10. Hukuk Dairesi 2011/1669 E. , 2012/6940 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, vergi borçlanma süresinin sigortalılıktan sayılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar veriliştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1479 sayılı Kanunun 26. maddesinde; sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği, aynı Kanunun 25. maddesinde ise, yasal şartların gerçekleştiği tarihte sigortalılığın kendiliğinden başlayacağı öngörülmüştür. Ne var ki, 1479 sayılı Kanuna göre, hak ve mükellefiyetlerin belirli tarihlerde başlatılmasını zorunlu kılan düzenlemeler kapsamında; 619 sayılı Kanunun Hükmünde Kararname’nin geçici 1. maddesi hükmünde; “bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetlerinin bu Kanun Hükmünde Kararname’nin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlayacağı ancak; 1479 sayılı Kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olmak kaydıyla 20.04.1982 tarihinden 04.10.2000 tarihine kadar vergi dairelerine kayıtlı olarak kendi nam ve hesabına bağımsız çalıştıklarını belgeleyen sigortalıların, vergiye kayıtlı oldukları süreleri borçlanmak suretiyle sigortalılık süresi olarak değerlendirmeleri imkanı geliştirilmişse de; Anayasa Mahkemesinin 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe giren 26.10.2000 günlü kararı uyarınca, 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname tüm hükümleriyle iptal edilmiş, sonradan 02.08.2003 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanunun 46. maddesiyle 1479 sayıl Kanuna eklenen geçici 18.madde hükmü ile de; 619 sayılı Kanunun Hükmünde Kararname’nin geçici 1. maddesi hükmüne benzer bir düzenlemeyle; sigortalılık niteliğini taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmayanlara, 20.04.1982 ile 04.10.2000 tarihleri arasında vergi kayıtlarına dayalı çalışma sürelerini belli koşullarla borçlanma imkanı tanınmıştır.
“Kısmi borçlanma” Dairemizin görüşüne uygun olup, mahkemece, bu yönde karar verilmiş olması yerindedir.
Somut olayda, 06.12.2004 tarihli yazı ile vergi borçlanma bedeli borcu 3.212.585,83 TL olarak bildirilmiş, davacı 02.02.2005 tarihinde 9.906,00 TL olarak ve vergi borçlanma bedeli şerhi ile ödemiş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu ödenen bedelin 3420 gün karşılığına denk geldiği belirtilerek hükümde, 20.04.1982-04.10.2000 tarihleri arasında ödenen primlere karşılık gelen 3420 günün ... sigortalılık süresi olarak kabulüne karar verilmiş olması, davacının borçlandığı sürenin hükümde belirtilmemiş olması, infazda, tereddüt oluşturacağından isabetsiz bulunmuştur.
Mahkemece, davacının 13.04.1990-03.10.2000 tarihleri arasındaki süreye karşılık yatırılan miktarın, bu sürenin tamamına karşılık gelmediğinden, vergi kayıt tarihinin başlangıcından itibaren 3420 günün hesabı ile sigortalılık süresinden sayılmasına karar verilmesi gerekirdi.
Ne var ki, bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden temyiz edenin sıfatına göre hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün (1). paragrafındaki “20.04.1982-04.10.2000” tarihlerinin silinerek, yerine, “13.04.1990-03.10.2000” tarihlerinin yazılmasına, aynı paragraftaki “talebinin” ifadesinden sonra gelmek üzere “13.04.1990 tarihinden itibaren” ifadelerinin eklenmesine ve kararın bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.