayılı Sanayi Sicili Kanununda tanımı yapılan ve ilgili resmî kuruluşça onaylı sanayi sicil belgesini ibraz eden sanayi işletmeleri bu abone grubu kapsamındadır. Sanayi abone grubu tarifesi uygulanması bakımından sanayi sicil belgelerinin, ilgili resmî kuruluş tarafından yayımlanan tebliğ çerçevesinde geçerliliği esas olup, ilgili resmî kuruluş tarafından vize edilen sanayi sicil belgelerinin onaylı bir sureti eş zamanlı olarak dilekçe ekinde ibraz edilir. Sanayi sicil belgelerinin vize bitim tarihinin içinde bulunduğu fatura döneminden sonraki ilk fatura dönemi sonuna kadar yenilenerek dilekçe ekinde ibraz edilmemesi halinde tüketimleri ticarethane abone grubu tarifesinden faturalandırılır." kuralına yer verilmiştir.

    HUKUKÎ DEĞERLENDİRME:
    İdare Mahkemesi'nin dava konusu Kurul kararının ikinci kısmı yönünden davanın reddine yönelik kararında hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.
    İdare Mahkemesi'nin, dava konusu Kurul kararının birinci kısmı yönünden davanın reddine yönelik kısmı incelendiğinde:
    Dava konusu işleme esas alınan 29/12/2010 tarih ve 3002 sayılı Kurul Kararı'nın eki 21 Dağıtım Şirketi İçin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar'ın 1. maddesinin (A) bendindeki, ''Sanayi sicil belgelerinin vize bitim tarihinin içinde bulunduğu fatura döneminden sonraki ilk fatura dönemi sonuna kadar yenilenerek dilekçe ekinde ibraz edilmemesi hâlinde tüketimleri ticarethane abone grubu tarifesinden faturalandırılır." ibaresinin iptali istemiyle açılan davada, Dairemizin 14/06/2017 tarih ve E:2013/3579, K:2017/1936 sayılı kararıyla, anılan ibarenin iptaline karar verilmiş, ancak davalı idarenin temyiz istemi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 31/01/2019 tarih ve E:2017/2753, K:2019/332 sayılı kararıyla Dairemiz kararının bozulması üzerine, bozma kararına uyularak Dairemizin 27/10/2020 tarih ve E:2019/2307, K:2020/2824 sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.
    İdari Dava Daireleri Kurulu'nun bozma kararı sonrasında Dairemizce söz konusu düzenleme yönünden davanın reddine karar verildiğinden, ...'ın davacının tarifesini değiştirmeden önce bilgilendirme yükümlülüğü altında olmadığı, bu itibarla uyuşmazlığın, dağıtım şirketinin sanayi sicil belgesi ibraz etmeyen abonelere kullandırdığı elektrik için hatalı tüketim bedelini (abone grubu değişikliği yapılmadığı için ortaya çıkan fark faturasını) geçmişe dönük olarak isteyip isteyemeyeceği noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Dürüst davranma" başlıklı 2. maddesinin birinci fıkrasında, "Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır."; ikinci fıkrasında ise, "Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz." kurallarına yer verilmiştir.
    Dürüstlük kuralı bir kimseden dürüst bir insan olarak beklenen davranışı ifade eder. Bir davranışın bu nitelikte olup olmadığı, toplumda geçerli ahlak ölçülerine, gelenek ve göreneklere, karşılıklı uygulana gelen teamüllere ve hakları sağlayan ilişkilerin amacına göre tayin edilir.
    Dürüstlük kuralının ve buna bağlı olarak hakkın kötüye kullanılması yasağının sadece Medeni Hukuk veya daha geniş kapsamlı olarak Özel Hukuk alanında uygulanabilecek bir kavram olduğu sanılmamalıdır. Dürüstlük kuralı hukukun her alanında, bu arada Kamu Hukuku dalında da daima dikkate alınması gereken bir temel hukuk ilkesidir. (OĞUZMAN, M. Kemal/BARLAS, Nami: Medenî Hukuk Giriş, Kaynaklar, Temel Kavramlar, 2021, İstanbul, s.247.)
    Dürüstlük kuralını düzenleyen 4721 sayılı Kanun'un 2. maddesinde, bütün hakların kullanılmasında dürüstlük kuralı çerçevesinde hareket edileceğini ve bir kimsenin başkasına zarar vermek ya da güç duruma sokmak amacıyla haklarını kötüye kullanmasını hukuk düzeninin korumayacağını belirtmiştir. Aynı maddede düzenlenen, hakkın kötüye kullanılması yasağı kuralının amacı ise, hâkime özel ve istisnaî hallerde (adalete uygun düşecek şekilde) karar verme olanağını sağlamaktadır.
    Bir hakkın kullanılmasında hak sahibi tam anlamıyla serbest değildir. Bütün hakların, bunların tanınmasındaki amaca uygun olarak kullanılması gerekmektedir. Bir hakkın amacına aykırı olarak kullanılması dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz ve böylece o hak kötüye kullanılmış olur. (OĞUZMAN/BARLAS, Age., s.247.)
    Hakkın kötüye kullanılıp kullanılmadığı belirlenirken, o kişinin hakkın kullanılmasında geçerli ve haklı bir yararının varlığı, hakkın kullanılmasının sağlayacağı yarar ile başkalarına vereceği zarar arasında aşırı oransızlığın olmaması, bir kimsenin kendi ahlaka aykırı davranışına dayanmaması ve uyandırılan güvene aykırı davranışta bulunmaması gibi ölçütler hakkın kötüye kullanılıp kullanılmadığını belirler. (OĞUZMAN/BARLAS, Age., s.249-255.)
    Yorumla anlamı tespit edilen hükmün uygulanmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı, böyle bir hükmün uygulanmasını istemenin hakkın kötüye kullanılması sayıldığı hâllerde, hâkimin, söz konusu hükmü uygulamaktan kaçınması ve bu yüzden ortaya çıkan örtülü boşluğu doldurması gerekir. (OĞUZMAN/BARLAS, Age., s.268.)
    Bir hakkın kullanılmasının açıkça adaletsizlik oluşturduğu, gerçek hakkın tanınması ve bireyin korunması için tüm hukukî yolların kapalı bulunduğu zorunluluk hâllerinde, 4721 sayılı Kanun'un 2. maddesi uygulama alanı bulur, olağanüstü bir imkan sağlar ve haksızlığı düzeltici, kanundaki kuralları tamamlayıcı fonksiyonunu yerine getirir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, 25/01/1984, E:1983/3, K:1984/1)
    Uyuşmazlığın çıktığı tarihte yürürlükte olan 25/09/2002 tarihli mülga Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin 23. maddesinde, tüketim bedelinin hatalı hesaplanmasının ödeme bildirimine ilişkin hata olarak kabul edilmiş, bu hataya müşteri tarafından, faturanın tebliği tarihinden itibaren 1 (bir) yıl içerisinde perakende satış şirketine itiraz edilebileceği düzenlenmiş, ancak anılan kararda, dağıtım şirketinin hatalı hesapladığı tüketim bedelini geriye dönük ne kadar süre isteyebileceğine ilişkin bir hükme yer verilmemiştir.
    Aktarılan kuraldaki eksiklik dürüstlük kuralına uygun bir şekilde yorumlandığında, dağıtım şirketinin, hatalı hesapladığı tüketim bedelini mâkûl bir süreyle sınırlı olarak geriye dönük isteyebileceği sonucuna ulaşılmaktadır.
    Nitekim, davalı idarenin hatalı hesaplanan tüketim bedellerine yönelik fark faturası çıkarma süresini, tüketim tarihinden sonra yürürlüğe giren 08/05/2014 tarihli Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği'nde, "doğru bulgu ve belgenin bulunması hâlinde 12 ay, bulunmaması hâlinde ise doksan gün"; 30/05/2018 tarihli Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği'nde, "doğru bulgu ve belgenin bulunması hâlinde 180 gün, bulunmaması hâlinde ise 90 gün"le sınırlandırdığı görülmektedir.
    Öte yandan, dağıtım şirketinin, süresi içinde ibraz edilmeyen sanayi sicil belgesi üzerine bu eksikliği takip eden ilk fatura döneminde tespit edip fark faturası çıkararak aboneden istemesi hâlinde, yüksek fatura ödemek zorunda kalacak olan abonenin zaten mevcut olan vizeli sanayi sicil belgesini sunarak anılan eksikliği giderebileceği de açıktır.
    Dağıtım şirketinin süresinde ibraz edilmeyen sanayi sicil belgesi nedeniyle geçmişe dönük fark faturası düzenlemesi mümkün ise de bunun mâkûl bir süreyle sınırlandırılması gerekmekte olup böyle bir sınırlama yapılmadan fark faturası düzenlenmiş olması nedeniyle dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
    Bu itibarla, İdare Mahkemesi kararının ... tarih ve ... sayılı Kurul kararının birinci kısmı yönünden davanın reddine ilişkin kısmında isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin kısmen reddine,
    2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı davanın reddi yolundaki kararının ... tarih ve ... sayılı Kurul kararının ikinci kısmı yönünden ONANMASINA;
    3. Davacının temyiz isteminin kısmen kabulüne;
    4. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesi uyarınca temyize konu Mahkeme kararının ... tarih ve ... sayılı Kurul kararının birinci kısmı yönünden BOZULMASINA,
    5. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
    6. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası gereğince bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 15/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi